UNAIDS ve WHO'nun hazırladığı rapor, HIV taşıyan kadın sayısının en fazla Doğu Asya, Doğu Avrupa ve Orta Asya'da arttığını gösteriyor. Doğu Asya'da iki yıl içinde yüzde 56 artış yaşandı.
"Cinsler arası eşitsizlik önlenmeli"
UNAIDS ve WHO, kadınların HIV virüsü kapmaya fiziksel olarak erkeklerden daha açık olduğunu belirtiyorlar.
Cinsel ilişki sırasında virüsün erkekten kadına geçme olasılığı kadından erkeğe geçme olasılığından iki kat daha fazla.
Rapor, kalkınmakta olan ülkelerdeki kadınların geleneksel korunma yöntemleriyle yeterince korunamadığını söylüyor.
UNAIDS Direktörü Dr. Peter Piot, "Salgının yayılmasının önüne geçmek istiyorsak cinsler arası eşitsizlikleri göz önüne alan stratejiler oluşturmak zorundayız" diyor.
Piot, "Kadına karşı şiddetin önlenmesi, kadınların miras ve mülk haklarının koruma altına alınması, temel eğitim ve iş bulabilme haklarının sağlanması için somut adımlar atılmalı" diyor.
Rapora göre, her gün korunma hizmetlerinden yararlanamayan milyonlarca insan cinsel açıdan aktif hale geliyor.
Sahra-altı Afrika'da 15-24 yaş arasındaki HIV taşıyıcılarının dörtte üçü kadınlardan oluşuyor.
Kadınlar, biyolojik olarak virüsü kapmaya daha açık olmalarının yanı sıra, özellikle Afrika'da, yiyecek, hizmet, para ya da temel ihtiyaçlarını karşılamak için seks işçiliği yapmak zorunda kalıyorlar.
Kalkınma önünde engel
Geçtiğimiz hafta açıklanan rapor, dünya üzerindeki 37.2 milyon 15-49 yaş arası HIV taşıyıcısının yarısının artık kadınlardan oluştuğunu gösteriyor.
Virüsten en kötü etkilenen bölge olan Sahra-altı Afrika'da, HIV taşıyıcısı yetişkinlerin yüzde 60'ını kadınlar oluşturuyor; 13.3 milyon kadın virüsten etkilenmiş durumda.
Rapor dünyada tek bir AIDS salgını olmadığını, kimi ülkelerde ilk safhasında olan salgın kimi bölgelerde oldukça çeşitli biçimlerde yaşıyor.
UNAIDS Direktörü Dr. Peter Piot "Bu son bulgular AIDS'ın kalkınmanın önündeki özgün bir engel olduğunu açıkça gösteriyor" diyor.
Piot, "Kısa vadeli müdahalelerle artık sorunu çözemeyiz. Acil gereksinmelerle uzun vadeli çözümler arasında bir denge oluşturmalıyız" diyor.
HIV yayılıyor
Rapora göre, dünya üzerindeki tahmini HIV taşıyıcısı sayısı 2002'de 36.6 milyonken bugün 39.4 milyona çıkmış durumda.
Son iki senede taşıyıcı sayısının yüzde 50 arttığı Doğu Asya'da en büyük artışın yaşandığı ülkeler Çin, Endonezya ve Vietnam.
Doğu Avrupa'daki artış büyük ölçüde Ukrayna ve Rus Federasyonu'nda yaygınlaşan salgından kaynaklanıyor. Tahmini 860 bin kişinin HIV taşıyıcısı olduğu Rusya, Avrupa'da salgının en ciddi görüldüğü ülke.
ABD ve Avrupa'da da yayılıyor
Rapor, HIV virüsünün bulaşmasının en önemli yolunun heteroseksüel cinsel ilişki olduğunu fakat erkekler arasında cinsel ilişkinin de salgının yayılmasına neden olduğunu belirtiyor.
AIDS, Afrika'da 15-44 yaş arasındaki insanların birincil ölüm nedeni. Avrupa ve Kuzey Amerika'da da korunmasız cinsel ilişki nedeniyle her geçen gün daha fazla insan virüs kapıyor.
Amerika Birleşik Devletleri'nde hastalık özellikle Hispanik ve Afrika-Amerikan kökenli kadınları etkiliyor.
Raporda, kayıt altına alınanların dışında bir çok insanında virüs taşıdığından haberi olmadığından endişe edildiği belirtiliyor.
Özellikle Doğu Avrupa, Orta Asya ve Asya'nın bazı bölgelerinde uyuşturucu kullanımındaki artışın virüsün yayılmasına yardımcı olduğu söyleniyor.
10 hastadan biri tedavi görebiliyor
AIDS için harcanan para miktarı 2001'deki 2.1 milyar dolardan 2004'te 6.1 milyar dolara çıktı ve temel korunma ve önleme hizmetlerine erişim arttı.
Dr. Piot, "Açıkçası daha fazla kaynak aktarılmasına ihtiyaç var ama ilk yapmamız gereken elimizdeki parayı doğru kullanmak, en çok ihtiyacı olanlara ulaşmasını sağlamak" diyor.
Yeni yapılan bir araştırmaya göre, HIV taşyan insanların yüzde 90'ını barındıran düşük ve orta gelir seviyesine sahip ülkelerde her beş kişiden yalnızca birinin HIV önleme hizmetlerine erişimi var.
5 ila 6 milyon arasında insanın HIV tedavisine ihtiyacı var. Haziran 2004 verilerine göre kalkınmakta olan ülkelerde HIV tedavisi görebilen insan sayısı, son iki senede ikiye katlanmakla birlikte, sadece 440 bin.
Tedaviye ihtiyacı olan insanların yüzde 10'dan azı tedaviye ulaşabiliyor. (EÜ/BB)