Vivanco o gün, "Uluslararası camianın temel meselesi, Venezüella'nın demokratik kurumlarını güçlendirmesine yardım etmek ve böylelikle, anayasal düzende 2002'de yaşanan kesinti gibi bir kesintisinin tekrarlanmamasının sağlanması olmalıdır" diyordu. "Yargının bağımsızlığı" konusu üzerinde de duruyordu:
"Üçüncü bir mesele, ki bugünkü konuşmamın asıl konusu budur, ülkedeki yargı kurumlarının bağımsızlığına yönelik tehditleri kapsıyor. Geçen yıl Devlet Başkanı Chavez ve müttefikleri, Venezüella'nın yargı kurumlarını denetim altına almak üzere adımlar attılar. Bu adımlar, güçlerin ayrılığını ve yargıçların bağımsızlığını değersizleştirmektedir. Bu adımlarla, Venezüella anayasasının temel ilkeleri ve uluslararası insan hakları ihlal edilmektedir. Ve bu adımlar, Venezüella'nın 2002 darbesi sonrası çelimsiz demokrasisine yönelik en önemli tehdidi oluşturmaktadır."
ABD Uluslararası Gelişme Örgütü (USAID) yardımları ile desteklenen kuruluşlardan National Endowment for Democracy'nin (NED) başkanı Carl Gershman, Vivanco'nun 24 Haziran tarihli konuşmasından dört buçuk ay sonra, 8 Kasım 2004'de, Devlet Başkanı Hugo Chavez ve Adalet Bakanı Isaias Rodriguez ile görüşmek amacıyla Venezüella'ya gidiyordu. Gershman'ın ajandasında tek bir madde vardı: NED tarafından desteklenen "Sumate" adlı kuruluşa açılan davanın (1) düşürülmesi..
Gershman, Chavez ile görüşmek için randevu alamıyor, ama Rodriguez ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Ivan Rincon'la görüşmeyi beceriyordu. Görüşmelerden sonra Rodriguez ve Rincon'un yargı süreçlerine müdahalenin kabul edilemez olduğunu vurgulaması Gershman'ı ne kadar hayal kırıklığına uğratmıştır bilinmez, ama "yargıyı denetim altına almak üzere atılan bu adım"ı Vivanco'nun ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi'ne götürmediği biliniyor.
Gershman'ın Venezüella ziyaretinden 10 gün sonra, 18 Kasım 2004'de ise, savcı Danilo Anderson başkent Karakas'ta arabasına yerleştirilen bomba patlatılarak öldürüldü. Anderson, Venezüella'da Chavez yönetimine karşı düzenlenen 2002 Nisan darbesini soruşturan savcıydı. Soruşturma dosyalarından birinde, darbeyle devlet başkanı ilan edilen Pedro Carmona'yı (2) desteklediğini açıklayan 400 kişinin ismi vardı. Bunların arasında, halen ülke dışında saklanan eski Karakas Valisi Alfredo Pena ve 60 subay da bulunuyordu. Vali ve subaylar, hem darbedeki rolleri, hem de 2003'de Kolombiya Büyükelçiliği ve İspanya Büyükelçiliği'nin bombalanması olaylarından soruşturuluyordu.
Soruşturmada "ABD bağlantısı" da inceleniyordu. 2002'de ABD dışişleri bakan yardımcılarından biri (Amerika kıtası devletler arası meselelerden sorumlu) olan Otto Reich, darbeyi düzenleyenlerle darbeden önce defalarca görüşmüştü. Reich'ın Beyaz Saray'da konuk ettiği Chavez muhalifleri arasında, darbeyle başa geçirilecek olan Pedro Carmona da vardı. Bir başka üst düzey devlet görevlisi, Milli Güvenlik Konseyi üyesi Elliot Abrams, planlanan darbe üzerine Reich ile, "zamanlama" ve "başarı ihtimali" ayrıntılarına kadar görüşmüştü. Darbe öncesi bazı Pentagon yetkilileri, Venezüella Genelkurmay Başkanı Lucas Romero Rincon'la görüşmeler yapmıştı.
Darbeyi destekleyen muhalif grupların finansörü olarak National Endowment for Democracy de soruşturma kapsamındaydı. Darbeden önceki haftalarda NED destekli grupların temsilcileri Washington'a gidip gelmişlerdi. Anderson'un, sadece son iki yılda Chavez muhaliflerine 2 milyon dolar yardım yapan NED'in kullandığı banka hesaplarını, darbecilerin maaşa bağlanıp bağlanmadığını görmek için incelemeye aldığı da biliniyor.
