"Karadeniz-Pontus Bölgesinin Ermeni Toplulukları" başlıklı uluslararası konferansta birbirinden ilginç tebliğler sunuldu. Bu tebliğlerin bazılarından ana hatlarıyla yaptığımız alıntıları aktarıyoruz.
Karadeniz'de Ermeniler:
Pontus Kıyısı
Robert H. Hewsen, California Devlet Üniversitesi, Fresno
Ermenistan her yandan kara ile kuşatılmış bir ülke, bu nedenle de Ermeniler daha ilk çağlardan itibaren kendi yakın sınırlarının ötesindeki ülkelerle de siyasi ve ticari temaslar kurabilmek amacıyla denize bir çıkış bulma zorunluluğunda oldu.
MS 2. yüzyılda bugünkü Trabzon'da Romalılar'ın kurduğu limanla birlikte bu tarihi Yunan kolonisi, Ermeniler için dış dünyayla bağlantı kurdukları ana temas noktası ve büyük ticari yolların da son durağı oldu.
Pontus krallığı dönemi
Helenistik ve Roma dönemlerinin ilk başlarında Trabzon, Pontus krallığı sınırları içindeydi. Büyük Mitridat yönetiminde kısa bir süre önemli bir devlet oldu. MS l. yüzyılda Romalılar'a katılan Pontus'a sonraki yüzyıllarda da Bizanslılar hakim oldu ve burayı Haldiya askerî bölgesi içerisinde yeniden düzenlediler.
Haçlılar 1204'te bugünkü İstanbul'u ele geçirince, Haldiya da bağımsızlaştı ve Yunan yönetici sınıfı ve kentli bir nüfus ile Ermeni ve Cenevizli tüccar kesim ve hinterlandda da Gürcüce konuşan Laz bir nüfusa dayalı bir devlet oldu.
Dış dünyadan gelen etkilere çok açık
Osmanlılar tarafından 1461'de ele geçirilen Trabzon ve yöresi 1922'ye kadar fazla bozulmadan özelliklerini korudu. Trabzon'da Rumlar ve Ermeniler dış dünyadan gelen etkilere çok açıktı ve diğer Karadeniz ile Akdeniz liman kentlerindeki genel yaşamdan fazla farklı bir yaşam sürmüyorlardı.
Ermeniler'in kendi Apostolik piskoposları, 1850'den sonra ise bir de Ermeni Katolik piskoposları vardı. Trabzon ticaretinin bir sonucu olarak Pontus kıyılarında Giresun, Ordu, Ünye ve Sarosun'da Ermeni toplulukları oluştu.
Tüm bu Ermeni yerleşim yerleri 1915'te ortadan silindi. Bugün Pontus bölgesinde "Hemşinli" olarak anılan ve o dönem Ermenileri'nden kalanların soyundan gelen topluluk özellikle ilgi çekicidir.
MS 8. yüzyılda Pontus dağlarına yerleşen Ermenilerin devamı olan ve 18. yüzyılda Müslümanlığa geçen topluluk, halen bu bölgede yaşıyor.
Karadeniz Ermeni cemaatinin kaderi
1908-1915
Simon Payaslian, UCLA
Trabzon bölgesinde yaklaşık 50 bin kişilik bir Ermeni nüfusu vardı ve bu oran bölge gençliğinin yüzde beşine tekabül ediyordu.
Bölgenin ekonomik gelişimine yaptıkları büyük katkılara karşın Trabzon bölgesi Ermenileri de Osmanlı İmparatorluğu'ndaki diğer soydaşları gibi 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında hükümet baskılarının ve katliamların kurbanı oldular.
Farklı arka yapılar
Yine de 1909-1912 arasında Ermeniler'in siyasi, eğitim ve kültür faaliyetlerinde yeniden bir canlanma gözlendi. Karadeniz'deki Ermeni cemaatinin eğitim yaşantısını anlatan Tigran Devoyants Rusya, İran ve Osmanlı Ermenisi eğitmenlerin okullarına getirdikleri farklı arka yapıları vurguladı.
