Aşı karşıtlığı, aşı kararsızlığı sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde son bir senenin gündeminde.
Başrolünde Timuçin Esen'in rol aldığı ABD yapımı "Dr. House" dizisi uyarlaması "Hekimoğlu"nun dün akşam yayınlanan ikinci bölümünde de konu aşı ve aşı karşıtlığıydı.
Ana hikayede 16 yaşındaki Deniz'in hastalığının ne olduğu konusunda başta "Hekimoğlu" Ateş ve diğer doktorlar kafa yorarken, yan hikayelerden birinde ise poliklinik muayenesinde aşı karşıtlığı konusu işleniyor.
TIKLAYIN - "Aşı Yeterli, İrade Eksikliği Var"
Bebeğinin her şeyi normalken neden hasta olduğu konusunda kafasında soru işaretleri olan anneye, dâhi doktorumuz Ateş, kendi üslubunca nasihat ediyor:
"Aşı yaptırmazsanız bebeğinizin helvasını yersiniz."
Anne, aşı üreten firmaların cebine bebeği üzerinden para kazandırmak niyetinde hiç değildir. Doktor Ateş ise "doğal hayat, organik yaşam" fikrinin de şirketlerin bir kazanç kapısı olduğunu anlatır anneye, tabi kendi meşrebince.
Ana hikayedeki sağlıklı, genç ve sporcu Deniz'in ise hastalığı gizemini korurken, bu aşı karşıtı anne ve bebeğinin muayenesinden hareketle Doktor Ateş, başka bir olasılık üzerinde durur. Acaba bebekken tüm aşıları yapılmış olan Deniz'in annesi aşı yaptırmış mıydı?
Dr. Serkan Atıcı: Aşılama hizmetleri kamusal bir sorumluluktur
İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Serkan Atıcı da aşı karşıtlığının toplum bağışıklığının aksamasında ve buna bağlı aşıyla korunabilen hastalık ve salgınların oluşmasındaki en büyük tehditlerden biri olduğunu aktarıyor.
"Bundan dolayı aşı karşıtlığı ve aşı reddi sorunu; kötü sonuçlarla karşılaşmadan önce, ciddiyet ile ele alınması gereken bir konudur.
Aşılar, çocukluklarda koruyucu sağlık hizmetlerinin en önemli yapı taşlarından olup, sadece çocuğu korumakla kalmayarak toplum sağlığına da önemli katkılar sağlar. Aşı olanlar sayesinde, toplumdaki kırılgan grupların da belli oranda korunabildiğini söyleyebiliriz. Gebeler, çok küçük bebekler, savunma sistemi yetersizliği olanlar, organ nakli yapılanlar, kanser hastaları, kemoterapi gibi savunma sistemini baskılayan tedavi alanların sayısı, ülkemizde de gün geçtikçe artmaktadır. Bazılarında aşılama yapılamayan bu kırılgan grup ve bireyleri düşündüğümüzde, aşılamanın bir toplumsal dayanışma olduğunu söylemek mümkündür."
Aşılama hizmetleri kamusal bir sorumluluktur. Bu nedenle; kamuoyunun bilimsel veriler ışığında aşıyla korunabilen hastalıklar konusunda aydınlatılması, aşı karşıtı tezlerin çürütüleceği eğitsel araçların geliştirilmesi ve risk altındaki kişilerin bağışıklama ile korunması konusunda yasal düzenlemelerin yapılması gereklidir."
Atıcı da aşı karşıtı ailelerin en sık endişelerinden bir tanesinin, ilaç ve aşı şirketlerinin toplumun sağlığını değil, kendi kazançlarını önemsediklerini düşünmeleri olduğunu söylüyor:
"Ancak bu endişeler, eldeki aşıların etkinlik ve güvenliliği karşısında, insanlığın sağlık alanındaki en etkin mücadele araçlarından birini kullanmayı bırakması için yeterli değildir." (AÖ)