Temel neden, hukuksal düzenlemeler
Çağlar'a göre, temel neden, hukuksal düzenlemeler:
"Türkiye'de her yıl 80-100 bin dönüm orman yanarak yok oluyor. 5-7 bin dönüm orman tarla açma ve yerleşme, 100-150 bin dönüm alan da 6831 sayılı Orman Kanunu'nun ikinci maddesi uyarınca ormancılık düzeni dışına çıkarılıp Hazine'ye devredilerek ya da hak sahibi köylülere satılarak yok ediliyor."
Çağlar, Özgür Radyo'ya Türkiye'deki ormancılık politikasına ilişkin açıklamalarda bulundu.
"Türkiye'de hukuksal düzenlemeler ormanları azaltıyor; Türkiye'deki ormanlar iyi yönetilemiyor" diyen Çağlar, şu noktalara dikkat çekti:
Orman Kanunu'nun getirdikleri
Türkiye'de her yıl 2 bin dolayında yangın çıkıyor ve bunun sonucunda 80-100 bin dönüm orman yanarak yok oluyor.
Ayrıca, 5-7 bin dönüm orman tarla açma ve yerleşme, 100-150 bin dönüm alan da 6831 sayılı Orman Kanunu'nun ikinci maddesine göre "orman niteliğini yitirdiği" ve/veya "orman olarak muhafazasında yarar görülmediği" gerekçesiyle ormancılık düzeni dışına çıkarılıp Hazine'ye devredilerek ya da hak sahibi köylülere satılarak yok ediliyor.
Ormanlar zararlı böcek ve mantarların, iklim koşullarının, hava kirliliğinin etkisiyle ölebiliyor. Yoğun ve yanlış yararlanma da ormanların kendini yenileme gücünü azaltıyor.
Türkiye'de ormanlık alan 20.7 milyon hektar
Türkiye'de, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun birinci maddesine göre "orman" sayılan 20.7 milyon hektar alan devletin koruması ve gözetimi altında. Ancak, kimi ormanlar, ayırt edici özellikleri nedeniyle özel koruma statülerine sahiptir.
Bu gibi alanların başlıcaları 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu'nun ikinci maddesinde; milli park, tabiat parkı, tabiatı koruma alanı ve tabiat anıtı olarak sayılır ve tanımlanır. Ayrıca, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun yirmi üçüncü maddesine göre, yerleşmelere ve tarım alanlarına zarar veren oluşumların önlenmesi amacıyla ayrılmış "muhafaza ormanları" vardır. Bunların dışında, ağaçlandırma çalışmaları sırasında kullanılacak tohum ve fidanların üretilmesi, yabanıl yaşamın korunması amacıyla orman alanları ayrılır ve özel olarak korunmaya çalışılır.
Türkiye'deki özel olarak koruma altına alınmış orman alanların sayıları ve genişlikleri şöyle:
Sayı Genişlik (Hektar)
* 33 Milli Park: 334 816
* 35 Tabiatı Koruma Alanı: 22 060
* 15 Tabiat Parkı: 26 875
* 53 Muhafaza Ormanı: 188 883
* 345 Tohum Sağlama Ormanı: 46 266
* 115 Gen Kaynağı Koruma Ormanı: 16 210
* 56 Tabiat Anıtı: 334
* 123 Yaban Hayatı Koruma: 1 851 317
"Hukuksal düzenleme, ormanları azaltıyor"
Yok edilen sadece bir yüzey değil bir varlık, orman eko sistemi. 6831 sayılı Orman Kanunu'nun ikinci maddesi, "orman" sayılması gereken yerlerin belirli koşullarla "orman sayılmamasına" imkan tanıyor. Bu da ormanlık alanların azaltılmasına neden oluyor.
"Devlet ormanı sayılan alanlar" ile "orman ekosistemlerinde" azalmaya yol açan nedenlerin başında hukuksal düzenlemeler geliyor. Yürürlükte bulunan çok sayıda hukuksal düzenleme, doğrudan ve dolaylı olarak "orman azalmasına" yol açıyor."
"Türkiye'de ormanlar iyi yönetilmiyor"
"Orman yönetim planları" gerektiğince doğru verilere ve çözümlemelere dayandırılmayan hedefler içeriyor. Türkiye'de ormanlar kurallarına göre yönetilmiyor ve adeta "ayakta ölüyor".
Ormanların tamamına yakını devlet mülkiyetinde bulunuyor. Devlet ormanı sayılan alanlar, devlet ormancılığı düzeniyle yönetilmeye çalışılıyor. Ayrıca, özel ormanların da devlet gözetiminde yönetilmesi anayasal bir zorunluluk. Çok daha önemlisi, "orman ekosistemlerinin" varlığı ve yokluğu ile nitelik ve niceliği hiçbir ayrım yapmadan tüm canlıları etkiliyor. Ancak, bütün bunlara rağmen, Türkiye'de ormanlar kamusal yararları, hem yersel hem de toplumsal olarak ençoklayacak biçimde yönetilmiyor.
Türkiye'de devlet orman işletmeciliği düzeni hantallaştırıldı ve iyiden iyiye verimsizleştirildi. (BB)