Kadınlar şehri dönüştürmek için taleplerini açıklıyor; tenis turnuvası başlamak üzere, gençler Hewsel bahçelerinde nöbette, seçim bürosunda yoğun bir hareketlilik.
Şehir bağırmıyor, sakin; bangır bangır şarkılarını çalan parti araçları dolaşmıyor, hava güzel. Hasan Paşa’da Pazar kahvaltısı için masalar hızla doluyor.
Bir grup gazeteci Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) eşbaşkanı ve Diyarbakır belediyesi eş başkan adayı Gültan Kışanak ile bir gün geçirmek üzere Diyarbakır’dayız.
Gruba Şeyhmus Diken ile BDP eş genel başkan yardımcıları Meral Danış Beştaş ve Filiz Koçali eşlik ediyor. Kahvaltıdan sonra kısa bir şehir turu atıyoruz.
Surp Gragos'ta
Surp Gragos Ermeni Kilisesi, Cahit Sıtkı Tarancı evi; Cemilpaşa Konağı’na uğruyoruz. Yol boyunca Şeyhmus Diken bizi bin yıllar ötesine taşıyor, sonra 100 yıl öncesine getiriyor.
Kasım 2012’de 92 yıl suskun kalan çanı yeniden çalmaya başlayan kilise bahçesinde oturuyoruz, günü ve dünü konuşmaya devam ediyoruz.
20 yıl önce
Bir anda günün tarihinin 2 Mart olduğunu fark edince 20 yıl öncesine gidiyorum ben de; 27 Mart 1994 yerel seçimleri için yine Diyarbakır’dayım.
Birileri peşime takılmadan sokaklarda dolaşmaya çalışıyorum, alışveriş yapa yapa tenha dükkanlara giriyor, en azından esnafla konuşarak kendimce görüş topluyorum.
Ankara’dan haber çabuk yayılıyor, sonradan 2 Mart darbesi olarak anılacak operasyonla Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle ve Selim Sadak meclisten yaka paça çıkartılıyor, yıllar sürecek hapislik günlerini yaşamak üzere götürülüyorlar.
Kürtler çok öfkeli; Diyarbakır vekillerinden yoksun, yoksul, bakımsız, sessiz.
Seçim bürosunda
Şimdi, 20 yıl sonra şehrin canlı ve temiz sokaklarında ilerliyor ve bir seçim bürosuna uğruyoruz. Selamlaşıyoruz tek tek; anlatıyorlar. Hiç kadın yok. Durum açıklanmaya muhtaç: ‘’Kadınlar evde, işleri çok ama akşam toplantılarında hep birlikteyiz.“
2014, 1994 gibi değil. Kürtler konuşuyorlar, soruyorlar, tartışıyorlar. Türkiye'nin gündemi, hükümet, başbakan ve elbette esas olarak çözüm süreci, konudan konuya atlıyoruz.
Süreçten yana bir kaygı var mı? Pek yok. Konuştuklarımızdan biri Dicle üniversitesinde öğrenci, biri fotoğrafçı, biri de ''partliyim'' diye tanıtıyor kendini.
Hep birlikte, ''kaygımız yok,'' diyorlar; ''Süreç devam edecek, devam etmek zorunda, kaçınılmaz bir sey bu. Biz işimize bakıyoruz, seçimlere odaklanmışız şimdi''.
Gültan Kışanak ''en az yüzde 70'' diyor, aktardığına göre halk yüzde 70 tahmininden memnun değil, daha fazla bekliyor. Barış ve Demokrasi Partisi 2011 genel seçimlerinde Diyarbakır'da yüzde 58, 72, Adalet ve Kalkınma Partisi yüzde 32.88 idi.
27 Mart 2009 yerel seçimlerinde Osman Baydemir yüzde 65 ile belediye başkanı seçilmişti.
1375 yıl sonra
Şeyhmus Diken yolda bize 1375 yıl sonra Amed’in yeniden bir kadın başkana, bir diğer deyişle Hev Serok’a, eş belediye başkanına hazırlandığını anlatıyor.
