Süryani Dernekler Federasyonu Başkanı Evgil Türker, anayasada Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı tanımının olmasını, laikliğin 90 yılda uygulandığı gibi olmamasını ve anadil hakkının anayasada yer alması gerektiğini söyledi.
Meclis’teki partiler anayasanın başlangıç, devletin şekli ve temel ilkeleri ve mali, ekonomik ve sosyal hükümler ile son hükümlerini içeren önerilerini TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sundu.
Anayasaya dair görüşlerini daha önce de komisyona sunan Süryani Dernekler Federasyonu Başkanı Evgil Türker, anayasada nasıl bir "anadil", "laiklik" ve "vatandaşlık tanımı" istediklerini anlattı.
* Vatandaşlık tanımı konusunda farklı görüşler var. AKP “Türk milleti” tanımını, CHP “Türk ulusu” tanımını kullanırken BDP “Türkiye halkı" diyor. Sizce vatandaşlık tanımı nasıl olmalı?
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı tanımından yanayız. Hiçbir halkın adını zikretmeden bu topraklarda yaşayan bu anayasayı kabul eden herkesin Türkiye vatandaşı olduğunu savunuyoruz. İçinde Türk geçen tanım ayrımcıdır. Ben kendimi Türk olarak kabul etmem, ben Süryaniyim. İlle de Süryani ismi anayasaya geçsin demiyorum. Madem Türkiye'de birçok etnik grup var o zaman Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı en uygunudur. Ya da ikinci alternatif olarak Türkiyeli de olabilir.
AKP ve BDP “resmi dil Türkçe” derken BDP, yerel meclisler kurulmasını ve farklı bölgelerde farklı dillerin de “2. resmi dil” olarak kabul edilmesi gerektiğini savunuyor. CHP ise “resmi dil Türkçe” yerine “Devletin dili Türkçe” diyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
BDP'nin önerisi mantıklı, bölgelerdeki nüfus durumuna göre farklı anadiller kullanılmalı. Bizim zaten gasp edilen haklarımız var. Biz gayrimüslümüz. Lozan Anlaşmasına göre 37'den 44'e kadar azınlıklarla ilgili resmi yazışmalarda herhangi bir halkın ismi zikredilmiyor. Türkiye kendi kendine üç halk yarattı; Rum, Yahudi, Ermeni. Süryanileri yok saydılar. İşte biz Lozan'da gasp edilen haklarımızı istiyoruz. Anaokuldan liseye kadar anadilde eğitim hakkımızı istiyoruz.
Laiklik ve inanç özgürlüğüne AKP, CHP ve BDP taslaklarında yer verdi. Sizce anayasada nasıl bir laiklik ve inanç özgürlüğü olmalı?
Kesinlikle laikliği savunuyoruz ancak Türkiye'de 90 yıldır uygulanan laikliği değil. Yani diğer dinleri baskına alan laikliği kabul etmiyoruz. 90 yılda laiklik altında bütün Hıristiyanlar yok edildi. Katı bir Kemalizm ve jakobencilikle kalkıp laikliği savunanların o laiklik anlayışı sonucu başımıza bunlar geldi. Bizim istediğimiz din ile devlet işlerinin birbirinden ayrıldığı herkesin kendi kendisini yönettiği kimsenin kimseye karışmadığı bir laikliktir..
Benim dinime kimse karışamaz. Nasıl inanıyorsam nasıl yaşamak istiyorsam öyle yaşamalıyım. Bu ateist için de dindar için de böyle olmalı. Sadece Sünni kesimi kapsayan bir Diyanet İşleri Kurumu da gereksizdir. İlle de Diyanet kurumu kalacaksa o zaman toplumdaki bütün inanç kesimlerini kapsamalı. Alevi, Sünni, Hıristiyan, şafi vb. Herkes kendi ayrı bölümünde kendi sorunlarını tartışabilir. (NV)
TÜRKİYE HALKLARI ANAYASAYI KONUŞUYOR:
“Devlet İnançlara Eşit Mesafede Olmalı”
"Türkiyeliliğe Vurgu Yapılmalı"
"İkinci, Üçüncü Resmi Dil de Desteklenmeli"