"Türkiye'nin altına imza attığı Ottowa Sözleşmesi'ni kamuoyu olarak takip etmek, denetlemek gerekiyor. Sivil toplum kuruluşlarına, üyelerine ve tüm topluma önemli bir görev düşüyor. Duyarlılığımızı yalnızca olaylardan sonra göstermeyelim. Olaylar olmadan tepkimizi gösterelim ki, acı sonuçlarla karşılaşmayalım."
Türkiye Ottowa Sözleşmesi'ne 12 Mart 2003'te attığı imzayla mevcut antipersonel kara mayınlarını bir program dahilinde temizleme ve imha etme yükümlülüğüne girdi. 2008'e kadar depolardaki mayınların imha edilmesi, 2014 tarihine kadar da toprağa döşeli mayınların temizlenmesi gerekiyor.
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler'e Sözleşme kapsamında sunmakla yükümlü olduğu rapora göre, stoklarda yaklaşık 3 milyon, toprağa döşeli de yaklaşık 1 milyon mayın var.
Mayın kimlik sormuyor
Mayınsız Bir Türkiye Girişimi, mayınlar için "ne asker dinler ne gerilla, ne erkek dinler ne kadın, ne yaşlı dinler ne de çocuk" diyor ve açıklıyor:
Mayınlar, sinsi silahlardır: "Kurbanını aramaz, kendisine gelmesini bekler. Kurbanları arasında ayrım gözetmez. Kurban, kendisini döşeyen asker, veya gerilla, hayvanlarını otlatan çoban, tarlasını eken çiftçi, meraklı bir çocuk olabilir."
Mayınlar, "robot askerler"dir: "Acıkmaz, susamaz, üşümezler. 75 yıl aktif olarak kalırlar."
Mayınlar "kitle imha silahları"dır: "Geçen yıl dünyada 20 bin insan, mayın veya patlayıcı askeri malzeme nedeniyle yaşamını kaybetti, sakatlandı."
Mayınlar barış nedir bilmez: "Savaşlar bitse, barış ilan edilse bile öldürmeye devam ederler. Temizlenmeyen mayınlar, barış dönemlerinde savaş dönemlerinden daha fazla insanın canına kıyıyor."
Mayınlar ucuz silahlardır: "Bu kadar yaygın kullanılmalarının nedeni, birkaç dolara mal olmaları ve 10-15 dakika içinde toprağa yerleştirilebilmeleridir. Ancak kara mayınlarının temizlenmesinin maliyeti oldukça yüksektir. Bir mayının temizliği için bin dolar ve yüz saat harcanması gerekiyor."
Öğreten: Mayınların yol açtığı sonuçların insani boyutu unutuluyor
Öğreten, mayınların temizlenmesinin yalnızca ekonomik parametreler üzerinden düşünülmesinin olumsuz sonuçlarına dikkat çekiyor:
"Mayın temizliğinden büyük alanların tarıma açılması ve para kazanılması anlaşılıyor. Dolayısıyla iş, burada da ekonomik ranta dönüşünce, bu bölgede sayıları 10 binlerle ifade edilen insanların ve ailelerinin, kaderlerine terk edilmişliğini bir kez daha tescil etmiş olacağız."
Mayınların ve patlamamış askeri malzemelerin yalnızca Türkiye'nin değil, bütün dünyanın sorunu olduğunu da anımsatıyor Öğreten.
"Gözlerimizi yalnızca Türkiye'ye değil, bütün dünyaya çevirip bu sürecin takibini yapmalıyız. Son mayın temizlenene kadar mücadelemizi sürdürmeliyiz. Sonuçta hedef 'mayın kurbanı' argümanını ortadan kaldırmak."
"2006'da 145 mayın mağduru var"
Mayınsız Bir Türkiye Girişimi'nin istatistiklerine göre, Türkiye'de 2006'da 145 kişi mayın ve patlamamış askeri malzemelerin mağduru oldu:
* 106 kişi yaralandı, 39 kişi öldü.
* Ölenlerin dördü çocuk, 25'i asker, 4'ü korucu, 2'si polis, 2'si de sivildi.
* Yaralananların 27'si çocuk, 63'ü asker, 4'ü korucu, 4'ü özel güvenlik, 1'i polis, 7'si de sivil.
* Olayların 42'si mayın, 8'i de patlamamış askeri malzemeden kaynaklandı.
"Mayın üretimi durdu; yerine misket bombası geldi"
Mayın ve patlamamış askeri malzemelerin üretimi Ottowa Sözleşmesi'yle birlikte durmuş halde. Ancak silah şirketleri bunu yerine tıpkı mayın gibi sivilleri öldüren, insan hakları savunucularına göre kitle imha silahı kapsamında değerlendirilmesi gereken yeni bir silah üretiyor: Misket bombaları.
Öğreten, bu süreci şöyle açıklıyor: "Mayın ABD iç savaşında icat ediliyor. O günden bugüne 350 çeşit mayın üretiliyor. Mayın üretimi durdu, ama şimdi adı mayın olmayan ama etkisi aynı olan misket bombaları var. Kendimizi mayınla sınırlamamalıyız. Bu tür silahların hepsinin sivillere olan etkisini gözlemlemek gerek."
Misket bombalarının nelere yol açtığının en son örneği, İsrail'in geçen yıl Lübnan'ı bombalamasında ortaya çıktı.
Birleşmiş Milletler Acil Yardım Koordinatörü Jan Egeland, Ağustos 2006'da İsrail'in misket bombalarının yüzde 90'ını Lübnan'a çatışmaların durmasından önceki son 72 saat içinde attığını ve patlamamış bomba parçalarının her gün Lübnanlıları öldürdüğüne, yaraladığına dikkat çekiyordu.
Egeland, Lübnan'da 359 misket bombası alanında, yaklaşık 100 bin patlamamış misket bombası parçası saptadıklarını, bunların yanı sıra, yaklaşık 20 bin parça da patlamamış mühimmat ve mayın bulunduğunu bildirmişti.
Engelli haklarını savunan uluslararası örgüt Handicap International'ın raporuna göre, misket bombalarının öldürdüğü her yüz kişiden 98'i sivil . Dünya çapında misket bombaları nedeniyle mağdur olan 100 bin kişi olduğu tahmin ediliyor. Şimdiye kadar atılan misket bombalarının toplamı 360 milyon. (TK)