Çekimleri Eylül- Ekim 2000 tarihleri arasında İstanbul, İzmir, Çeşme ve Alaçatı'da gerçekleştirilen, laboratuar işlemleri Mart ayı sonunda tamamlanan "Herkes Kendi Evinde" filmi, 4 Mayıs 2001'de vizyona giriyor.
Bu yıl 20.'si gerçekleştirilecek olan Uluslararası İstanbul Film Festivali'nin Ulusal Film yarışmasına da katılacak olan "Herkes Kendi Evinde", ilk gösterimi festivalde yapılacak olan tek Türk filmi.
Filmin başvuru yaptığı Cannes Film Festivali Semaine Internationale De La Critique bölümünde özellikle ilk iki filmini çeken yönetmenlerin filmleri yarışıyor.
Filmin kadrosu
Filmin oyuncu kadrosu başarılı ve güçlü tiyatro starlarından oluşuyor. Filmin üç ana karakterini canlandıran Erol Keskin, Anna Bielska, Tolga Çevik'in yanı sıra Şükran Güngör ve Cüneyt Türel konuk oyuncular olarak rol alıyorlar. Özlem Çınar, Saltuk Kaplangı, Devrim Parscan, Yalçın Akçay ise filmde rol alan diğer sanatçılar.
Gerek ülkemizde, gerekse dünyada en önemli sorunlardan biri olan insanların kendi toprakları, yurtları dışında yaşamayı seçmeleri ya da buna zorlanmaları gibi evrensel bir temayı işleyen film; ülkemizde ve dünyada, başta genç sinema izleyicileri olmak üzere her yaştan sinema seyircisine ulaşmayı amaçlıyor.
Haylaz üretim
Filmin yapım şirketi 5 yıldan beri Reklam filmi yapımcılığı yapan HAYLAZ PRODUCTION.
Haylaz'ın kurucuları Ali Bilgen ve Levent Onan, filmin yapımcılığını uzun yıllar Türk sinemasının birçok önemli filminde yardımcı yönetmenlik ve yapımcılık yapmış olan Leyla ÖZALP ve filmin yönetmeni Semih Kaplanoğlu ile birlikte gerçekleştirdiler.
Filmin görüntü yönetmeni Hayk KİRAKOSYAN güçlü görüntüleri ile, sanat yönetmeni Çağla ORMANLAR çevre düzeni ve kostümlerdeki yorumuyla filmin görselliğine büyük katkıda bulundular. Filmin müziklerini ise tiyatro ve film müzikleri ile tanıdığımız ünlü besteci Selim ATAKAN yaptı.
Filmin yönetmeni Semih KAPLANOĞLU yıllarca beğeni ile izlenen "Şehnaz Tango" dizisinin yaratıcısı, ilk 52 bölümünün yazarı ve yönetmeni. KAPLANOĞLU, ilk uzun metrajlı sinema filminin senaryosunu Özden CANKAYA ve Serpil KIREL ile birlikte iki yılı aşkın bir sürede yazdı. Senaryo 1999 yılında Fransa'nın Montpelier şehrinde yapılan Akdeniz Filmleri Festivali'nin senaryo yarışmasında 80 proje içerisinde ilk 10 a girdi.
Filmde gemici babasını aramak için İstanbul'a gelen genç Rus kızını Paris'te yaşayan, Polonya kökenli Anna BİELSKA, uluslararası bir şirketin pazarlama bölümünde çalışan ve Amerika'ya göç etme hazırlıkları içinde bulunan genci ise Tolga ÇEVİK oynuyor. Geçtiğimiz yıllarda "Küheylan" adlı tiyatro oyunundaki rolü ile izleyicilerin beğenilerini ve 98 Dilligil Tiyatro ödüllerinde en iyi erkek oyuncu ödülünü kazanan ÇEVİK, Amerika'da tiyatro eğitimi alan bir sanatçı.
Uzun yıllar yurdundan uzakta yaşayıp çocukluğunun geçtiği eve ve kasabaya dönüp ömrünün geri kalan yıllarını burada geçirmek isteyen amcayı ise Türk tiyatrosunun en büyük starlarından biri olan Erol KESKİN oynuyor. İstanbul Şehir Tiyatroları'nın da değerli oyucularından olan KESKİN, aynı tiyatronun Genel Sanat Yönetmenliği'ni yaptı.
Tiyatromuzun büyük starlarından Şükran GÜNGÖR ve Cüneyt TÜREL ise filmde konuk oyuncu olarak rol alıyorlar. Tiyatromuzun güçlü isimleri Saltuk KAPLANGI, Devrim PARSCAN ve Yalçın AKÇAY canlandırdıkları karakterlerle filme renk kattılar.
