* İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün hazırladığı videoda, 1990’lı yıllarda yakınları öldürülen aileler adalet arayışlarını anlatıyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch/HRW) bugün yaptığı yazılı açıklamada, 1990’lı yıllarda devlet görevlilerince öldürülen ya da gözaltında kaybedilen sivil Kürtler için adalet sağlanmasının, barış sürecinin vazgeçilmez bir parçası olması gerektiğini ifade etti.
HRW Türkiye uzman araştırmacısı Emma Sinclair-Webb “1990’larda işlenen suçlar için adalet sağlanmasının, Kürt meselesinin çözümüne doğru atılan insan hakları adımlarının önemli bir unsuru” olduğunu söyledi.
Örgütün Eylül 2012’de yayınlanan raporunda bu suçların hesabının sorulmasının önündeki en temel engelin zamanaşımı uygulaması olduğu tespit edildi.
HRW’nin hazırladığı videoda, öldürülen ya da kaybedilenlerin yakınları, uzun zamandır sürdürdükleri adalet arayışını anlatıyorlar.
Videoda, soruşturma ve kovuşturma yürütülmemesi nedeniyle uğradıkları haksızlıkları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyan mağdur yakınlarıyla yapılmış röportajlar da yer alıyor.
“AİHM Türkiye aleyhine verdiği birçok kararda, Türk devletinin yaşam hakkını ihlal ettiğini ve söz konusu vakalar hakkında etkin bir soruşturma yürütmediğini defalarca tespit etti.”
AİHM kararı dikkate alınmadı
Videoda Adnan Örhan, babası Selim Örhan, amcası Hasan Örhan ve kuzeni Cezayir Örhan’ın Mayıs 1994’te yaşadıkları Diyarbakır’ın Kulp ilçesi Çağlayan köyüne bağlı mezraya yapılan askeri operasyon esnasında, Bolu Komando Tugayı’na bağlı bir tim tarafından gözaltına alınıp kaybedilmelerini anlatılıyor:
“Dedem 103 yaşına kadar yaşadı, bir yerden çıkıp gelecekler diye bekledi ama olmadı…”
2007’de yapılan bir DNA testi, bir toplu mezarda bulunan kemiklerin Adnan Örhan’ın babası ve amcasına ait olduğunu ortaya çıkardı.
Fakat Diyarbakır savcılığı bu durumla ilgili ne soruşturma başlattı ne de tanıkların ifadelerine başvurdu. Kaybedilmelerinin üzerinden 19 yıl geçti ve olay Mayıs 2014’te zamanaşımına uğrayacak.
HRW, “2002’de AİHM Türkiye’yi hem bu kişilerin ölümlerinden hem de sonrasında etkin soruşturma yapmamaktan sorumlu tutmasına rağmen, Türkiye makamları sorumluların tespit edilmesi için soruşturmanın yeniden açılması yönünde hiç bir girişimde bulunmadığını” belirtti.
“Askerler yakarak öldürmeye çalıştı”
HRW, Şubat 1993’te Şırnak’ın Güçlükonak ilçesi, Ormaniçi köyüne yapılan askeri operasyon sırasında askerlerin işkence yaptığı onlarca köylüden biri olan Resul Kaya ile de görüştü.
Köylülerden yedisinin ayakları veya ayak parmakları, gözaltındayken önce karda yürütülüp ardından günlerce soğuk su içinde ayakta tutuldukları için donmuş ve sonra da kangrene çevirdiği için ampute edilmişti.
Kaya, videoda, bir grup askerin kendisini nasıl ateşe verdiklerini ve yakarak öldürmeye çalıştıklarını anlatıyor.
Ormaniçi köylüleri davayı AİHM’e taşıdılar, Türkiye suçlu bulundu. Bu karara rağmen, bu suçlarla ilgili olarak Türkiye’de kimse yargılanmadı.
Kaya İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne Haziran 1994’te köye yapılan ikinci bir operasyonda askerlerin, babası Mehmet Kaya’yla birlikte üç köylüyü nasıl infaz ettiğini ve bu cinayetlerle ilgili hiç bir zaman soruşturma açılmadığını da anlatıyor.
HRW’yle görüştükten sonra Resul Kaya ve Haziran 1994’te öldürülen diğer köylülerin aileleri Cizre savcısına yeni bir şikâyet dilekçesi verdiler. Aileler, bir süre sonra savcıya tanık ve davacı olarak ifade vermek üzere çağrılmayı bekliyorlar.
Adalet arayışı 19 yıldır sürüyor
Saadet Dayan ve Halil Dayan da Cizre’de imamlık yapan Ebubekir Dayan’ın Ocak 1994’te gözaltında öldürülmesini HRW’ye anlattı.
Ebubekir Dayan’ın eşi Saadet Dayan, cenazeyi teşhis etmek için morga gittiğinde eşinin vücudunda işkence izleri gördüğünü söyledi. Kendisi de imam olan Ebubekir Dayan’ın babası Halil Dayan da adalet arayışının hâlâ devam ettiğini ifade etti. (AS)