Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yeniden görülen davaya bugün (19 Aralık) Çağlayan'daki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edilecek.
Duruşma öncesine Hrant'ın Arkadaşları "adalet nöbeti" için adliye önünde toplandı.
Adliye önünde konuşan Hrant'ın Arkadaşları'ndan Bülent Aydın, davada bugüne kadar gelinen süreci özetleyerek “Bugün gelinen aşama, cinayetin hemen ertesinde apaçık görülebiliyordu. Ama 'işi FETÖ’ye yıkma', bir imkan olarak belirene kadar, iktidar cinayet şebekesini aydınlatmak için kılını kıpırdatmadı. Hepsi elbirliğiyle örttüler” dedi.
Hrant'ın Arkadaşları gün boyu davayla ilgili bilgilendirme tweetleri atacak.
Cinayette katkısı veya ihmali olan polisler, 9 yıl sonra, nihayet, tetikçilerle birlikte, aynı davada yargılanıyor. Yeni iddianame sürecinde bazı polisler tutuklanmıştı, FETÖ bağlantısı nedeniyle bunlara eklenenler oldu. İlk cinayet davası müsamereydi, orada adaletle alay edilmişti. Bu sefer dava sahici olabilir, ama güçlü engeller var. İlk engel, anayasa, yasalar ve kurumların ortadan kaldırıldığı, adaletin hiçbir nesnel ölçüsünün kalmadığı ortam. İkinci engel, hükümetin Hrant Dink cinayetini sadece “FETÖ” diye suçlayabileceği kişilerin üzerine yıkma gayreti. Yıllardır, bu cinayetin örgütlenmesine ve sonradan örtülmesine karışan devlet görevlileriyle tetikçilerin birarada yargılanmasını savunduk. Bu nihayet sağlandığında, ilk duruşmadan itibaren türlü rezaletin ortaya döküldüğü görüldü. Devletin pek çok biriminin, neredeyse bir yıl boyunca cinayet planından haberdar olduğu kesinleşti. Cinayet istihbaratının dolambaçlı ifadelerle örtüldüğü, raporların gidip geldiği veya gitmediği, gelmediği anlaşıldı. Emniyet ve istihbarat müdürleri sorumluluğu birbirlerinin üzerine attılar, hangisinin ne yaptığı anlaşılamadı. Ancak hiçbirinin cinayeti önlemek için hiçbir şey yapmadığı anlaşıldı. Anlaşılan başka rezillikler de oldu. Trabzon Emniyeti, Yasin Hayal’i cinayetten vazgeçirmek için Erhan Tuncel’in ikna kabiliyetine güvenmiş, başka tedbir almamıştı. İstanbul Emniyeti, zaten sürekli tehdit altında yaşayan, şimdi de öldürüleceği bilgisi alınan Hrant’ı korumaya gerek görmemişti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü., cinayet istihbaratını içeren rapor için Emninet İstihbarat Başkanına, “imha etmezsen hepimiz yanarız” demişti. Dava dışında da çok ilginç gelişmeler oldu: Jandarma istihbaratçılarının cinayet mahallinde katili kolladığı ortaya çıktı. Bunları öğrenebilmemiz, bu kişilerin 15 Temmuz darbe girişimi üzerinden “FETÖ” ile bağlantılı görülmesi sayesinde oldu. Hrant Dink Cinayeti Davası’nın jandarma ayağıyla ilgili iddianamenin hazırlanmasını bekliyoruz. Jandarma davası şimdi yürüyen dava ile birleştirilirse, on yıldır haykırdığımız talebimiz kısmen gerçekleşecek. Ancak günün ortamı, sahiden sonuç almaya yönelik sağlıklı bir yargı sürecine dair umut beslemeyi zorlaştırıyor. Yine de, bir grup tetikçinin şov yaptığı rezilâne müsamereden, devlet görevlilerinin yargılandığı aşamaya gelinmiş oldu. Şunu vurgulamalıyız: Bugün gelinen aşama, cinayetin hemen ertesinde apaçık görülebiliyordu. Ama “işi FETÖ’ye yıkma”, bir imkân olarak belirene kadar, iktidar cinayet şebekesini aydınlatmak için kılını kıpırdatmadı. Hepsi elbirliğiyle örttüler. |
Ne olmuştu?
Dink cinayetinde aralarında Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç, İstanbul Emniyeti eski Müdürü Celalettin Cerrah, Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanları Ramazan Akyürek, Sabri Uzun, Ahmet İlhan Güler, Trabzon Emniyeti Eski Müdürü Reşat Altay’ın bulunduğu sanıkların yargılanmalarına İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dört gün devam edilecek.
Dink’in öldürülmesine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturmada Dink’in öldürüldüğü saatlerde olay yerinde jandarma görevlilerinin olduğu tespit edilmişti. Ancak savcı Gökalp Kökçü, jandarmayı kamu görevlileri ile ilgili hazırladığı iddianameye dahil etmemişti.
TIKLAYIN - DİNK ÖLDÜRÜLDÜĞÜNDE JANDARMA CİNAYET MAHALLİNDE MİYDİ?
Bundan kısa süre sonra, 11 Ocak 2016'da Kökçü soruşturmadan alındı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Kökçü, 26 Temmuz 2016'da yeniden soruşturmanın başına getirildi.
27 Temmuz'da İstanbul ve Trabzon’da dört jandarma ve bir yayınevi sahibi tutuklanmıştı. 31 Temmuz'da aralarında askerlerin de bulunduğu 20 kişi gözaltına alındı.
3 Ağustos'ta ise Fox TV Haber Müdürü Ercan Gün, Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında gözaltına alındı. Aynı gün jandarma görevlilerinden Jandarma Uzman Çavuş Abdullah Dinç tutuklandı.
7 Ağustos'ta da dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerinden Ergün Yorulmaz tutuklandı.
9 Ağustos'ta eski astsubay Emre Cingöz, Hrant Dink cinayetinin olduğu gün olay yerinde olduğu gerekçesiyle, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, "Fetullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması" (FETÖ / PDY) üyeliği ve kasten öldürmeye iştirak" suçundan tutuklandı. Aynı gün Şüpheli jandarma astsubaylar Mustafa Küçük, Mikdat Özbek, eski uzman çavuşlar Rahmi Özer ile Musa Yıldırım ise aynı suçlardan, adli kontrol uygulanarak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
16 Ağustos’ta Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz, jandarma istihbarat görevlisi Astsubay Veysel Şahin, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’nda görevli Astsubay Ecevit Emir ve Uzman Jandarma Adem Sarıgöl tutuklandı.
Hrant Dink cinayeti davasında “örgüt olmadığı”nı söyleyen ve iki kişi dışındaki sanıkları tahliye eden mahkemenin başkanlığını yapan hakim Rüstem Eryılmaz 20 Ağustos’ta tutuklandı.
25 Ağustos’ta gazeteci Ercan Gün ile Dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Müdürü Metin Yıldız tutuklandı. (EA)