Türkiye’de çocukların %43,6’sı yoksulluk koşullarında hayatını sürdürürken her 3 çocuktan 1’i okula yetersiz şekilde beslenerek gidiyor. Ankara Tabip Odası’nın yaptığı araştırmaya göre; çocuk yoksulluğu son 7 yılda yüzde 40 arttı. 25 milyon kişi yoksulluk riski altında ve 171 bin çocuk ailesinin yanında en temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor.

Yeni öğretim yılı başladı: Fırsat eşitsizliği nelere sebep oluyor?
"Çocukların en temel hakkı için sesleniyoruz"
Bu veriler ışığında yola çıkan Sulukule Gönüllüleri Derneği, çocukların okul ile kurduğu bağın ve gelişimlerinin en önemli parçalarından birinin sağlıklı beslenme olduğuna dikkat çekerek “Okulda Beslenmenin Hakkını Verelim!” kampanyasına dair taleplerini sıraladı:
1. Her çocuk için, her gün, en az bir öğün ücretsiz, sağlıklı ve dengeli yemek sağlanmalıdır.
2. Bu destek her çocuğa eşit şekilde, ayrım yapmadan, etiketlemeden ve damgalamadan sunulmalıdır.
3. Okul yemekleri çocukların yaşlarına, gelişim dönemlerine, farklılıklarına, sağlık ve kültürel ihtiyaçlarına göre planlanmalıdır.
4. Yemekler güvenilir kaynaklardan sağlanmalı, gıda güvenliği ve besin değeri kriterlerİ gözetilmelidir.
5. Uygulamalar merkezi yönetim, yerel yönetimler, sivil toplum, öğretmenler, ebeveynler ve çocukların katılımıyla planlanmalıdır.
6. İzleme, değerlendirme ve denetleme süreçleri şeffaf, hesap verebilir ve katılımcı olmalıdır.
7. Okullarda beslenme hakkı için gereken kaynaklar, devlet bütçesinden sürekli ve sürdürülebilir biçimde karşılanmalıdır.
8. Özel sektör ve kamu iş birliği, kamusal yarar temelinde, ticari değil sosyal sorumluluk anlayışıyla yürütülmelidir.
9. Çocukların sağlıklı gelişimi için beslenmenin yanında psikososyal destek, dinlenme, oyun ve hareket hakları da gözetilmelidir.
10. Beslenme hakkı, anayasal güvence altına alınmalı ve kalıcı kamu politikalarıyla desteklenmelidir.

Okullarda yoksulluk, beslenme eksikliği ve şiddet
"Beslenme desteğinde okula devamlılık artıyor"
Sulukule Gönüllüleri Derneği Gönüllü Koordinatörü Işıl Seray Gençer beslenmenin bir hak olarak dahi görülmediğinin dikkatlerini çektiğini belirterek saha gözlemlerini anlattı:
"En çok karşılaştığımız şey çocukların kahvaltısız okula gitmesi ve öğün atlaması. Bu durum onların hem fiziksel gelişimini hem de öğrenme süreçlerini doğrudan etkiliyor. Derslerde odaklanamıyor, uyukluyor ya da başarısız olarak etiketleniyorlar. Yetersiz beslenme aynı zamanda çocukların akran ilişkilerini de zedeliyor; dışlanma ve utanma duygularını artırıyor. Ama beslenme desteği olduğunda tablo tamamen değişiyor. Çocukların okula devamı artıyor; rehber öğretmenlerle yaptığımız görüşmelerde çocukların çok daha düzenli okula geldiklerini ve okul ile daha uyumlu olduklarını net bir şekilde duyuyoruz."
Çözümün anahtarı bütüncül bir işbirliğinde
100’den fazla ülkede, okulda ücretsiz öğün desteğinin başarıyla sürdürüldüğüne dikkat çeken dernek Türkiye’de de bunun irade, işbirliği ve toplumsal sahiplenmeyle mümkün olabileceğini belirtti. Dernek hazırladığı manifesto ve taleplerin yanı sıra çocuk yoksulluğu ile mücadelenin, okulda ücretsiz bir yemeğe ulaşmanın bütüncül, hak temelli ve işbirliğine dayalı bir model ile kolayca uygulanabileceğinin altını çizdi.
(NÖ)