Hikaye şöyle: 639’da İslam orduları Amide’yi kuşatıyor, şehri yöneten, kraliçe Meryeme Edera’yı teslim olmaya çağırıyor. Meryeme ya direnerek ölüyor, ya da kaçıp kurtuluyor.
Hangisi daha ''gerçekçi''? ''O bir kadın, mutlaka direnerek ölmüştür'' deniyor çokluk ama mücadeleye devam etmek için kaçmak da o kadar ihtimal dışı değil.
Jın Amed
Cegerxwîn Kültür ve Sanat Merkezi’ne geldik. ‘’Jın Amed’’ toplantısında Hev Serok Gültan Kışanak’ı kadınları dinlerken yakalıyoruz.
Sahnede Bağlar Kadın Koperatifi çalışmalarını paylaşıyor, projelerini anlatıyor, taleplerini seslendiriyor; kadına yönelik semt pazarları, deri ve tekstil atölyeleri, çalışanların çocukları için kreşler.
Epidom grubu çalışmalarını her türlü ayrımcılığa karşı duyarlılık geliştirme, şiddete karşı psikolojik destek sunma üzerinden özetliyor. Mekanların kadınlar için dönüştürülmesini istiyorlar, yeniden inşa sürecinde kadın istihdamının artırılmasını, kadınlar ve çocuklar için ulaşılması sorunlu şehirden uzak sosyal tesislerin merkezdeki parklara taşınmasını, yüzme havuzları açılmasını bekliyorlar.
Selis Kadın Derneği mevsim tarım işçilerinin sorunlarını paylaşıyor, çözüm önerilerini sunuyorlar.
Hev Serok raket sallıyor
Hev Serok Kışanak’la birlikte ayrılıyor, tenis kortuna doğru yol alıyoruz. 8 Mart günlerinde ilk Diyarbakır Kadın Tenis Turnuvası yapılacak bu kortta.
Kışanak bir anda kortta buluyor kendini; elinde raketi. Ve anında karşıdan gelen topu karşılıyor. Burada bir talep daha yükseliyor; yeni yeni tenis kortları açılmalı.
Hewsel'de
Hewsel’deyiz. Minibüste Koçali ve Danış-Beştaş akşam gençleri ziyaret ettiklerinde batakta nasıl yürüyemediklerini anlattıkça hepimiz ayakkabılarımızın duruma uygunluğuna bakıyorduk.
Gençler kesilmiş ağaç dallarından yaptıkları yolları nöbetin ikinci gününe yetiştirmişler. Dolayısısyla korktuğumuz başımıza gelmiyor, yürüyebiliyoruz, hatta gençlerin düşmeyelim diye uzattıklara ellere bile neredeyse gerek kalmıyor.
Lahmacun ve ayranlı öğle yemeği geliyor o sırada. Biz gazeteciler Hasanpaşa’da Mustafa’nın Yeri’ndeki kahvaltının üzerine sadece ayranları kabul edebiliyoruz. Kışanak kahvaltı bile yapmadan kendini sokağa attığı için lahmacuna hayır demiyor elbette.
Dicle Üniversitesi’nden bir kadın öğrenci ağaç kıyımından rektörlüğü sorumlu tutuyor, Hewsel’in yok edilmesine izin vermemekte kararlı olduklarını anlatıyor.
Kışanak, Üniversitenin atık sisteminin çalışmaması nedeniyle atıkların buraya atıldığını, oysa Büyükşehir Belediyesinin Diyarbakır atık su tesislerinin üniversiteye açmaya hazır olduğunu anlatıyor, üniversitenin kente müdahale hakkını kendinde görmesini eleştiriyor. .
“Üniversite atık sularını, tıbbi atıklarını bu alana dökerek burayı canlılar için yaşanılamaz bir hale çevirmiştir. Nehri yok olmanın eşiğine getirdiler.”
