"Bu geminin yükü değil. Gemi inşa edilirken kullanılan ısı izolasyon maddesi."
bianet'in görüştüğü, gemi söküm işlemini ağustosta gerçekleştirmeye hazırlanan ve Otapan'ın 15 güne kadar Aliağa'ya ulaşacağını söyleyen Şimşekler Tersanesi yetkilisi Osman Şimşek de geminin bünyesinde asbest olduğunu ve söküm sırasında kanserojen nitelikli asbest çıkarılacağını doğruladı.
Çevre savunucularıysa, asbestin geminin yükü olmasa da, Türkiye'ye gelmesinin uluslararası sözleşmelerin ve Türkiye yasalarının ihlali olduğunu, söküm sırasında açığa çıkacak asbest liflerinin rüzgarla yayılabileceğini ve bölgede yaşayanlara zarar vereceğini, toprağa ve suya karışabileceğini, aynı zamanda yakma yöntemiyle bertaraf edilmesinin de daha zararlı olacağını belirtiyor.
Tümer: Yük de olsa, bünyede de olsa zehir ithal etmiş olacağız
Greenpeace'ten Aslıhan Tümer'se gemilerin yalnızca yük olarak değil, bünyelerinde de asbest barındırması halinde, ithal edilemeyeceğini, bunun Türkiye'nin de taraf olduğu "Tehlikeli Atıkların Sınırötesi Taşınımının ve Bertaraf Edilmesinin Kontrolüne İlişkin Basel Sözleşmesi"ne aykırı olduğunu belirtti.
"Bahsettiğimiz şey zehir. Geminin sökümünde ortaya çıkacak. Basel Sözleşmesi'ne göre, ülkeler arasında zehirli herhangi bir atık taşınması yasak. Asbest 1 ton da olsa, 10 ton da olsa taşınamaz."
"Sadece asbest değil, gemide diğer zararlı, zehirli atıkların olup olmadığıyla ilgili Çevre Bakanlığı'nın bilgilendirilmesi gerekiyor."
"Otapan geri gönderilmeli"
Ancak Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin bugün Hürriyet gazetesinde yayınlanan sözleri şöyle:
"Eğer Hollanda hükümetinin beyanı doğru değil ve gemi bünyesi dışında zehirli atık çıkarsa, o geminin Türkiye'ye girmesi mümkün değil. Anında geri yollarız. Yalanı da affetmeyiz."
Çevre savunucularına göre, Osman Pepe, bu sözleriyle söküm sırasında geminin bünyesinden çıkacak olan asbestin Türkiye'ye giriş yolunu açmış oluyor.
Oysa, Ege Çevre ve Kültür Platformu, dün yaptığı açıklamada asbestin Basel Sözleşmesi'ndeki tehlikeli atıklar listesinde yer aldığını, ayrıca Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği'ne göre, "Her türlü atığın ithalinin, atıkların serbest bölgeler dahil Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesine girişinin yasak olduğunu" açıklamıştı.
Tümer, bünyesinden asbest çıkacak Otapan'ın geri gönderilmesi gerektiğini belirtti. "Eğer bünyesinden asbest çıkacaksa, Otapan'ın gelmesi uluslararası sözleşmelere ve yasalara aykırı. Zehirli atığı ithal etmiş oluyoruz."
Greenpeace'ten Banu Dökmecibaşı da, önceki gün bianet'e verdiği demeçte, söküm için gelen gemilerin kendi ülkelerindeyken asbestten, zararlı maddelerden arındırılmasının gerektiğini söylemişti.
Hollanda asbestsiz söküm yapabilirken, ucuz diye zehri Türkiye'ye yolluyor
Tümer, Hollanda'da yasalar gereği asbest çıkarmadan, doğaya uygun bertaraf yöntemleriyle gemi sökümü yapabildiğini, ama bu çok pahalı bulunduğu için geminin Türkiye'ye yönlendirildiğini açıkladı.
"Bu nedenle birçok ülke, bu gemilerini asbest açığa çıkararak gemi sökümü yapan Türkiye, Bangladeş, Çin, Hindistan gibi ülkelere yolluyor. Ucuza mal ettikleri için bu ülkeleri gemi sökümü çöplüğü haline getiriyorlar.
"Ekonomiye katkı sağlayacak diye insanlarımızı, çevremizi zehirleyemeyiz. Avrupa'da bu şekilde gemi sökümü yasak. Gemi sökümü çöplüğü hakline geliyor. Sonuçta ortada kazanç falan kalmıyor. Yaşamla oynayarak kazanç olmaz."
