Greenpeace Akdeniz, arıların ve geleceğin kurtulması için yeni bir projeye başladı.
Greenpeace Akdeniz hızla, arı sayısındaki azalmaya neden olan Avrupa Birliği (AB) tarafından da -seralar dışında- yasaklanan üç etkin maddeden (Imidacloprid, Thiamethoxam, Clothianidin) başlayarak bütün neonikotinoidlerin yasaklanmasını talep ediyor.
Projenin internet sayfasında Tarım ve Orman Bakanlığı'na yönelik bir imza kampanyasına da ulaşılabiliyor.
Özyer: Çiçek göremediğimizde çok geç olacak
Greenpeace Akdeniz’in Tarım ve Gıda Proje Sorumlusu Berkan Özyer, “Hepimiz aynı kovandayız. Eğer neonikotinoidler hızla yasaklanmazsa hem arıların hem gıdalarımızın hem de hepimizin geleceği tehlike altına girecek” dedi.
Özyer, geçtiğimiz Temmuz ayında Trakya’da yaşanan toplu arı ölümlerinin ardından bölgede yaptıkları incelemelere de değinerek şunları dile getirdi;
“Dünya bal üretiminde çok ciddi bir aktör olan Türkiye’nin dört bir yanında arıcılarla bizzat yaptığımız görüşmeler, sorunun ne kadar yaygın olduğuna işaret ediyor. Üstelik sorun sadece arıcılığı değil tarımımızı da tehdit ediyor. Hem tarım hem ekonomi hem de doğamız için harekete geçmek zorundayız. Dahası pestisit kaynaklı arı ölümlerinin yaban hayata ve yaban arılarına etkileri çok daha ciddi. Tozlaşmadaki azalmanın sonucu olarak bir bahar sabahı doğada açan çiçek göremediğimizde artık her şey için çok geç olacak.”
Neonikotinoid tarımda böcek ilacı olarak kullanılıyor.
Gıdaların 3’te 1’inde arıların emeği var
Greenpeace, gıdaların 3’te 1’inin arıların yaptığı tozlaşmayla oluştuğuna anlatırken, arıların tarımda kullanılan ve genel olarak “pestisist” olarak adlandırılan kimyasal maddeler nedeniyle öldüğüne ve sayılarının azaldığına dikkat çekti.
“Tarımsal ilaçlamada kullanılan ve neonikotinoid adıyla sınıflandırılan bu pestisitler, arıların hayatını tehdit ediyor. Bunun sonucunda arıların bir kısmı zehirlenerek ölürken, bir kısmının da sinir sistemleri etkileniyor, hafıza kaybı nedeniyle kovanlarının yolunu bulamıyor ve aç kalıp, ölüyorlar. 2017'de Adana'da olduğu gibi arılarda koloni kayıpları da yüzde 80 oranına kadar çıkabiliyor.
“Eğer bu durum böyle devam ederse, tarımsal üretim düşecek, soframızdaki bazı yiyecekleri mesela elma, çilek, domates, kiraz, çay, kahve ve bademi ya zorlukla bulacak ya da iyice artan fiyatları nedeniyle alamaz hale geleceğiz.
Türkiye’de arılar
Greenpace Akdeniz tarafından Bursa Uludağ Üniversitesi öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Hasan Hüseyin Oruç ile birlikte hazırlanan “Arılar Yaşasın Diye” adlı raporda konuyla ilgili yapılmış bilimsel araştırmalara dayanarak hazırlanan Türkiye bölümünden öne çıkan bilgiler şöyle:
* Türkiye kovan sayısı ve bal üretiminde dünyanın önde gelen ülkelerinden biri. Ancak kovan başına bal üretimi 14-16 kg/yıl arası ve dünya ortalaması olan 20,5 kg/yıl’ın altında kalıyor. Türkiye’de ani, yaygın ve dönemsel seyreden arı ölümlerinin en önemli nedeni bitkisel üretimde kullanılan pestisitler.
* İstanbul’da 2007 yılında, 350 kovanın etkilendiği ve 200 kovanın kaybedildiği olayda arı ve petek numunelerinde pestisit tespit edilmesi, arıların birden çok pestisite benzer zamanlarda maruz kalmasına önemli bir örnek oluşturuyor (Ünal ve ark., 2010b).
* Çukurova yöresinde (Adana, Mersin, Osmaniye ve Hatay) 2013 yılından beri ilkbaharda görülen ve 2017 yılında artan yoğun arı ölümleri sonrasında ölü arı ve peteklerde yapılan analizlerde pestisit tespit edilmesi, arıların aynı dönemde pek çok pestisite maruz kaldığını gösteriyor (Adana İl Müdürlüğü Raporu, 2017).
* Trakya’da, 2007 yılında, ayçiçeklerin çiçek açtığı dönemde (Haziran sonu-Temmuz sonu arası) bal arılarında yaygın ölümler görüldü (GKGM Raporu, 2013). Yapılan incelemelerde sebebin yine neonikotinoidler olduğu saptandı.
* 2018 yılı haziran ayı sonu ile temmuz ayı sonu arasında bu ölümler yine 2007 yılındaki gibi yaygın bir şekilde Trakya bölgesinde özellikle Keşan, Hayrabolu ve Babaeski ilçelerinde görüldü. Saha incelemelerinde arıcılar kayıplarının yaklaşık yüzde 40-60 arası olduğunu bildirdi.
* Muğlalı bazı gezginci arıcılar, 2016 yılında, Konya merkez Karatay ilçesi, Karapınar yolu üzerindeki Yarma köyü ve civarında yine haziran ayı sonu temmuz ayı sonu arasında, ayçiçeklerine giden arılarda yoğun ölümler olduğunu; bu nedenle 2017 yılında gitmediklerini, ancak 2018 yılında gittiklerinde yüzde 20-40 arasında kayıpları olduğunu bildirdi.
* 2013-2018 yılları arası Çukurova yöresinde (özellikle Adana ve Osmaniye’de), mısır ekim dönemi olan şubat ayı başı ile mart ayı ortası arasında, her yıl hızlı ve yoğun arı ölümleri görüldü. Ölümler, havanın yağışlı olmasına bağlı olarak ciddi oranda azaldı veya durdu.
* Urfa'nın Harran ve Akçakale ilçeleri arasında (Harran Ovası’nda), pamuktan nektar toplaması için bölgeye Adana’dan arılarını getiren gezginci arıcıların, 2018 yılı, 2-10 Ağustos arasında yoğun arı ölümleri oldu ve arıcılar kayıplarının yüzde 30 ile yüzde 70 arasında değiştiğini bildirdi. Yapılan saha incelemelerinde bu dönemde yoğun pestisit kullanımı olduğu, ancak bu incelemelerin detaylandırılarak devam etmesi gerektiği görüldü. (BK)
* Projeyle ilgili detaylı bilgi ve imza sayfası için https://kovandayiz.org/ adresini ziyaret edebilirsiniz.