İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) 18 Ocak Cumartesi günü Suriye’nin kuzeyinde gerçekleştirdiği insansız hava aracı (İHA) saldırısında Heyva Sor a Kurd’a (Kürt Kızılayı) ait bir ambulansın vurulmasını savaş suçu olarak nitelendirdi.
Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Türkiye'nin desteklediği SMO'yu Münbiç şehri yakınlarında kritik öneme sahip Tişrin Barajı'na saldırı düzenlemekle suçladı. 18 Ocak'ta yüzlerce sivil, SDG'nin elinde bulunan diğer bölgelerden Rojava'ya canlı kalkan oluşturarak saldırılara engel olmak için baraja gitti ancak birçok kez dron saldırısına maruz kaldı.
Tişrin Barajı'nda 10 Aralık'tan beri süren çatışmalar
Tişrin Barajı, Aralık 2024'ten bu yana Türkiye-SMO koalisyonu ile SDG arasındaki çatışmaların odak noktalarından biri.
Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) göre Ocak ayı boyunca Türkiye-SMO koalisyonu tarafından düzenlenen en az dört saldırıda 20 kişi öldü,120'den fazla kişi de yaralandı.
SOHR 12 Ocak verilerine göre, çatışmaların başlamasından bu yana 349 kişi 31’i sivil, 65’i SDG mensubu, 253’ü SMO’lu olmak üzere toplam 349 kişinin öldüğü belgelendi.

TİŞRİN BARAJI VE ÇEVRESİNDEKİ ÇATIŞMALAR
SOHR: Bir ayda 253 SMO, 65 SDG mensubu hayatını kaybetti
Ambulansın saldırıya uğradığı an
Görgü tanıklarına göre, saldırı esnasında Kürt Kızılayı'na ait ambulans, Tişrin Barajı'ndaki protestoculara yönelik daha önce yapılan bir İHA saldırısında yaralanan bir sivili taşıyordu. Saldırı sırasında protestocular, cephe hattına yaklaşık beş kilometrelik bir mesafedeydi.
Saldırının ardından baraja koşan Kürt Kızılayı ambulans şoförü “Baraja giderken, barajdan yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki Huriya köyünden hemen önce, sivil bir araç bize durmamızı işaret etti ve yaralı bir kız çocuğu olduğunu söyledi” dedi.
Saldırının ardından karnından yaralanan kızı ambulansa naklettiğini söyleyen şoför “Ambulansa tekrar girdikten kısa bir süre sonra bir dron saldırısına uğradık. Patlama ambulansın kapılarını açmaya zorladı ve hem camlarını hem de kapılarını parçaladı” dedi.
Meslektaşının eline isabet eden bir metal parçası nedeniyle hafif yaralandığını belirten şoför, “İkinci ambulans olay yerine geldi ve yaralı kız bizimle birlikte acil hastaneye nakledildi. Neyse ki herkes güvendeydi” dedi.
ANF’ye göre, saldırılarda 6 sivil hayatını kaybederken en az 16 kişi yaralandı.
HRW’nin kıdemli Orta Doğu ve Kuzey Afrika araştırmacısı Hiba Zayadin, “TSK-SMO güçleri, sivillere ve sivil nesnelere karşı açık ve rahatsız edici bir hukuk dışı saldırı görüntüsü sergilediler. SMO’nun ana destekçisi olarak Türkiye'nin SMO’nun kötü niyetli davranışlarını dizginleme yükümlülüğü vardır, aksi takdirde işledikleri suçlara ortak olma riskiyle karşı karşıya kalacaktır” dedi.
Askeri hedef veya silah tespit edilemedi
Tişrin Barajı’nda 18 Ocak’ta yapılan protestoya saat 13:00 ile 14:00 arasında yapılan saldırıya ve sonrasına yönelik üç video görüntülerini doğrulayan HRW, protestoya katılan iki kişiyle ve ambulans şoförüyle tanık sıfatıyla görüştü. Buna göre HRW, protestonun yakın çevresinde görünür herhangi bir askeri hedef veya silah tespit edemedi.
SMO’ya bağlı bir hesap, barajdaki insanlara yönelik saldırının drone kamerasıyla çekilmiş bir videosunu yayınladı. Ancak HRW, drone saldırılarının Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından mı yoksa SMO tarafından mı yapıldığını belirleyemedi.