Bu çeşitliliğe karşın bölge cemaatleri birbirleriyle yakın ilişki kurarak pek çok kültür ve eğitim faaliyetini birlikte düzenlediler.
Ve baskılar...
1909'daki Adana katliamlarının ardından Ekim ayında Karadeniz bölgesindeki Ermeni cemaatleri de baskılara maruz kalmaya başladı.
Meşrutiyet ile vaad edilen reformlar ve Jön Türk rejimi hayata geçemedi. 1915'in Nisan ayında bölgenin ileri gelenleri silah sakladıkları gerekçesiyle tutuklandılar oysa husumetin artmaması için Ermeniler tüm silahlarını teslim etmişti.
26 Haziran'da ise hükümet Trabzon'dan Ermeniler'in tehcir edileceğine ilişkin resmi genelgesini yayınladı. l Temmuz 1915'te ilk kervan Trabzon'dan yola düştü.
Temmuz ayı sonunda Trabzon'dan tehcir edilen Ermenilerin sayısı 10 bine ulaştı. Ermeni evleri de jandarma tarafından boşaltıldı.
Homşetsma:
Hemşinli Müslüman Ermeniler'in Dili
Bert Vaux, Harvard Üniversitesi
Ermeni kökenli Müslüman bir grup olan Hemşinliler'in halen yoğun bir nüfusla Artvin ve Rize'de yaşadıkları az bilinen bir gerçektir. Artvin'deki Hemşinliler bugün de Ermenice'nin Batı diyalektlerinden birini konuşmaktalar.
Homşetsma
Kendileri tarafından Homşetsma olarak adlandırılan bu dile Köprücülü genç bir Hemşinli'nden şöyle bir örnek vermek mümkün.
"Engerdake meg meg eguşi gebçi gun" (Arkadaşlar bir bir gelmeye başlıyor)
Rize'deki Hemşinliler Türkçe konuşuyor ama geniş bir Ermenice sözcük dağarcığını ve geleneklerini de halen koruyor.
Hıristiyan Ermeniler ise Abhazya ve Rusya'ya esas olarak Osmanlı yönetiminin son yüzyıllarında Kuzeydoğu Anadolu'daki azınlıklara uygulanan zorla din değiştirtme dalgasından kaçarak Canik ve komşu bölgelerden geldiler.
Artvin'deki Hemşinliler gibi bir zamanlar Hemşin bölgesinde konuşulan Ermeni diyalektini korudular ancak kendi alt diyalektleri Artvin'de konuşulandan pek çok noktada fark gösteriyor.
Hemşinlilerin tarihi ve kimliği
Hovann Simonian, Güney California Üniversitesi
Pontus'un doğu bölümünde yer alan Hemşin bölgesi Ermenileri 18. yüzyıl başındaki zorunlu İslamlaştırma'dan büyük ölçüde etkilendiler.
Yüzeysel dönmelik hali
Pontus Rumları ve bazı Arnavut topluluklarında da olduğu üzere bu dönmelik hali başlangıçta yüzeyseldi, dolayısıyla gizli Hıristiyanlar (Ges-Ges, Ermenice Yarı-Yarı) bundan sonraki yüzyıllarda da Hemşin nüfusunun çoğunluğunu oluşturdular.
Fransız seyyah Cuinet, 1890'da Hemşinliler'in çocuklarını hala vaftiz ettiklerini bildiriyordu.
Otlaklarda kutlanan Vartavar
Bugün de Hemşinliler, ilk zamanlardaki dini anlamını yitirmiş görünse de, İsa Mesih'in suretinin değişimini simgeleyen Vartavar'ı her yıl otlaklarında özel bir festivalle kutluyor.
Ayrıca Hemşinliler bugün halen Ermeni dilini de korumaları nedeniyle Ermenice konuşan tek Müslüman topluluk olma özelliğine sahip.(NH/FA)