Karadeniz vadilerinde yapımı devam eden hidroelektrik santraller (HES), konuyla ilgilenen uzmanların daha önce de açıkça dile getirdiği gibi bölgedeki doğal ve kültürel yaşamı bir bütün olarak yok ediyor. Bölge halkı başta olmak üzere projelerin doğal hayatın sonunu getireceğini ifade eden çevre aktivistleri ve avukatlar bölgede faaliyet gösteren şirketlerin yasaları tanımadığını belirtiyor. Bu örneklerden biri Rize'nin Senoz Vadisi'nde verilen hukuk mücadelesiyle 2009'un Mart ayında yürütmeyi durdurma kararı alınmış olmasına rağmen şirketlerin faaliyetine ara vermeksizin devam etmesi olarak gösteriliyor.
Karadeniz'in Sesi Kesecek HES'i platformu üyeleri de yayınladıkları çağrı metninde vadilerle ilgili tehlikeye dikkat çekiyor:
"Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, 'Halen faaliyet gösteren taş ocakları ile yapımı devam eden HES projelerinin vadiyi olumsuz yönde etkilediğinden, söz konusu alan doğal sit gerektiren özellikleri de yitirdiğinden Senoz vadisinin doğal SİT isteğinin reddine' karar vermiştir. Böylece bu bölgede hukukun değil rantın geçerli olduğu ve HES'lerin doğaya zarar verdiği devletin kurumlarınca belgelenmiştir. Sadece Senoz'da değil, İkizdere, Fındıklı, Fırtına, Papart, Yusufeli, Şavşat, Maçahel... Bütün Karadeniz vadileri, nehirleri, Munzur, Muğla, Allianoi, Hasankeyf... Ülkemizin tüm su havzaları, insanları tehdit altındadır. Geri dönüşü mümkün olmayan doğa katliamına karşı Karadeniz isyanını örmek üzere birleştik.
Bu doğal ve kültürel yıkımı durdurmak için siz de aramıza katılın."(UB)