Alanda dolaşırken bataklıkta serum şişelerini görüyoruz. Gençler ölü kurbağalar bulduklarını anlatıyorlar. İlk gecelerinde polisler, gençler “çadır timleri'' diyor, gelip çadırları götürmüş. Gençler, arada bir havaya bakıp “yağmur yağmasa'' diyor, sonra da ekliyorlar: “Bu katliamı durduruncaya kadar nöbetteyiz.''
Ekrandaki Diyarbakır
Artık projeleri dinlemeye geldi sıra. Eş başkan adayı Fırat Anlı da gruba katılıyor. Birlikte ekrandan sunulan yeni Diyarbakır’ı dinlemeye ve seyretmeye başlıyoruz.
Gülten Kışanak Diyarbakır milletvekili, Barış ve Demokrasi Partisi eş Başkanı. Fırat Anlı avukat, Diyarbakır Yenişehir belediye başkanıydı, KCK Ana davasında hapisteydi.
Programları kaliteli hizmet, demokratik yönetim için etkin kent parlamentosu, halkın güçlü katılımı ve bürokratik değil, toplum odaklı idari yapı odaklı.
Kent meclisi toplantıları canlı yayınlanacak, halk karar süreçlerine katılacak, referandum mekanizması kurumsallaşacak. Yasanın belirlediği komisyonlara yerel ekonomiyi güçlendirme ve kadın çalışmaları daire başkanlıkları eklenecek.
Son üç dönemde Diyarbakır kanalizasyon ve su şebekesi, atık su ve arıtma sitemi gibi alt yapı güçlendirme çalışmaları tamamlandı. Ne var ki, Diyarbakır il sırları içersindeki 1000 köy ve 1000 mezranın yüzde 95’inde kanalizasyon şebekesi hayatta yok; programda var.
Kışanak Diyarbakır’ın işsizlikte Türkiye'de sondan ikinci olduğuna dikkate çekiyor. Kentsel planlama, Yeşil Amed, Dicle Havzasını korumanın ne anlama geldiği ekranda görülüyor.
Kooperatif hareketi, gıda bankası, ücretsiz ekmek hakkı, aşevleri, tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi de projeler arasında yer alıyor.
Ulaşım
Kışanak, üç dönemdir süren yerel yönetimlerinde ''ne yapamadınız, nede eksik kaldınız'' diye sorarsanız diyor; ''cevap ulaşımdır''. Toplu taşımda kapasite artırımı, hafif raylı sistem, yaya ve bisiklet yolları ana ulaşım projeleri arasında.
Anlı ve Kışanak için Ankara-Diyarbakır tren hattı önemli. Haftada beş gün iki trenli hattın günde ortalama taşıdığı yolcu 300. Şehrin içinden geçen hattın şehir dışına taşınması, şehir içindeki hattın da hafif raylı sistem için kullanılması planlanıyor.
Fırat Anlı Devlet Demir Yolları, havaalanı, 7. Kolordu ve Dicle Üniversitesi'nin şehri çepeçevre sararak soluksuz bıraktığını söylüyor.
Kışanak tenis, Anlı bisiklet
Gülten Kışanak bisiklete binmeyi öğreneceğini, ama bisikletten Anlı'nın, tenisten kendisinin sorumlu olacağını söylüyor gülerek. Çünkü, Diyarbakır'ı 2014 yazında Bisiklet Festivali bekliyor. BDP programında 75 kilometrelik bisiklet yolu da var.
Havaalanında GBT
Uçuş kartlarımızı alıyoruz, ikinci xRray'den --ki bu çift xRay'in Türkiye'den başka hangi ülkede var olduğu bir sorudur-- geçmek üzereyken, yüksek masanın önündeki yığılmaya şaşırıyoruz. Masadaki görevliye uçuş kartını uzatan bekliyor da bekliyor.
Neden? Görevli Valilik kararıyla üç yıldır GBT [Genel Bİlgi Taraması] kontrolü yapıldığını söylüyor. O anda GBT'ye bakıldığı net de ben altı yedi ay önce en son geldiğimde böyle bir şey yoktu.
İşte böyle. (NM)