GemiSanDer: Çevreye zarar vermeyeceğiz
Hafta başında basın çalışanlarını tersanelere davet eden GemiSanDer'se, söküm asbestli sökümde bütün önlemleri aldıklarını, çevreye zarar vermeyeceklerini söylüyor.
Dernek, dün yaptığı basın açıklamasında, "Türkiye'nin asbest sökümü konusunda tek yetkili kuruluşu" olduğunu belirtti; "Asbest veya amyant, geminin inşası sırasında ısı ve ses izolasyonlarında kullanılan bir madde olup, demeğimiz bünyesindeki ekip ve ekipmanlarla bunu herhangi bir tehlikeye mahal vermeden yerinden alacak tecrübeye sahiptir" dedi.
GemiSanDer Otapan için gerekli izinlerin alındığını da açıkladı.
"Asbest tehlikeli bir maddedir ama zehirli bir madde değildir. Gerekli önlemlerin alınması halinde sökümü ve bertarafı mümkündür. Öyle olsaydı geminin inşasında ve çalışması esnasında binlerce insanın zarar görmesi gerekirdi.
"Otopan gemisi için Çevre ve Orman Bakanlığı'na Basel Konvansiyonu hükümleri doğrultusunda Hollanda Çevre Bakanlığı tarafından müracaat edilmiş ve gereken izinler alınmıştır. Çevre ve Orman Bakanlığı 10 Temmuz 2006 tarih ve 32956 sayılı yazıları ile Derneğimize, 29 Temmuz 2006 tarihinde de Hollanda Çevre Bakanlığı'na iletilmiştir."
Greenpeace: Asbest ölümcül hastalıkların nedeni
Ancak Greenpeace ve diğer çevre örgütleri asbestle ilgili aynı şeyleri söylemiyor.
"Asbestin mikroskobik liflerinin tedavisi mümkün olmayan ölümcül akciğer hastalıklarına yol açtığı biliniyor ve bu lifler rüzgarla kilometrelerce uzağa taşınabiliyor. Asbest liflerinin uçuşmasıyla ulaşabileceği uzaklık 10-20 kilometre. Bu liflerin etkileyebileceği kişi sayısı yaklaşık 40 bin. Asbest ve hurda gemilerde bulunan diğer kanserojen maddelerle ilişkilendirilen ölümcül hastalıklar arasında: Asbestozis ve en az 10 farklı kanser çeşidi var. Bu hastalıkların ortaya çıkması için gerekli ortalama süreyse 20-30 yıl."
"Gemiler topraktan ve denizden yalıtılmalı"
Greenpeace'in dikkat çektiği bir başka konu da gemilerin su üstünde sökülmesi.
"Çevre kirliliğinin önlenmesi ve insan sağlığının korunmasını sağlamak için gemilerin yalnızca kızaklarda sökülmesine izin verilmeli. Ancak bu şekilde parçalanacak geminin topraktan ve denizden yalıtılması sağlanarak, katı ve sıvı tehlikeli atıklar çevreye karışmadan düzenli şekilde toplanabilir.
"Ancak hâlâ gemilerin denizde parçalanması ve atıkların denize ve toprağa karışması anlamına gelen gemilerin 'baştankara' ve 'kıçtankara' edilerek sökülmesi yöntemine izin veriliyor."
Şimşekler Tersanesi yetkilisi Osman Şimşek de, bianet'e geminin kızaklar üstünde değil, yarısı suda yarısı karada olmak üzere söküleceğini söyledi.
GemiSanDer'den Sarıkaya'ysa, "Kızak kullanan hiçbir ülke yok" dedi.
Sarıkaya, asbestin özel giysili ve maskeli uzman bir ekip tarafından söküleceğini, söküm yapan işçilerin asbestle karşı karşıya kalmayacağını, sökülen asbestin de iki katlı ambalajlarla muhafaza edileceğini söyleyerek "Çevre riski, işçiler için sağlık riski kesinlikle yok" diye ekledi.
"Ekibimiz bu konuda deneyimli ve uzman. Ekipman olarak da Avrupa'yla hiçbir farkımız yok. Çalışma sistemimizi de ekipmanlarımızı da olduğu gibi Almanya'dan aldık."
Tümer: Asbesti yakmak çok daha zararlı
Şimşek ve Sarıaslan, gemilerden çıkarılan asbestin daha sonra katı atıkları yakarak bertaraf eden İZAYDAŞ'a gönderildiğini söyledi.
Ancak Greenpeace'ten Tümer'e göre bu daha da çok zehir üretmek demek.
"Zehirli atık zaten kabul edilemez. Bir de yakarak bertaraf edilmesiyle kalıcı kirletici haline geliyor. Külü kalıyor, dumanla çevreye yayılıyor. Bölge halkı için çok daha tehlikeli hale geliyor." (TK/EK)