Haberin İngilizcesi için tıklayın
KONDA Araştırma Şirketi 2020 yılına ilişkin Nafaka Raporu'nu yayınladı. Raporun Nafaka Hakkı bölümünde genel olarak nafaka hakkını, kanunu ve güncel tartışmaları ele alındı.
TIKLAYIN - Raporun tamamını okuyun
Raporda, verilerle evlilik, boşanma ve nafaka bölümünde ilk olarak kısaca Türkiye’de kadınlarla erkeklerin demografik farklılıklarına değindikten sonra, Türkiye İstatistik Kurumu’nun ülke genelindeki evlilik ve boşanma sayılarına yer veriliyor.
TIKLAYIN - Ayda 150 TL Nafaka Alan Emine K. Soruyor: Asıl Nafaka Mağduru Kim?
Araştırma kapsamında, ülke genelinde 29 ilde 15 yaş ve üzeri 3594 kişiyle hanelerinde yüzyüze görüşüldü.
Yarısı kadın, yarısı erkek olan bu kişilerin yüzde 67’si, yani her üç kişinin biri evli, yüzde 24’ü bekar, yüzde 4,8’i dul, yüzde 1,8’i boşanmış ve yine yüzde 1,8 sözlü veya nişanlıydı.
Görüşülen bu kişilerin yüzde 67’sinin en az bir çocuğu ve yüzde 41’inin halen 18 yaşının altında olan çocuğu veya çocukları bulunuyor. Toplumun yüzde 72 ’si, yani her 4 kişinin 3’ü eşlerin anlaşamaması durumunda boşanmayı normal karşıladığını belirtiyor.
"Toplum boşanmayı normal karşılıyor"
Rapordan öne çıkan bulgular şöyle:
* Kadınların yüzde 74’ü boşanmayı normal karşılarken bu oranın erkeklerde yüzde 70’e düştüğünü görüyoruz. Yaş arttıkça boşanmaya karşı negatif hislerin arttığını söyleyebiliriz. 18-32 yaş arasındaki kişilerin yüzde 76’sı boşanmayı normal karşılarken, 33-48 yaş aralığında bu oran yüzde 72’ye, 49 yaş ve üzerinde ise yüzde 69’a düşüyor.
* Eğitim seviyesi arttıkça boşanmayı normal karşılamanın arttığını görüyoruz. Lise altı eğitimli olanların yüzde 65’i boşanmayı normal karşılarken, bu oran lise mezunlarında yüzde 78’e, üniversite mezunlarında ise yüzde 84’e yükseliyor.
* Boşandıktan sonra ortaya çıkan iki türlü nafaka konusunu, yani iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasını ayrı ayrı ele aldık. İştirak nafakasına dair okuduğumuz “Boşandıktan sonra çocuk yetişkin olana kadar babanın nafaka ödemesi yasalarla güvence altına alınmalıdır” ifadesine toplumun yüzde 82’si katıldı ve iştirak nafakasını destekledi.
* Yoksulluk nafakasına destek de oldukça yüksek çıktı: Yüzde 76 “Boşanmada maddi imkanı olmayan kadına, ihtiyaç duyduğu sürece boşandığı kocası nafaka ödemelidir” ifadesine katıldığını veya kesinlikle katıldığını belirtti.
* İştirak nafakası uygulamasına kişilerin cinsiyet, yaş, eğitim, medeni durumu, nerede büyüdüğü, çocuğu olup olmadığı gibi özellikleri ne olursa olsun, toplumun tüm kesimleri yüksek oranlarda destek veriyor
* Yoksulluk nafakasına dair “Boşanmada maddi imkanı olmayan kadına, ihtiyaç duyduğu sürece boşandığı kocası nafaka ödemelidir.” önermesine verilen cevapları demografik özellikler üzerinden incelediğimizde de iştirak nafakasında olduğu gibi toplumun tüm kesimleri fikri oldukça yüksek oranlarda destekliyor.
* İştirak nafakası ve yoksulluk nafakası konularındaki görüşlerin bir arada analizine göre, ikisini birden destekleyenler (“kesinlikle katılıyorum” veya “katılıyorum” cevabı verenlerin), yüzde 70 oranında. Diğer bir deyişle her 10 kişinin 7’si ikisini birden destekliyor ve toplumun nafaka konusunda tavrının oldukça net olduğu anlaşılıyor. Dolayısıyla toplumda genel olarak boşanmaya karşı bir direnç olmadığı ve bu dosyada ele alınan yoksulluk nafakası konusunda kadının desteklenmesi gerektiğine dair güçlü bir inanç olduğu anlaşılıyor. (EMK)