Şanlıurfa devlet hastanesinde bir buçuk yaşındaki bir çocuğa HIV virüsü içeren kan verildi.
Bundan 12 yıl önce aynı hastanede doğum yapan bir kadına da HIV'li kan verilmiş; bebek doğumdan iki yıl sonra, anneyse geçen yıl hayatını kaybetmişti.
Sağlık Hakkı Hareketi Derneği (SHHD) yöneticisi Dr. Mustafa Sütlaş "Tam sebebini bilemesek de, aynı olayın aynı yerde tekrarlanması sistemde aksayan bir şeyler olduğunu gösteriyor" dedi.
Sağlık Bakanlığı soruşturma başlattı
Gazetelerdeki haberlere göre, bundan bir ay önce Ulucanlar Köyü, Karagöz mezrasında yaşayan çocuğun üzerine kaynar su döküldü ve çocuk hastaneye kaldırıldı.
Devlet hastanesinin yanık ünitesinde çocuğun tedavisi yapılırken kan verilmesi gerekti.
Hastanenin kan merkezinde daha önce bir bağışçından alınan kan çocuğa verildi. Sağlık durumu düzelmeyen çocuk daha sonra Adana'ya sevk edildi. Buradaki tedavi sırasında HIV'den şüphelendi ve alınan kan örneği Ankara Hıfzısıhha Kurumu'na gönderildi.
Kan örneğinin HIV pozitif çıkması üzerine aile tedavi için Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne götürüldü.
Sağlık Bakanlığı müfettişleri konuyla ilgili soruşturma başlatılırken bir hemşire ve adı açıklanmayan bazı görevliler açığa alındı.
İhlalin tazmini ve düzenli kontrol
Sütlaş, sağlık hizmeti veren personeli açığa almakla sorunun çözülmeyeceğini, yukarıya doğru sorumluluğu olan herkesin belirlenmesi ve cezalandırılması gerektiğini söyledi.
Türkiye'de kanla ilgili düzenlemelerin oturmadığını ve sorunlu olduğunu belirten Sütlaş, Kızılay'ın da bu konuda şikayeti olduğunu belirtti.
"Kızılay dışında, bazı kurumların kendi kan stoklarını üretmesi, yeterli kontrollerin yapılmaması, personelin eğitim eksikliği, araç gereçlerin yetersizliği... Bunların hepsi sorunun kaynağını oluşturabilir. İşin ticari bir boyutunun olması da aksamalara yol açıyor."
Bütün bunların söz konusu çocuğun durumunu açıklamak için bahane olmayacağını vurgulayan Sütlaş, yapılması gereken iki şey olduğunu söyledi.
Birincisi sorumluların ortaya çıkarılması, sistemin sorgulanması ve aynı hatanın tekrarlanmasının önlenmesi. Hasta çocuğun yaşadığı hak ihlalinin tazmin edilmesi gerekli.
İkincisi de çocuğun bu hatadan dolayı bundan sonra yaşayacağı olası sağlık sorunlarının tedavi edilmesi.
HIV taşıyıcısı olmanın artık kesin olarak AIDS'e yol açmadığını belirten Sütlaş, önleyici tedavilerin ve kontrollerin devlet tarafından üstlenilmesi gerektiğini ekledi.(EÜ/EZÖ)