"Kürtlerin, kadınların, Alevilerin mücadeleleri nasıl kimlik mücadelesiyse eşcinsellerin mücadelesi de kimlik mücadelesidir. Kürdün, kadınların, Alevilerin haklarını savunanlar eşcinsellerin haklarını savunmuyorlarsa aslında kimsenin hakkını savunmuyor demektir."
Kaos GL'nin düzenlediği Homofobi Karşıtı Buluşma kapsamında düzenlenen "Homofobi Kimin Meselesi?" başlıklı panelde konuşan gazeteci Oral Çalışlar, "Kendine demokratım diyen biri homofobikse onun demokratlığından bahsedilemez" dedi.
Alevi Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nden Yard. Doç. Dr. Aykan Erdemir'in de katıldığı oturumda konuşan Ege Üniversitesi'nden Doç. Dr. Nilgün Toker, oturum başlığı olan soruyu, "homofobi kimin meselesi?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Benim için adalet mücadelesi çok şahsi. Ve homofobiye karşı mücadele de dünyadaki adaletsizliklerden birine, hatta en önemlilerinden birine karşı yürütülüyor. Bu adaletsizliği ortadan kaldırmak için homofobi benim meselem."
Kaos GL'den kolaylaştırıcılığını yaptığı, Ekin Sanat Merkezi'nden gerçekleşen etkinlik saat 15.00'te başladı.
Son günlerdeki eşcinsel hakem olayı ve Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç'ın açıklamalarını örnek vererek konuşmasına başlayan Çalışlar, "Tutuculuğun aynı yerden ses verdiği bu tartışmalardan bir kere daha gördük" dedi.
"Sosyalist harekette kadın ve işçi meselesini çözeceğimizi düşünüyorduk. Fakat eşcinsellerin sorunlarını çözmeyi hiç düşünmedik. Çünkü görmüyorduk. Görseydik bu sorunu da sosyalizmle çözmeyi düşünürdük" diyen Çalışlar, Küba, Çin ve Sovyetler Birliği örneklerini vererek devam etti konuşmasına:
"Ancak sosyalist pratiklerle yönetildiği ülkelerdeki eşcinsellere yönelik tutucu ve baskıcı uygulamaları görünce meselenin ortadan kalması için başka bir pratiğe gerek olduğu gerçeğiyle karşılaştık."
Çalışlar, Cumhuriyet gazetesinde eşcinselliğin tedavisi üzerine yazılar yazan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile Bulaç gibi iki farklı dünyanın insanının homofobi konusunda benzer şeyler düşünüyor olmasına dikkat çekti, "homofobiyle mücadele konusunda en önemli mecranın medya olduğunu" söyledi.
"Medyanın dilinin düzelmesi için ötekilerin hakları için çalışanların eleştirilerini dillendirmeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda feminist mücadele çok önemli bir örnek. Medyada bayan kadın olduysa bu feminist mücadelenin eseridir. Bu konuda en duyarlı insanlarla başlanarak daha sonra diğerlerine de ulaşılabilir."
Enstitü'nün cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin temel çalışma alanlarından biri olduğu bilgisini veren Erdemir, ABD'de faaliyet gösteren Müslüman eşcinseller örgütü Al-Fatiha, Kanada'daki feminist lezbiyen topluktan bahsetti ve tek bir İslam'ın olmadığını, İslamların olduğunu söyledi.
"İnancın alternatifler yaratmak isteyenlere en büyük tepkiyi cemaatler içinden değil, bu cemaatlerin dışındaki insanlardan geliyor. Bunu da ciddiye almayarak yapıyoruz. Oysa ki bu alternatifleri önemsemeli ve saygı duymalıyız."(BÇ)