"Siz buna darbe mi diyorsunuz?"
3 Aralık 2004 tarihli bir Associated haberi, Venezüella'daki darbe hazırlığından CIA'in haberdar olduğunu gösteren belgeler bulunduğunu ortaya koyuyor. Haberde belgelerin yayınlandığı Web sitesine atıfta da bulunuluyor.
Sitenin ilgili bölümünde, Mart ve Nisan 2002'de yapılmış CIA yazışmalarının kopyaları var. Bugüne kadar herhangi bir Amerikan makamından belgelerin sahte olduğuna dair bir açıklama gelmiş değil.
Darbeden altı gün önceki (6 Nisan 2004) yazışmada, "Şu aşamada darbenin başarılı olma ihtimali sınırlı" ibaresinin altında, bu görüşün gerekçeleri şöyle sıralanıyor:
"Darbe hazırlayanlar, darbeyi destekleyecek politik gerekçelerden hâlâ yoksunlar, Chavez'i yoksul halk hâlâ destekliyor ve ABD'nin Chavez'i anayasa dışı yollardan devirme girişimlerini desteklemeyeceğine dair uyarılar darbe hazırlığı yapanları duraksatmış olabilir."
CIA yazışmasında "ABD'nin anayasa dışı yolları desteklemeyeceği uyarıları"ndan söz edilmesine karşın, 12 Nisan darbesine Beyaz Saray ışık hızıyla destek vermiş ve tüm Latin Amerika devletlerini darbe hükümetini tanımaya çağırmıştı.
Darbeden hemen sonra yaptığı açıklamada Beyaz Saray sözcüsü Ari Fleischer, yaşananın bir darbe değil, "bir hükümet değişikliği" olduğunu söylüyordu.
Anderson cinayetinden iki gün önce dışişleri bakanlığı görevine başlayan Condoleezza Rice ise, 2002 darbesinin başarısız olmasından sonra Beyaz Saray Güvenlik Danışmanı sıfatıyla şöyle demişti: "Umarım Hugo Chavez halkının kendisine gönderdiği, politikalarının Venezüella halkının yararına olmadığı mesajını alır."
Rice aynı gün şunları da söylüyordu: "Umarım Venezüella'nın nasıl bu noktaya geldiğini düşünme zamanı geldiğini anlar. Anayasal süreçlere saygı göstermesi gerek. Şimdi cadı kazanı kaynatma zamanı değil. Şimdi Venezüella için ulusal uzlaşma zamanı."
Bu kadar veriden bazı özetler çıkaracak olursak:
* 24 Haziran 2004'de Vivanco, 2002 darbesine destek olan ya da en azından darbeden haberdar olduğu halde bunu gizleyen bir devletin temsilcilerine, Venezüella'da demokrasinin güçlendirilmesi amacıyla ifade vermiş, öneriler sunmuştu.
* Vivanco, Venezüella'da yargının bağımsızlığının sağlanması için Amerikan devletinden yardım talep ederken, National Endowment for Democracy Başkanı Gershman, yargı süreçlerine müdahale etme girişiminde bulunmuştu. Başka bir deyişle, darbe yöntemini onaylamış ya da bu yöntemi uygulamış olabilecek kişilerin yargıdan muaf tutulmasını "demokrasi" adına talep etmişti.
* 2002 darbesini soruşturan ve dosyasında NED'in faaliyetleri de bulunan savcı, Gershman'ın girişiminin sonuçsuz kalmasının hemen ardından, bir suikastla öldürülmüştü.
Miami'deki "demokrasi savaşçıları"
2 Aralık 2004 tarihli bir haberde, Anderson cinayetinin failleri ile ilgili bilgilere ulaşıldığı bildirildi. Gregory Wilpert imzalı habere göre, bazı telefon kayıtlarının incelenmesi ile cinayetin 2004 eylülünde Miami'deki bir toplantıda planlandığı sonucuna varılmıştı. Miami'deki toplantıda bulunan kişilerden biri, iki kardeşi cinayetle ilgili olarak tutuklanmış bulunan José Augustin Guevara'ydı. Üç kardeşin kuzeni olan Juan Bautista Guevara ise, Danilo Anderson'un arabasına bombayı yerleştirdiğinden şüphelenilen kişiydi. Patlamadan kısa bir süre önce kuzen Guevara'nın arabanın yakınlarında olduğunu teyit eden görgü tanıkları da vardı.
