Çorum Lisesi'ni ve 1967'de Erzurum Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi'ni bitirdi. Ziraat Yüksek Mühendisi olarak uzun yıllar Tarım İl Müdürlüğünde çalıştıktan sonra 1992'de emekli oldu.
Çocukluğundan beri akordion çalan ve Çerkez müziğinin ülke çapında en ünlü isimlerinden biri olan Afeşij Emin, emekli olduktan sonra yoğun olarak Hititlerle Çerkezler arasındaki dil benzerliklerini araştırmaya koyuldu.
Çerkezlerin Adıge boyundan Mehmet Arslan, Adıge boyunun 12 lehçesini okuyup-yazabiliyor, Abazaca ve Osetçe (Kuşha) dillerini anlayacak kadar biliyor. Hitit yasalarını Hititçe'den Türkçe'ye çeviren Mehmet Arslan, bu çalışmalarını "Hitit Çerkesçesi ile Yasaları" adlı kitapta topladı.
Kitap, İzmit'te Aka Tanıtım Tasarım Reklam Ajansı tarafından bastırıldı. Hitit dili ile Çerkez dili arasında büyük benzerlikler saptayan Mehmet Arslan, "Bunlar rastlantı olamaz. Bir köken birliği söz konusu. Bu coğrafyada mutlak bir dil alış-verişi var" diye konuşuyor.
Mehmet Arslan, dil benzerliği konusunda bilgiler verirken, Hititlerin baş tanrısının Thaşub olduğunu, Çerkezce'de de bu anlamda "Tha" sözcüğünün kullanıldığını, Hititçe'de "elma"ya "ma" denildiğini, Yunanca'da "malus", Çerkezce'de "maarıse" sözcüklerinin bunu karşıladığını, Türkçe "elma"nın ise "al-ma"dan geldiğini anlatıyor.
Arslan yine, Hititçe'de wen (ven) sözcüğünün "vurmak" anlamına geldiğini, İngilizce'de "war"ın savaş demek olduğunu, Çerkezce'deki "var" ve Türkçe'deki "vur" sözcüklerinin de şiddet kullanılmasını ifade ettiğini söylüyor. Mehmet Arslan'ın kitabının önsözünden bir kısmını okurlarımıza sunuyoruz.
I. Neden Hititçe;
Yıl 1949. "Eti Türkleri" diye anlatıyor ilkokul öğretmenimiz. Baş tanrılarının "Thaşub" olduğunu duyuyoruz. Çerkez oldukları şimşeği çakıyor beynimde ilk kez. Henüz 9 yaşındaydım.
Tha.Tanrı, Allah ./.su:yapım, yapılmış ./.b=be=bo=çok, büyük, güçlü ./. Güçlü yapımlı Allah. Allah olarak oluşmuş.
Çerkezce'de de "Tha", Allah anlamına geliyordu. Öğretmene bu konuda soru sormamız sakıncalıydı. Hep içimden kendime sordum. Hititler konusuna değinen Çerkez bilim adamları, Hîtitlerin Çerkez olduğunu söylüyorlardı. Fakat ortaya geçerli bir kanıt da koyamıyorlardı. Elde bulunan bilgiler de azdı. Bugünkü boyutlarda değildi.
II.Hattı Dilini Neden Anladım;
Babam, annem, ablam ve ağabeyim mızıka çalıyordu; ben de çaldım. "Çerkez mızıkacısı" topluluğun en üst köşesinde bulunur. Kendisini korumaz fakat toplum onu korur. Mızıkacı, bir nevi halk ozanıdır. Mızıkacı, örf ve adette kusur etmeden gece gündüz Çerkez toplumunun emrindedir. Para kesinlikle almaz. Mızıka omzunda ömür boyu dolaşan parasızdır.
İşte bu nedenle Çerkezlerin Adıge boyunun 12 lehçesini hem okur, hem yazarım. Abazaca ve Osetce (Kuşha) dilini anlayacak kadar bilirim. Abazaca'nın altı lehçe ve Osetce (Kuşha=Asetin)'in iki lehçe olduğunu biliyorum.
Ubıh dilini bilen pek kalmadığından, onu bilemiyorum. Ubıhca birkaç eser okudum; Adıge diline çok yakın bir dil. Hititologların okumalarını incelediğimde, ileri düzeyde işlenmiş bir Çerkezce olduğunu anladım. 3 Çerkez sözcüğünün Türkiye'deki anlamı; Adıge, Abaza, Ubıh, Oset (Kuşha=Asetin), Çeçen halklarını kapsar. (Adıge+Abaza+Ubıh) dilleri aynı dilden türemedir, birbirine yakındır. Hattı dili de bu dillere çok yakındır.
