Hizbullah davasından yargılanıp zamanaşımından davanın düşmesine rağmen imamlık görevine iade edilmeyen Sebğatullah Altın’ın Anayasa Mahkemesine yaptığı başvuruyla ilgili karar bugün Resmi Gazete’de yayınlandı.
AYM, suçlu bulunmamasına rağmen görevine iade edilmeyen Altın’ın davasında masumiyet karinesinin ihlal edildiğine karar verdi. Ayrıca göreve iade davasının yeniden görülmesine hükmetti.
Danıştay da onayladı
İmam hatip olarak görev yaparken ihbar üzerine hakkında soruşturma başlatılan Altın’ın görevine son verildi ve hakkında “Hizbullah üyesi olmak” suçundan dava açıldı.
Görevine son verilmesine karşı açtığı dava Diyarbakır 2. İdare Mahkemesinin 20 Nisan 2006 tarihli kararıyla reddedildi. Danıştay 12. Dairesi reddi onadı.
Altın hakkında örgüt üyeliği suçlamasıyla açılan dava ise Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesince zamanaşımı nedeniyle düştü.
Bu kararın ardından göreve iade edilmek için tekrar Diyanet İşleri Başkanlığına başvuran Altın’ın başvurusu 20 Haziran 2008’de reddedildi.
Din insanı “imajına” uygun bulunmadı
Altın bu kez de Ankara 4. İdare Mahkemesinde dava açtı ancak bu dava da şu gerekçelerle reddedildi:
“Din görevlilerinin, görevlerini ifası sırasında ve gündelik yaşantıları itibariyle eğitici olmaları ve yanlış inanışları düzeltici davranışlar içerisinde din adamı imajına uygun olarak davranış sergilemeleri gerekmektedir.
Bu olayda ise Hizbullah terör örgütüne özgeçmiş ve fotoğraf vererek örgütün mensubu olma yönünde irade koyan ve örgüt adına sair faaliyetlerde bulunması nedeniyle de görevine son verilen davacının açtığı karşı davanın ‘hizmetin özelliği ve hassasiyeti’ dikkate alınarak atanmama yönünde kullanılmasında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Mahkeme, “suçun zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasının” suçun varlığını da ortadan kaldırmadığını ifade etti.
Danıştay 12. Dairesi de bu kararı onayladı.
Beraat edenler göreve başladı
Altın, 21 Şubat 2013’te Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yaptı.
Başvurusunda, “ceza davasında verilen karar yanlış değerlendirilerek kendisine suçlu muamelesi yapıldığını ve masumiyet karinesinin ihlal edildiğini” ifade etti ve ceza davasının uzun sürerek zamanaşımına uğratılmasında kendi kusurunun bulunmadığını belirtti.
Ayrıca aynı şekilde yargılanıp beraat edenlerin de görevlerine başladığını ekledi.
Dilekçede, yoksun kaldığı aylıklarının meslekten çıkarıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve aylıksız kalması nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zarara karşılık tazminata hükmedilmesi taleplerinde bulundu.
"Suç işlediği izlenimi verildi"
Anayasa Mahkemesi’nin 2 Aralık 2015’te verdiği karar, bugün Resmi Gazete’de yayınlandı.
Mahkeme, Anayasa’nın 38. Maddesinde düzenlenen masumiyet karinesinin ihlal edildiğine ve göreve iade davasının yeniden görülmesi için kararın Ankara 4. İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verdi.
AYM, gerekçeli kararında şu ifadelere yer verdi:
“Zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilen ceza davasına ilişkin iddiası karşılanırken kullanılan ‘suçun varlığının ortadan kalkmadığı’ ifadesiyle başvurucunun ceza davasına konu suçu işlediği izlenimi verilmiştir. Başvuruya konu kararın gerekçesinde yer aşan söz konusu ifade ile mahkeme kararıyla sabit olmayan ve zamanaşımı nedeniyle hakkında açılan ceza davası ortadan kaldırılan başvurucunun suçlu olduğu inancının yansıtıldığı görülmektedir.” (AS)
* Masumiyet karinesi, kişinin suç işlediğine dair kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan suçlu olarak kabul edilmemesini güvence altına alır. Anayasa’nın 38. maddesinin dördüncü fıkrası: “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.”