Saldırı anıyla ilgili videolar
HRW tarafından doğrulanan ve 22 Ocak'ta SMO'ya bağlı bir Telegram kanalı tarafından yayınlanan dron görüntülerinde, Tişrin Barajı'ndaki protesto gösterinde geleneksel Kürt dansı yapan kadın ve erkeklerden oluşan bir kalabalığın içinde havadan atılan iki küçük mühimmatın patladığı görülüyor. Videonun altyazısında ise “Silahlı İHA, Tişrin Barajı'ndaki SDG kutlamalarına tebrikler gönderiyor” deniyor.
Saldırı sonrasında sosyal medya kanallarında yayınlanan videolarda ise silahsız protestocuların yaralı ya da ölü olduğu anlaşılan insanlarla ilgilenmek için koşuşturdukları görülüyor.
Görgü tanıkları
Tişrin Barajı’ndaki protestolara katılan Kamışlı'dan 37 yaşındaki Armanj Mohammed HRW’ye "Saldırılara karşı durmak, topraklarımızı korumak ve su, elektrik ve altyapının hedef alınmasına son verilmesini talep etmek için barışçıl bir şekilde Tişrin Barajı’na gittik. Kadınların, çocukların ve yaşlıların katılımıyla Kürtçe şarkılar söyleyip dans ediyorduk. Protesto alanında herhangi bir askeri ya da SDG varlığı yoktu" dedi.
Protestoyu görüntüleyen JinTV muhabiri Jiyan Khalil, “Manzara korkunç ve tarif edilemezdi. Bombalamadan önce hiçbir ön uyarı yoktu. Saldırı son derece acımasızdı ve doğrudan sivilleri art arda iki kez hedef aldı.” dedi.
Tişrin Barajı'nın önemi
Suriye'nin kuzeyinde Fırat Nehri üzerinde, çok sayıda kasaba ve köyün yanı sıra Rakka gibi şehir merkezlerinin de yukarısında yer alan Tişrin BarajI, Rojava'nın büyük bir kısmına elektrik sağlıyor.
Bölgede faaliyet gösteren uluslararası kuruluşların oluşturduğu bir koalisyon olan Kuzeydoğu Suriye (NES) STK Forumu'na göre baraj, çatışmalar sırasında hasar gördüğü 10 Aralık'tan bu yana çalışmıyor. Bu ise Münbiç ve Kobani bölgelerinde 413.000'den fazla kişiyi su ve elektrikten mahrum bırakıyor.
Uluslararası Kızılhaç Komitesi, barajın zarar görmesi halinde “sel sularının bu şekilde serbest bırakılmasının yıkıcı insani sonuçlarının olacağı ve çevreye ciddi zarar verebileceği” uyarısında bulundu.
Ekim 2023'ün sonlarından bu yana Suriye'nin kuzeydoğusunda SDG'nin kontrolündeki bölgelere düzenlenen saldırılar milyonlarca insanın su ve elektrik kesintilerine maruz kalmasına neden oldu. Sivil altyapıya yönelik tekrarlanan saldırılar, su ve elektrik santralleri, petrol tesisleri ve gaz tesisleri de dahil olmak üzere birçok temel tesisi harabeye çevirdi ve hastaneleri, fırınları ve su tesislerini çalışamaz hale getirdi.
Uluslararası insancıl hukuk ne diyor?
Savaş kanunlarını düzenleyen uluslararası insancıl hukuka göre, çatışma halindeki tarafların yaralı ve hastaları toplayıp bakımlarını yapma zorunluluğu bulunuyor.
Buna göre, hastaneler gibi özel korumaya sahip olan ambulanslar, düşman savaşçılarını tedavi etmek de dahil olmak üzere, herhangi bir türde tıbbi bakım sağlamak için kullanılıyorlarsa hedef alınamazlar. Ambulansların ve diğer tıbbi nakil araçlarının çalışmasına izin verilmesi ve her koşulda korunması zorunluluğu mevcut.
Baraj gibi yapılar da uluslararası insancıl hukuk kapsamında özel olarak korunmakta. Buna göre, baraj ve benzeri tesislerin, sivil nüfus arasında ciddi kayıplara yol açan tehlikeli sel sularının serbest kalmasını önlemek için çatışmalarda “özel bir dikkatle” ele alınması gerekiyor.
Bir baraj askeri operasyonlar için kullanılsa veya askeri operasyonlara yakın olsa bile, saldırılar orantılı olmalı ve aşırı tesadüfi hasarın yanı sıra sivillerin yaralanmasını veya hayatını kaybetmesini önlemek için mümkün olan tüm önlemler alınmalıdır.
Acil sağlık hizmetlerinin yaralıları tedavi etmek üzere tahliyeleri gerçekleştirebilmesi ve personelin gerekli onarımları yapabilmesi için güvenli geçiş sağlanmalıdır.
(EC)