Siyahi yayın hayatına- oyundan ibaret hayatımıza girmeye nasıl karar verdi?
Siyahi gibi bir dergi yapma fikri uzun zamandır gündemdeydi. Postyapısalcılıkla anarşizmi beraber ele alan bir düşünüşü çeşitli ortamlarda daha önce de dillendirmiştik ve artık bağımsız bir dergi yapma zamanının geldiğini düşünüyorduk.
Bu çalışmalarımızın tarihi sanırım şöyle verilebilir: İlk olarak Karaşın Anarşist Kolektifi (1996-1998) vardı. Ağırlıklı olarak fotokopi yayınlar yapan bir kolektifti bu. İki sayı Karaşın dergi, 3 sayı Gazete Karaşın çıkardık. 11 kitapçık (fotokopi-betik diyorduk bunlara) hazırladık. Kropotkin, Bakunin, Emma Goldman gibi klasik anarşist metinler de yayınlamıştık, Dostoyevski'nin bilimkurgu öyküsünü de. Orada, post-anarşist bir çalışma alanının tarif edildiğini görürsünüz.
Daha sonra 2000-2002 yılları arasında Varlık dergisinde sürekli olarak postanarşizm üzerinden bakan, çeşitli post düşüncelerle bir ağ örmeye çalışan dosyalar hazırladık. Bu dosyalardan iki de kitap çıktı (Bağbozumları ve Başka Bir Dünya Mümkün). Karaşın zamanında bir de web sitesi yapmış, Karaşın fotokopi-betiklerini siberuzama da aktarmıştık ama 2003'de başka birşey yaptık, doğrudan bir internet sitesi kurduk: www.postanarki.net. Postanarki.net adresi postanarsist yaklaşımın dokunduğu çeşitli metinleri barındıran bir arşiv olarak kuruldu. Hâlâ da aktif. Biraz da Siyahi'ye giden yolda bizi taşıdı.
Yani Siyahi eski bir oyun arkadaşı ama cebinde yeni misketler ve kafasında
yeni hinlikler var.
Dergiyi kimler çıkarıyor? Sizin deyiminizle "metinsel şebekenizin" üyeleri kimler?!
Dergiyi "bizler" çıkartıyoruz ama ilk sayıda da belirttiğimiz gibi "söz herkeste". Kapalı olma niyetimiz yok, Siyahi, açık olmaya özen gösteren bir dergi. Bununla beraber, Karaşın sürecinden bugüne, bağlantılı çalışmalar sürdürüldüğü doğru. Bu yoğunlaşmalar dikkate alınırsa; Karaşın ekibinde de yer almış Rahmi G. Öğdül, Bülent Usta, Süreyyya Evren, ve Erden Kosova, Varlık sürecinde beraber çalıştığımız Yaşar Çabuklu ve daha Varlık dosyaları günlerinde bu derginin hayalini birlikte kurmaya başladığımız Enver Ercan, Bağbozumları ve Başka Bir Dünya Mümkün kitaplarının hazırlanmasından başlayıp www.postanarki.net sitesinin hazırlanması sürecini üstlenen Kürşad Kızıltuğ isimleri verilebilir.
Siyahi, postyapısalcılık ve anarşizmin birlikteliğinin tartışılacağı "ana düğümlerin" mekanı...
Siyahi'nin bir başka özelliği de, andığımız post teorilerle anarşizmin ilişkilerine ve yeni siyasi ve kültürel pratiklere bakarak, yeni bir siyaset ve kültür teorisi arayışını paylaşan dünyanın farklı yerlerindeki "siyahi"lerle ortak çalışmaları. Ulus birimini referans aldığı için uluslararası ifadesini tercih etmiyoruz ve onun yerine "yerlerarası" ifadesini kullanıyoruz. Siyasi Interlocal (Siyahi Yerlerarası) adıyla bir de İngilizce dergi yapmak üzereyiz. Siyahi'de yayımlanan orijinal metinleri kapsayan bu derginin editörlüğü; Honolulu'dan Sydney'e, Paris'ten İstanbul'a yayılan bir coğrafyada sanal ortamda kotarılacak. İlk sayısını pdf dergi olarak yapıp internete koymak üzereyiz.
www.postanarki.net sitesinin yanı sıra Siyahi ve Siyahi Interlocal için de sayfalar hazırlayacağız.
Siyahi Interlocal editörlerinden Jason Adams ve Joe Taylor, geçtiğimiz yaz Amerika?dan kalkıp Avrupa?ya geldiler ve postanarşist bir Avrupa turuna çıktılar, çeşitli kentlerde konuşmalar yapıp bu konularla ilgilenen insanlarla tanıştılar, bağlantılar kurdular. Son durakları da İstanbul oldu. Beraber Siyahi Interlocal?in planını yaptık. Bu bağlantıları da somut çalışmalara dökmenin yollarını konuştuk. Jason ve Joe istanbul Çitlembik Kitabevi?nde de bir konuşma yapmışlardı geldiklerinde, küçük bir tartışma ortamı kurulmuştu.
