Yolu Şişli'ye düşen dikkatli gözler Şişli Camii karşısındaki simitçi bir kadını fark etmiştir; daha dikkatli gözler, simit arabasındaki diplomayı da...
Kıştan beri Şişli'de simit satan 34 yaşındaki Elif Ayça Seren Ural Marmara Üniversitesi Gazetecilik bölümünü bitirmiş, İmge Yayınları'ndan çıkan "Pogo", "'Başlama Vuruşu" ve "Lirik Soğan" isimli üç romanı ve iki çocuğu var. Elif Ural'ı fesleğen saksılı simit arabasının yanında, defteri, kitabı ve gazeteleri arasında ziyaret ediyoruz.
Hava sıcakları nedeniyle artan su satışlarının el verdiği ölçüde, Elif ile gazetecilik yıllarını ve kadın simitçi olmanın nasıl bir şey olduğunu konuştuk.
1998'de mezun olan Ural, üç yıl Bütün Dünya, Bursa AS TV ve kısa bir dönem Cumhuriyet gazetesinde çalıştığını, gazetecilik mesleğini çok severek yaptığını ama en sonunda "Bu işi bu şekilde yapamam" deyip mesleği bıraktığını söylüyor.
"Haberlerim ya askeriyeye ya iş dünyasına dokunuyordu"
"Gazetecilikte dürüst haberler yaptım. Ama bir süre sonra genel yayın yönetmenleriyle çatışmaya başladım. Bursa'da yolsuzluk, rant elde etme ile ilgili haberler tespit ediyorduk ama ucu ya askeriye ya iş insanlarına dokunuyordu; bu yüzden yayınlanmıyordu.
Ya da yaptığım haberlerin, birilerini tatmin etmek ve hizmet etmek adına montajı ve sunumu o kadar değiştiriliyordu ki o başka bir haber oluyordu.Ondan sonra beni polis-adliye haberlerinden çekip kültür sanat kısmına kaydırdılar.
Anladım ki gazeteciliğe devam edersem, ömrüm yöneticilerle çatışmakla geçecekti. O sırada çocuğum oldu. Ve bu şekilde daha fazla devam edemeyeceğimi anladım."
"Sen git kocan gelsin diyorlardı"
Elif, çevredekilerin önce kendisini yadırgadıklarını ama zamanla alıştıklarını söylüyor.
"Kışın motorcu tulumuyla herkes erkek zannediyordu o kadar görünür değildim, bahar gelince kadın olduğum ortaya çıktı ben de bu esnada alışmıştım zaten. Kadının kırılgan bir yarattık olduğu fikri herkeste var.
"Hava şartların uyum sağlayamayacağımın düşünüyorlardı ama en sonunda 'helal olsun be' durumuna geldi. Sürekli 'ayakların donacak' diyerek destek olmak yerine 'kocan gelsin' diyorlardı. Önceden arabayı çekerken, iterken yardım etmek istiyorlardı; kadın olduğum için yardıma ihtiyacım olacağını düşünüyorlardı. Ama zamanla alıştılar."
"Tekrar yazmaya burada başladım"
Simit satmaya başladıktan sonra yeniden eline kalem aldığını söyleyen Elif, en zevk aldığı işi yaptığını söylüyor.
"Burada bas bas bağırarak diplomalı simitçiyim demiyorum. Onu sadece gören gözler için astım; onlar da görüyor zaten. Bir kısmı iyi yapmışsın diyor, bir kısmı niye direnmedin. Ama simit satmayı çok seviyorum.
"Daha önce hamur da yaptım, garsonluk da, sanayide de çalıştım ama bu işin bana verdiği haz ve rahatlık çok güzel, patron olmaması güzel bir duygu. İnsanlarla sürekli iletişim içindeyim, üç yıldır yazı yazmıyordum ama bu işe başladıktan, sokağa çıktığımdan beri hem görünür oldum hem de yazma şevkim geri geldi. Gücüm el verdiğince bu işe devam edeceğim."
Ayrılmadan önce fotoğraf makineme bakan Elif, "Özlemişim bu mesleği ama yok ya böylesi iyi" diyor. (NV)