Miami'deki José Augustin Guevara 2001 yılında, Peru'nun eski istihbarat şeflerinden Vladimiro Montesinos'la bağlantılı bir olay nedeniyle FBI tarafından gözaltına alınmıştı. FBI onu, kaçak yaşayan Montesinos'un banka hesabından para çekmeye çalışmakla suçlamıştı. Peru'da yolsuzluk ve insan hakkı ihlallerinden aranan Montesinos'u Venezüella'da saklamaları için Guevara kardeşlere 1 milyon dolar ödendiği de söyleniyordu.
Bu noktada bir "Miami parantezi" açmak gerekiyor.
Küba'ya yönelik saldırılarda kullanılan Kübalılar gibi Venezüellalı "muhalif" göçmenler de Miami'de barındırılıyor. Büyükelçilik bombalamalarından aranan ve Chavez'i devirmek için plan yapan Venezüellalı bir general ile bağlantılı olduğunu açıkça söyleyen eski bir Venezüella Ulusal Muhafız subayı da Miami'de yaşayanlardan.
Bir başka "Miami sakini", Venezüellalı oyuncu Orlando Urdaneta, Ekim 2004'de Miami'nin Channel 41 TV istasyonunda yayınlanan söyleşisinde, "Venezüella'nın sorunları, hedefe iyi nişan almış dürbünlü bir tüfek tarafından çözümlenebilir" diyor. Chavez'i "büyük silahları olan adamlar"ın elinde "fiziksel olarak, kesin olarak kaybolmaya" davet ediyordu. Urdaneta şöyle ekliyordu: "Bu bir emirdir. Hadi, çabuk ol."
José Miguel Vivanco'nun ABD Senato alt komitesine Venezüela'yla ilgili durum raporu verdiği günlerde gene Channel 41 TV'de yayınlanan bir programda ise "harekete geçmek için hazır bekleyen" paramiliter örgüte yardım çağrısı yapılmıştı. Programda şu konuşma geçiyordu:
"Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez'e yönelik suçlamalara yenileri ekleyen eski Venezüella ordusu yüzbaşısı Eduardo Garcia, Chavez'i güç kullanarak devirme çabalarında F4 Komandoları'nın sağladığı yardımı anlatmak üzere üniformasıyla hazırdı. Chavez, kendisine suikast yapmayı amaçlayan Venezüellalılarla Miami'deki Kübalı-Amerikalı terörist organizasyonların ilişki içinde olduğunu iddia ediyor. Round Table programının sunucusu Randy Alonso, izleyicilerden, böyle çarpıcı bir programı izledikten sonra kendi kararlarını vermelerini istedi. Frometa [F4 Komandoları'nın lideri Rodolfo Frometa] tarafından iletin mesajın açık olduğunu da vurguladı. Frometa'nın paramiliter örgütü eğitimli ve hazır. Sadece paraya ihtiyaçları var. Ve para orada: ABD hükümeti tarafından bu tür grupları desteklemek üzere ayrılmış 36 milyon dolar." (3)
"İnsana yatırım"
Venezüella'nın "küresel sistem"in kurallarına göre yönetilmediği açık.
Mesela Ekim ayında yaptığı bir açıklamada IMF yöneticilerinden Rodrigo Rato, Venezüella gibi petrol üreticilerinin gelir fazlalarını yüksek uluslararası fiyatlardan mal ya da hizmet almaya harcamayıp biriktirmeleri gerektiğini söylüyordu.
Venezüella yönetimi bu tür uyarılara rağmen, eğitim, sağlık ve diğer toplumsal programlara para akıtıyor. Küba'dan gelen ve yoksulların yaşadığı mahallelerde hizmet veren 13 bin doktora karşılık Küba'ya günde 53 bin varil petrol gönderiyor. Petrol fiyatlarındaki artıştan sonra devlet petrol şirketi PDVSA, kamu hizmetlerinin finansmanına "bir 6 milyar dolar daha" katkıda bulunmayı kararlaştırdı. Şirket, bu katkıların dışında bir 3 milyar doları da kendi geliştirdiği toplumsal projelere harcıyor. Mesela, Karakas'taki bir gecekondu mahallesinin yakınlarında "kendine yeterli gelişim merkezi" kuruyor. Burada bir klinik, bir okul, sübvansiyonla desteklenen bir gıda pazarı, bir organik bahçe ve iki küçük fabrika bulunacak. Bu tür merkezlerin belirli bir süre desteklendikten sonra yöresel kooperatifler olarak bağımsız yönetilmeleri hedefleniyor.
