Beş yıldır polislere, hakimlere, savcılara, sağlık ve din görevlilerine kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda eğitimler veren Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Proje Koordinatörü Meltem Ağduk, "Kadının k'sını duymak istemeyen insanlara eğitim veriyoruz. Herkes bana 'Bu kadar kişiyi eğitiyorsunuz, kadınlar hala ölüyor' diyor ama biz davranış değişikliği yaratmaya çalışıyoruz. Bu çok kolay alınan bir yol değil" diyor.
Emekli Aile Mahkemesi Hakimi Eray Karınca ise kadın cinayetlerinin önlenebilmesi için öncelikle siyasilerin ve yasa yapıcıların irade ortaya koyması gerektiği görüşünde. Karınca'ya göre, "Siyasiler kanun yapar, savcı ve hâkimler görevini yerine getirsin" söylemi samimi değil; 4320 Sayılı Ailenin Korunması Kanunu'nda eksiklikler var.
"Yasa, saldırganın tutuklanmasını imkânsız kılıyor"
4320 Sayılı Yasa uyarınca, aile mahkemesi hâkimi, saldırgan aile bireyinin evden uzaklaştırılması için koruma tedbiri kararı alabilir. Bu kararda hükmolunan tedbirlere aykırı davranılması halinde tutuklanacağı ve hakkında hapis cezasına hükmedileceği konusunda şiddet uygulayan eşe veya diğer aile bireyine ihtarda bulunulur.
Ancak Karınca, "Kanunda yer alan ceza süresi çok kısa olduğu için şiddet uygulayan eşin tutuklanma koşulları sağlanamıyor" diyor.
"Saldırgan koruma tedbiri kararı hükümlerine aykırı davransa da aile mahkemesi hâkimi ancak savcılığa, tavsiye niteliğinde bir karar gönderebilir. Savcılık da bunu mahkemede kullanabilir. Öte yandan biz savcılığa tutuklatma tavsiyesinde bulunsak da ceza miktarı az olduğu için savcılık bunu uygulatamaz."
4320 Sayılı Yasa uyarınca, koruma kararına uymayan kişilere üç aydan altı aya kadar hapis cezası verilebiliyor. Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu (CMK) gereğince bu ceza ertelenebiliyor, adli para cezasına çevrilebiliyor ya da hükmün açıklanması geri bırakılabiliyor.
Karınca, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunduğu yasa teklifinde, 4320 Sayılı Kanun'da ceza süresinin artırımını ve tutuklatma tedbirinin etkili uygulanmasını talep ettiğini hatırlatıyor.
"Bu teklif kabul edilirse, savcıların eli güçlenmiş olur, şüphelileri tutuklatmaya sevk edebilirler."
"Davranış değişikliği yapmaya çalışıyoruz"
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Proje Koordinatörü Meltem Ağduk, beş yıldır Polis, hakim, savcı, sağlık görevlilerine kadına yönelik şiddetle mücadele eğitimleri gerçekleştiriyor. Şu ana kadar 40 bin polisin eğitildiğini, 24 uzman eğitimci yetiştirildiğini ve eğitimlerin devam ettiğini söylüyor.
Ağduk, bu işe başlarken "en az beş 10 yıl daha kadın cinayetleri duymaya devam edeceğiz" demiş, şimdi de söylediğinde ısrarlı. Çünkü yerleşmiş bir düzenin bu kadar kısa zamanda değişebileceğini düşünmüyor.
"Kadının k'sın duymak istemeyen insanlara eğitim veriyouz. Herkes bana 'bu kadar kişiyi eğitiyorsunuz kadınlar hala ölüyor' diyor. Ama biz davranış değişikliği yapmaya çalışıyoruz. Bu çok kolay alınan bir yol değil en az beş altı yıl gerekli" (NV/BB)