Bazı rollere uygun oyucuları bulmak içinse birçok genç tiyatro oyuncusu ile deneme çekimleri yapıldı ve sonunda Selim'in nişanlısı fotoğrafçı Ferdağ rolüne Özlem ÇINAR, Melike rolüne ise Eylem YILDIZ seçildi.
Eda ÖZEL, Özgür ONAN, Yiğit ÖZŞENER, Yaman YENİÇERİ filmin oyuncu kadrosunda yer alan diğer genç tiyatro oyuncuları.
"HERKES KENDİ EVİNDE" 2001 - 2002 yıllarında birçok önemli uluslararası festivale katılarak dünya sinema piyasasında Türk sinemasının adını duyuran filmlerden biri olmayı hedefliyor.
Ayrıntılı bilgi için: Üçes Halkla İlişkiler Danışmanlığı / (0212) 212 95 30
FİLMİN YAPIM ÖYKÜSÜ
Yönetmen Semih Kaplanoğlu 1998 de yazımına başladığı senaryosu için birçok yapımcı ile görüştükten sonra geçtiğimiz 2000 yılı baharında daha önce birlikte reklam filmi yapımında çalıştığı Haylaz Prodüksiyon şirketinin ve Leyla Özalp'in uzun metraj film yapımcılığına başlamayı düşündüklerini öğrenir ve projeyi birlikte gerçekleştirmek üzere şirkete önerir. Semih'in filmin ana karakterleri için oyuncu seçimini de yaptığı projeyi ve oyuncularını çok beğenen Leyla Özalp ve Ali Bilgen, Semih Kaplanoğlu ile birlikte filmin bütçesine destek aramaya başlarlar. Aylar süren çabalar sonunda küçük ayni destekler ve televizyon satışı
garantisini elde edince çekim bütçelerini kendi olanaklarıyla sağlayan yapımcılar Eylül 2000 de çekimlere başlamaya karar verirler.
500 bin dolarlık bir çekim ve post prodüksiyon bütçesi ve 6 haftalık bir çekim programı yapan ekip uzun süredir görüştükleri ve yine reklam filmleri çekimlerinden tanıdıkları Rus görüntü yönetmeni Hayk Kirakosyan ve Sanat yönetmeni Çağla Ormanlar'ı da ekibe dahil ederek çekim hazırlıklarını hızlandırırlar. Yapım ve yönetim asistanlıklarına sinema bölümünden yeni mezun olmuş, her biri kendi kısa filmlerini yapmış olan ve uzun metraj filmlerde çalışma aşkıyla yanan gençler katılır. Bir yandan oyuncu kadrosu titizlikle tamamlanırken tüm mekanlar ve çekim yerleri belirlenip fotoğraflar ve filmler çekilerek yoğun bir ışık zamanlaması yapılır. Bir aydan fazla süren bu titiz çalışma sonunda filmin dış mekanda çekilecek birçok sahnesinin ya sabah güneş doğar doğmaz ya da gün batımında çekilmesine karar verilir.
Semih'in senaryo çalışırken Radikal gazetesindeki köşesinde yazdığı yazılarda da anlattığı, filminin baş rol oyuncularından biri gibi olan ve uzun süre umutsuzca aradığı sonunda tam umudunu yitirmek üzereyken Çeşme'de mucizevi bir biçimde bulduğu Taş Ev onarılmaya başlar.
Filmin gerçekleşme sürecinde de maddi olarak ya da uygulama açısından büyük güçlükler olan bazı sahneler bu tür mucizelerle çekilir.
Örneğin; Tüm olanaksızlıklara karşın, gece tüm Çeşme meydanını aydınlatmayı becerebilen ekip bu büyük meydanda nasıl gerçekçi bir yağmur yağdırmayı başaracaklarını düşünürken aniden hava değişir ve tüm gün güneş içinde geçmişken gece sağnak halinde yağmur yağar. Üstelik senaryoda yazan ama bir türlü bulunamayan sokak köpeği de çekim sırasında yönetmenden komut almış gibi, tam görüntüye girmesi gereken anda gelip rolünü oynar ve gider. Ertesi gün çekilecek iki deniz kıyısı sahnesi için de farklı şiddetlerde yağmur sürer ve iki değişik sahneye iki uygun ışık ve renk atmosferi oluşturur. 6 haftalık çekim süresince dış çekim planlanan günlerde yağmur yağan 2 gün sadece bu 2 gündür.
Çekimler süresince benzer o kadar çok olay yaşandı ki, bütün zorluklar yenilerek filmin çekimi bittiğinde, çekim ekibi kendilerini destekleyen bir gücün var olduğuna inanmazlık edemedi.