Bağımsız milletvekili Aylin Nazlıaka, Ankara Sıhhıye’deki “Hitit Güneşi Kursu Anıtı”nın Çorum’a taşınacağına dair iddialarla ilgili mecliste soru önergesi verdi.
Ayrıca anıtın taşınmaması için change.org’da imza kampanyası da başlatıldı.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Çorum Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) idare amiri Salim Uslu, anıtın Hitit medeniyetinin başkenti olan Hattuşa'nın bulunduğu Çorum'a taşınması için çalışma başlattıklarını söylemişti.
“Ankaralılar cezalandırılmaya mı çalışılıyor?”
Nazlıaka, Meclis’te yaptığı açıklamada “Ankara’nın tarihine ışık tutan anıtların, sembollerin tek tek yok edildiği ya da gözden uzak noktalara taşındığını” belirterek anıtın eski belediye başkanlarından Vedat Dalokay döneminde yapıldığını hatırlattı.
Nazlıaka, Başbakan Binali Yıldırım’a şu soruları yöneltti:
* Bu talihsiz açıklamaların dayanağı nedir? Bu konuda Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen bir çalışma var mıdır?
* Bu anıtı taşımayı düşünmek Cumhuriyetin başkentinin kültür miraslarına ihanet değil midir?
* Bu anıt taşınarak, Ankara’daki referandum sonuçları nedeniyle, Ankaralılar cezalandırmaya mı çalışılmaktadır?
Melih Gökçek’ten açıklama
İddialara ilişkin “Anadolu Soruyor” isimli bir programda konuşan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ise heykeli AKP Çorum Milletvekili Salim Uslu'nun, "Çorum'un simgesidir" diyerek istediğini belirterek;
“Olur olmaz, dava açılır diyorlar şimdi… Davayı kazanırlar, mecburen veririz. Ne olacağını bilemiyoruz. ‘Veririm’ de demem, ‘vermem’ de demem. Bakalım derim. Allah bilir” dedi.
Gökçek: Tarihi özelliği yok
Nazlıaka’nın konuyu Meclis’e taşımasına ilişkin başka bir programda da konuşan Gökçek, anıtın tarihi eser özelliği taşımadığını söyledi:
“Bu tarihi bir eser değil. Hiçbir tarihi özelliği yok. 1977'de yapılmış bir heykel. Tarihi özelliği olmadığı için rahatlıkla verilir.
“Hitit Heykeli'nin, Ankara'nın simgesi olmasıyla ne alakası var? Şu kadarını söyleyeyim; Verecek miyiz, vermeyecek miyiz öyle bir şey yok. Onlar dava da açıyorlarmış, bir bakarsın kazanırlar, mecburen tık diye veririz. Dava ayrı bir konu.
“Nazlıaka boşu boşuna hayıflanmasın, kendisine küçüğünden yaptırır ben gönderirim bir tane. Ben bir tane göndereyim, masasının üzerine koysun.”
Hitit Güneş Kursu ve Anıtı hakkında
Güneşi simgeleyen dairesel biçimin etrafına yerleştirilmiş öğelerden oluşur. Bazılarının üstünde ses çıkarması için sallanan parçalar, kimisinin üstünde barışı simgeleyen geyik imgesi, kimisinde ise üremeyi simgelemek üzere kuş, ağaç figürleri vardır.
En seçkin örnekleri Çorum yakınlarında Alacahöyük’te bulundu. Hititlerin sembolü haline gelmesine rağmen, aslında Anadolu’nun en eski uygarlığı olan Hattilere ait bir eserdir.
Ankara’nın Sıhhiye Meydanı’nda heykeltraş Nusret Suman tarafından yapılmış olan "geyik figürlü güneş kursu anıtı" yine Alacahöyük'te ki kazılarda bulunmuş bir Hatti eserinin kopyasıdır. Heykel Suman'ın son eseriydi.
Hitit Güneşi, 1973'de dönemin Belediye Başkanı Vedat Dalokay tarafından şehrin amblemi seçilmiş, dönemin Milliyetçi Cephe hükümetinin temsilcileri, amblem için “İslamiyet öncesi bir medeniyetin başkenti temsil edemeyeceğini” savunmuştu.
5 Eylül 1978’de törenle açılması planlanan, doğanın üremesini, özgürlüğü ve barışı simgeleyen anıta 30 Ağustos 1978’de bomba konulmuş ancak anıt aynı yıl Sıhhiye Meydanı’na yerleştirilmişti.
Ankara'nın sembolü tartışması: Atakule, cami, kedi
Şehir Plancısı Akın Atauz, 2013'te bianet'e verdiği röportajda Melih Gökçek'in Ankara Büyükşehir Belediyesi'ndeki dördüncü dönemini değerlendirirken, Ankara'nın amblemini değiştirme uğraşısını da yorumlamıştı.
Atauz'un Ekin Karaca'nın Hitit Güneşi üzerinden sorduğu "Gökçek kentin logosu olan Hitit Güneşini değiştirerek işe başlamıştı. Kendisinin kentin simgeleri üzerinde etkisi ne oldu?" sorusuna verdiği yanıt şöyleydi:
Kentin simgeleri de, kentin kimliği gibi, bir değişime doğru zorlandı. Daha doğrusu, yeni kimliğin dayatılması gibi, yeni simgeler de Ankaralılara dayatılarak ve despotik bir eda ile bildirildi. Ancak, Hitit Güneşi yerine önerilen nedir? Ankara ile hiç ilgisi olmayan bir “minareler şehri” olma iddiası… Herkes bilir ki, Ankara’da minareler hiçbir zaman önemli olmamıştır. Ankara’da, daha çok mahalle mescitleri ve bu mescitlerin ahşaptan yapılmış ve son derece insani ölçekteki küçücük minareleri vardır. Zaten İstanbul ve daha önceki başkentlerin dışında, hiçbir Osmanlı kenti minareleriyle anılmazlar.
Gerçi denilebilir ki, Hitit güneş kursu amblemi, Ankara için ne kadar yabancı ve yapaysa, daha sonraki amblem de o kadar yapaydır. Bu doğru olabilir. Ancak ikisinin arasındaki fark, Cumhuriyet ideolojisinin Anadolu’dan bir yurt yaratma arayışıyla, Türk İslam sentezinin fütuhatçı mantığı arasındaki fark gibidir.
1995'te Büyükşehir Belediye Meclisi, Hitit Güneşi olan şehir amblemini, Atakule-cami minaresi ve 3 yıldız ile değiştirdi, karar yargıdan döndü.
2011 yılında Ankara Kedisi’nin logo olarak kullanılmasını içeren karar, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kabul edilince karar bir kez daha mahkemelik oldu. Danıştay Ankara’nın ambleminin Hitit Güneşi olduğuna hükmetti.
Danıştay’ın kararının ardından 15 Temmuz 2011'de, Atakule figürlü amblem, yıldız sayısı 5'e çıkarılarak yeniden kullanılmaya başlandı. (TP/EKN)