Bu katılımcıların ortak özelliklerinden biri olarak; özgürlükçü düşüncenin türlü katmanlarından, çağdaş anarşizmden, bir izm veya bir ideoloji olarak anarşizmden değil yaşamın otoriter olmayan yollar boyunca değişebileceği umudunu koruyan bir yaklaşımdan beslenmeleri diyebiliriz. Benzer şekilde bir diğer ortak özellikleri de modernist bir siyasetin yaşadığımız toplumun kurumlarına tabiyetten bizi kurtaramayacağı hususunda mutabık kalmaları. Başka bir siyaset ve başka bir kültürün pratiklerini ve düşünüşünü kovalamaları...
Neden siyah değil de Siyahi?
Şimdiye kadar pek çok "kara" dergi çıktı. Amaç; kara sözcüğünün imlediği siyasi sahayı daraltmak yerine genişleterek, büsbütün kapkara da olmayan heterodoks bir anarşizme vurgu yapmak. Siyahi diyecekken dilin sürçüp siyasi dediği anları sevmek, ?siyaha çalmanın? bütün imkanlarına uzanmak.
Express dergisinde; Siyahi'yi duyururken bu konuya da değinerek şöyle demişler: "Kapkara anarşist olsa belki nihilizme varacak ama adı üstünde, "siyahi": Düşünceyi, pratiği zorlamamız için..."
Bize laf kalmamış...
Frida Kahlo'nun "Hiçbir şey siyah değildir" sözünü açacak olursak...
Sabitleştirmelerden, kapatıcı, dondurucu bakış açılarından koruyan şiirsel bir kalkan bu. Yansıtarak saklıyor. Siyah renginin kendisi ilk başta akla gelecektir elbet bu sözle, ama çok geniş bir sahaya açılıyor. Değilleyerek ufuk açan, ön açan, ve üstelik de sınırlamayan, dayatmayan bir dize bu. Ayrıca siyah Siyahi stickerlarının üzerinde de çok güzel durdu!
Başka bir dergi mümkün müdür? diyerek ilk adımı atmışsınız. Sizce?
Bunun cevabını biz veremeyiz elbette ama bu "evet ya da hayır", "olmuş ya da olmamış" diye cevaplanmak için sorulmuş bir soru da değildir. Cevabını yaparak, tartışarak, üzerinde durarak, hep birlikte oluşturuyoruz bir bakıma.
Nasıl bir dergi yapacağımız baştan beri bizim için önemliydi. "Taze" bir hava yakalamak istiyorduk, kendimiz için de başkaları için de. Nefes almak ve aldırmak, ve her seferinde nefesi yeniden bulmak olarak düşündük hedefi. Siyasete ve siyaset teorisine bu denli ağırlık veren bir dergiyi bir kültür dergisi olarak adlandırarak; kültürel olanı siyasal bir yaklaşım üzerinden ele aldık. Siyasal konumun güncel konular ve sorunlar, kültürel üretimler ve bu üretimleri yorumlama biçimleri ile ilişkisini öne çıkardık.
Siyahi "oluş" halinde bir dergi ve ilk sayısı ne bir başlangıç ne de bir son, analizin elinden kaçan ve bu sırada kendini aşmak istediğini belli eden bir kıvraklığı var. Her bir sayının içindeki metinlerin kurduğuna benzer bir ağı, sonraki sayılarıyla birlikte genel olarak Siyahi'nin de kuracağını göreceksiniz.
"Tekrarın tekrarının tekrarını" yaşadığımız bir zaman- mekanda, Siyahi neleri ortaya koyuyor?
Siyahi'de neler var? Diyarbakır'daki sanat-siyaset ilişkilerinden Eminönü'ndeki "Bomba Değil Yiyecek" eylemine; Nietzsche, Foucault ve Deleuze'de radikal öznenin tartışılmasından Kafka'nın liberter sosyalizmine; küreselleşme karşıtı hareketten Frantz Fanon'un Cezayir yorumlarına kadar her yerde her konuda egemen bağları bozup özgürlükçü ağları bağlamanın yollarını arıyoruz.
Bu, birbirinden farklı gibi görünen alanları iktidar ilişkileri çerçevesinden yeni bir okumadan geçirme niyetini yansıtıyor. Bütün bunlar bir platform tarifi bir alan tarifi olarak da görülebilir. Siyahi çok sayıda alanda çalışmalar yapmak isteyen bir dergi. Sadece ilk sayısıyla değerlendirilmemesi gerekiyor.
Şimdilik, son- başlangıç olarak neler söylemek istersiniz?
Çok fazla temsili söz almak istemiyoruz doğrusu. Bütün bunları anlatacağımıza, yapmak gerekiyor sanki. (BB)