Pozitif Yaşam Derneği, Türkiye'de HIV ile yaşayan kişilerin sağlık alanında ve sosyal yaşamda karşılaştıkları sorunlara ve bunlara yönelik çözüm önerilerine yer verdiği araştırmasına göre, HIV pozitiflerin yüzde 78'i "HIV pozitifim" demeninin güçlendirici olduğunu düşünüyor.
33 ülkenin katıldığı ve uluslararası platformda HIV/AIDS nedeniyle bireylerin uğradıkları damgalama ve ayrımcılığı ölçmeye yarayan Stigma Index Türkiye araştırmasına 11 ilden 100 HIV pozitif kişi katıldı.
Yüzde 42 kendini suçluyor, yüzde 22 sosyal hayattan vazgeçiyor
Araştırmaya katılan HIV pozitiflerin yüzde 70'i en fazla karşılaştıkları damgalama / ayrımcılık biçiminin 'hakkında dedikodu yapılması' olduğunu söyledi. Yüzde 50'si ise ise 'sözlü incitilme/hakaret/tehdide' maruz kalıyor.
HIV ile yaşayan bireylerin yüzde 42'si toplumdaki önyargıları içselleştirerek kendilerini suçladıkları, yüzde 27'sinin toplumsal önyargılardan dolayı kendini aile ve arkadaş ortamından izole ettiklerini, yüzde 28 çocuk yapmaktan, yüzde 22 sosyal hayattan vazgeçtiklerini belirtti.
HIV nedeni ile yüzde 30'u gelir kaynağını kaybetme, yüzde 20'si sağlık kurumu tarafından reddedilme yaşıyor.Katılımcıların yüzde 52'si bilgileri dışında teste tabi tutulmuş, yalnızca yüzde 34'ü kendi istekleri ile test yaptırma kararını kendileri almış.
"Yüzde 21 çocuk sahibi olmama telkini almış"
Yüzde 77 test sonrasında danışmanlık almamış. HIV pozitiflerin çocuk sahibi olabilmelerini mümkün kılan tıbbi olanaklara karşın, katılımcıların yüzde 21'i çocuk sahibi olmamaları konusunda bir sağlık uzmanı tarafından telkinlere maruz kalmış.
Hıv pozitif kadınlar için aile ve arkadaşlar tarafından dışlanma, eş/partner tarafından terkedilme, işini ya da eğitim olanağını kaybetme korkusu en başta gelirken, erkekler için ilk iki endişe aynıyken üçüncü sırada insanların evlilik dışı ya da erkeklerle cinsel ilişki yaşadığımı düşünmesi endişesi yer almakta.
Katılımcılar, sağlık kuruluşlarında tıbbi bilgilerinin gizli tutulmadığı yönünde şüphe taşıyor. Ayrıca araştırma, HIV pozitif statüleri dolayısıyla katılımcıların çeşitli sağlık hizmetlerinden mahrum bırakıldığını ve bu hak ihlallerini gerçekleştirenlere yönelik yasal yaptırımların uygulanamadığını gösteriyor.
Yüzde 78, HIV statüsünü başkalarıyla paylaşmanın güçlendirici olduğunu düşünüyor.
"HIV için Halkla İlişkiler Vakfı deyiverdim"
Pozitif Yaşam Derneği'nin öncülüğünde açılan HIV pozitiflerin yazılarını paylaştığı Pozitifgünlük.com'dan Sevgi Yılmaz'ın bir yazısı:
"HIV Pozitif Türkiye sitesine giriş yaparken kızımın yanımda olmamasına gayret ediyordum. Yazılanları okur, anlam veremez, kafası karışır diye endişe ediyordum. Zaten hala benim hastanede o kadar uzun süre yatmış olmamdan dolayı korkuları vardı.
Bir gün yine grubun ana sayfasını açmış şifremi yazıyordum ki ensemden meraklı bir ses yükseldi "Annneee HııııV ne demek?"
O an nasıl ve nereden aklıma geldiyse bir anda "Halkla İlişkiler Vakfı'nın kısaltması kızım. İş yaşamı ile ilgili makaleler okuyorum buradan" deyiverdim. O gün yaratıcılığıma ben bile şaşırdım.
Bu olaydan tam 4,5 yıl sonra kızıma HIV pozitif olduğumu söyleyebildim. Büyümesini ve doğru zamanı bekledim. Ona bunu söylemek hiç kolay olmadı. Yüzündeki ifade dün gibi aklımda...
Tehlike olarak düşündüğümüz şeyler bazen fırsattır. Şimdi kızımda tıpkı annesi gibi bu konuda bir savunucu oldu."
"Artık lahmacun da yiyorum"
Siteden diğer bir anektod Deniz Türk'e ait:
"Sanki HIV pozitif olunca pamuklarda yaşamak gerekiyormuş gibi her şeyden nem kapıyordum. Sonra doktorumla konuştum ve araştırdım epey zamanla orta yolu bulmuş oldum. Şimdi sporumu da yapıyorum ama lahmacunumdan ve künefemden de geri kalmıyorum. " (NV/ŞA)