III.Hattı Dili ve Çerkezce
Hattı dili Kafkas dillerinden, (Adıge+Abaza+Ubıh) dillerindendir. Daha çok Adıge diline yakındır. Adıge diliyle düşündüğümüzde;./.Ha:kutsal ./.t:idi ./.tı:verdiği ./.Hattı:Kutsalın verdiği anlamına gelir. Hattı dilinin ilk gramerini yayınlayan Çek Asuroloji bilim adamı Bedrich Horozny'nin açıkladığı cümleyi inceleyelim:
"NINDA-an ezzateni watarra ekutteni"
NINDA-an: ./.NINDA:Ekmek, (Oset=Asetin=Kuşha, dilinde) ./.an: odur ki (Adıge dilinde) ./.o ekmektir ki.
Fatarra ekutteni:o içecektir ki çekene verilir. "O ekmektirki dişe verilir, o içecek ki çekişe verilir", (semantik) ses anlamı budur. Horonzy doğruya yakın bir açıklama ile, "ekmek yenir, su içilir" anlamını bulmuştur. Horonzy "ezza"
sözünü, Almanca "essen" "yemek"; "NINDA" sözünü Sümerce "ekmek"; vatarra sözünü, İngilizce "water" su, eku sözünü Latince "aqua" su sözüyle karşılaştırarak sonuca gitmiştir.
Çerkezce bilse idi, çok rahat anlam verecekti.
İşte bu açıklamalardan dolayı. Hattı dilinin Çerkezce olduğunu anlıyorum. Adıgece her sesin bir anlamı vardır. Sesler birleşir, yeni anlamlı sözcük çıkar. Sözcükler birleşir, yeni sözcük oluşur. Baş, orta, son ekler vardır. Hattı dili de aynı özellikleri gösterir.
Çerkezce île Hindi Avrupa Dillerinin İlişkisi
Afrika'da Klimanjora Dağında magmatik kayanın kırılmasında, taşıl incelemecileri tarafından insan fosiline rastlanmıştır. Aynı yaştaki magmatik kayalar, dünyanın başka yerlerinde kırılmış, insan fosiline rastlanmamıştır.
Bu deney, ilk insanın Afrika'da dünyaya geldiğini açıkça göstermektedir. İnsanlığın ilk anası "siyah ana"dır. Avcılık ve yaşam savaşı peşinde dünyaya yayılan insan, Kafkasya'ya gelince değişime uğrayarak "Beyaz insan ırkı" meydana gelmiştir.
Beyaz insanın ana vatanı Kafkasya'dır. Moğolistan'a kavuşan insan ise, değişime uğrayarak ''Moğol ırkını" meydana getirmiştir. Böylece dünya üzerinde "üç ana ırk" ortaya çıkmıştır.
1 - Siyah Irk: Klimanjora'da ortaya çıkmıştır. Sıcağa dayanmak için renk siyahlaşmıştır. Terleyerek vücudu soğutmak için, dudak kalınlaşmış, boy genelde yüksektir.
2-Beyaz Irk (Kafkas Irkı): Kafkasya'da ortaya çıkmıştır. Renk açık beyazdan, koyu esmere; sarıdan, buğday tenli kırmızıya kadar değişmektedir. Göz mavi,çakır, kahverengi rengindedir Bu ırk, Anadolu, İran, Arabistan, Afrika'nın kuzeyi ve bütün Avrupa'ya yayılmıştır. Bu yayılma genelde doğal biçimde olmuştur.
3-Moğol Irkı: Moğolistan'da ortaya çıkmıştır. Göz çekik, şakak kemikleri çıkık, üst göz kapaklarında yağ tabakası bulunan, burun basık, boy kısa olan insan ırkıdır. Moğol, Çin, Japon insanı.
Bu ırklardan konumuz olan beyaz ırk, yani Kafkas ırkıdır. Bu ırkın dili Kafkasya'da farklılaşmıştır. Kuzeyde Ubıh, Adıge, Oset(asetin=kuşha), Çeçen dilleri olmuştur.
Güneyde ise Laz, Gürcü, Ermeni dilleri olmuştur. Beyaz insan gittiği yere dillerini de götürmüştür. Yerleştiği bölgelerdeki özelliklere göre yeni diller geliştirmiştir. İlk götürdüğü dilden de sözcükler vardır. (MA/NM)