Foster ailesinin, sunucu ve oyuncu Defne Joy Foster'ın ölümünden sonra köşesinde "Su testisi su yolunda kırılır" yazan Sabah gazetesi köşe yazarı Hıncal Uluç ile Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş. aleyhinde açtığı 100 bin TL'lik manevi tazminat davası görülmeye başlandı.
İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesindeki duruşmaya Defne Joy Foster'ın eşi İlker Yasin Solmaz katıldı.
Duruşmaya katılmayan Hıncal Uluç ise avukatı Selcen Aslan aracılığıyla mahkemeye 15 sayfalık bir dilekçe sundu.
Uluç dilekçesinde, 4 Şubat 2011'de yayımlanan "Bu nasıl mahalle baskısıdır" başlıklı yazısında Foster ve ailesine hakaret etmediğini, yazının eleştiri niteliğinde olduğunu savundu. Foster'ın ölümünün çok gündemde bir konu olduğunu vurgulayan Uluç, dava konusu yazısını, Kerem Altan'ın açıklamalarını ve polisteki ifadelerini gözetip kişisel değerlendirmede bulunarak yazdığını anlattı.
Eleştiriden ibaret olan yazıda "hakaret" kastı olmadığını vurgulayan Uluç, yazının basın özgürlüğü ve eleştiri kapsamında değerlendirilmesini istedi.
Hakim, Foster ailesinin avukatlarının dilekçeyi incelemesi ve cevap vermesi için duruşmayı erteledi.
"Defne Devrimi" protesto etti
Defne Joy Foster'ın ölümünün ardından twitter ve facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinde örgütlenen "Defne Devrimi" isimli grup, adliye önünde basın açıklaması yaptı.
"Başka bir medya hakkımız" yazılı pankart açan gruptakiler, alkışlarla Hıncal Uluç'u protesto etti.
Grup adına açıklama yapan Zeynep Erdim, basının kadınları ve bazı etnik grupları "ötekileştiren" dilinin değişmesi gerektiğini söyledi; "Basında kimsenin kurban konumuna düşmesini ve mağdur olmasını istemiyoruz" dedi:
"Bu bir ilk değildi. Gazetelerde bazı insanlar mağdur konumundalar ve yazılmaması gereken ırkçı ve ayrımcı haberler yazılıyor. Bütün bu ırkçılığa karşı basındaki dilin değişmesi için bugün buradayız. Kadınlar olarak, etnik gruplar olarak devamlı mağdur durumdayız. Devamlı toplumda ötekileştiriliyoruz. Basındaki bu dilin değişmesini istiyoruz. Basında kimsenin kurban konumuna düşmesini ve mağdur olmasını istemiyoruz. Düzgün haberler yazmalarını istiyoruz. Yapana kadar da biz bu davanın peşindeyiz. Artık bu dilin devam etmesini istemiyoruz." (BB)