İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch)’nün Pazartesi günü yayımlanan Bound by Brotherhood isimli raporunda Ulusal Suç Kayıtları Bürosu’ndan edinilen verilere göre 2010-2015 yılları arasında Hindistan’da en az 591 kişinin gözaltında yaşamını yitirdiği belirtiliyor.
Raporda, polisin bu kişilerin intihar ettiğini veya doğal sebeplerle yaşamını yitirdiğini iddia etmesine rağmen hayatını kaybeden kişilerin yakınlarının aksi iddialarda bulunduğuna dikkat çekildi.
Bu süreçte yaşanan ölümlere ilişkin hiçbir polis memurunun yargılanmadığı ve ceza almadığı vurgulanırken, bu durumun sona ermesi için yetkililerin atması gereken adımlar listelendi. Gözaltında öldürülen kişilerin aile fertleriyle, tanıklarla, hukuk uzmanlarıyla ve polis memurlarıyla yapılan yaklaşık 70 röpörtaj da 114 sayfalık raporda yer verildi.
Sorgulama kisvesi altında sanıklara işkence
Raporda yer verilen çarpıcı iddialardan biri de, Hindistan’da işkencenin kesinlikle yasa dışı olmasına rağmen polis memurlarının “uzun ve kapsamlı sorgulama” adı altında sanıklara suçlarını itiraf ettirmek veya bilgi edinmek amacıyla işkence yapmaları.
2012 yılının Aralık ayında gözaltında iken hayatını kaybeden Julfar Shakih’in otopsi raporunda Shakih’in menenjit ve beyin kanaması sebebiyle hayatını kaybettiği belirtilmiş. Ancak rapora göre, yerel doktorlar tarafından onaylanan otopsi sonucunu soruşturma için yetersiz bulan Merkez Teftiş Bürosu, Maharastra eyaleti dışından uzman bir medikal ekibin araştırması sonucu Shakih’in aslında yoğun travma ve fiziksel istismar kökenli nörölojik şok sonucu hayatını kaybettiğini ortaya çıkardı.
Gözaltında ölümlerde cezasızlık
İnsan Hakları İzleme Örgütü Güney Asya Direktörü Meenaksi Ganguly, polis memurlarının işkenceyi ve kötü muameleyi engelleme amacıyla konulan kanunları takip etmesi durumunda bu tarz ölümlerin engellenebileceğini söyledi ve ekledi; “Hukukun üstünlüğü ancak kanun uygulayıcılarının da gerektiği durumlarda sorumlu tutulması ile sağlanır”.
Raporda ayrıca Hindistan yasalarınca gözaltına alınan herkesin 24 saat içerisinde hakim karşısına çıkartılması gerektiği hatırlatılarak, bu kuralın sıklıkla ihlal edildiği belgelerle açıklandı. Yaşanan ölümlerinin engellenememesinin sebebi olarak ise 2010 yılında meclise sunulan İşkencenin Önlenmesi Yasa Tasarısı’nın reddedilmesi ve Ulusal İnsan Hakları Komisyonu’nun (NHRC) savcılık yetkilerini gerektiği gibi kullanmaması gösterildi. (GK/ÇT)