PDVSA'nın Toplumsal Programlar Yöneticisi Hugo Moyer, eğitim ve sağlık hizmetleri için ya da istikrarlı, üretken ve çalışanlara iyi gelir getiren işler yaratmak için kullanılan kaynakların "masraf" olarak tanımlanmaması gerektiğini, insanlara yapılan yatırım olarak görülmesi gerektiğini söylüyor.
Bu politikaları IMF gibi eleştiren bir "iş danışmanı", Orlando Ochoa ise, kamu harcamalarının denetim dışına çıktığını ve hükümetin, muhalefetçe iki yıl önce gerçekleştirilen grevin olumsuz etkilerinin sona erdiği izlenimini yaratmaya çalıştığını belirtiyor. Ochoa, "Mevcut petrol ihracat düzeyiyle ve mevcut fiyatlarla, hâlâ 4 milyar dolarlık bir mali açık söz konusu" diyor ve PDVSA'nın kendi yatırım hedeflerinden uzaklaştığını belirttikten sonra ekliyor: "Yani bir maliyet ödüyoruz. Ağır bir maliyet."
"Demokrasiyi tehdit eden örgütler listesi" neden yok?
Maliyeti kimin ödediğini ya da ödemediğini, 12 Nisan 2002 darbesinde, "gecekondu mahallelerinden şehir merkezine inen on binlerce insan" gösteriyor.
Darbenin 48 saat içinde püskürtülmesinde herhalde bu insanların varlığı en az "hükümete sadık ordu birlikleri" kadar etkili olmuştur. "Ordu birliklerinin sadakati" konusunda da, terazinin kefesine ağırlığını koyan bu insanların belirleyici olduğu söylenebilir. Ama Venezüella'nın üstünde kara bulutlar dolaşmaya devam ediyor ve bu bulutları tümden dağıtacak bir rüzgâr ufukta görünmüyor.
José Miguel Vivanco'nun Amerikan devletinden "demokratikleştirmek" için yardım talep ettiği Venezüella son yıllarda seçim üstüne seçim gördü. Bu ülkede, uluslararası grupların gözetmenliğinde, "devlet başkanı kalsın mı gitsin mi" referandumu yapıldı. Bu tür bir referandumun başka bir ülkede örneği yok. Referandumdan kısa bir süre önce eski devlet başkanı Carlos Andres Perez, Venezüella'da yayınlanan El Nacional gazetesinde yer alan 5 Temmuz 2004 tarihli söyleşide, "Chavez bir köpek gibi ölmeli, çünkü hak ediyor" diyordu. "Chavez'i devirmek için çalışıyorum. Şiddet, onu devirmemizi kolaylaştıracak."
Dünyada demokrasi ilkelerine bağlı devlet yönetimleri gerçekten olsaydı, National Endowment for Democracy gibi bir kuruluşun, tıpkı "terör örgütleri listesi" gibi bir "demokrasiyi tehdit eden örgütler listesi"ne alınması çoktan talep edilmiş olurdu. Bu kuruluşu USAID ile destekleyen Amerikan devletinin, "demokrasi ilkelerine bağlılığını kanıtlayana dek uluslararası camiadan dışlanması" kararı çoktan alınmış olurdu.
Venezüella'da yaşananlar ve bunların "Batı demokrasileri"nin farklı düzlemlerinde, medyada, ana politik partilerde, yasama organlarında ya da "temsilî sivil toplum"da büyük tepkilere yol açmaması, tam tersi "sivil toplum temsilcileri"nin darbecilerle ve "Miamili demokrasi savaşçıları"yla aynı safta yer alması demokrasinin dinamiklerinin o düzlemlerde olmadığını gösteriyor.
Peki ama dinamikler oralarda olsaydı, "bireyin özgürlüğü"nü vitrinine yerleştirmiş "en liberal" ve "en sivil" toplum kuruluşu, Washington merkezli Cato'nun başında bir askeri cunta bakanı oturuyor olur muydu zaten? (ŞA/BB)
* Sıradaki öykü: Liberal demokrasi gurusu Pinera
(1) NED'in desteklediği "Sumate" adlı kuruluşa, Venezüela Ceza Kanunu'nun 132. maddesini ihlal ettiği iddiasıyla dava açılmış durumda. Söz konusu madde, hükümeti devirmek için plan yapma, bir dış müdahale için yardım isteme, iç savaş kışkırtıcılığı yapma veya yabancı basında ülkenin devlet başkanına ya da diplomatik temsilcilerine kara çalmayı ["defame"] suç kapsamına sokuyor.
NED başkanı Gershman tarafndan yapılan görüşmelerin dışında, ABD'nin Venezüella Büyükelçisi William Brownfield de Anayasa Mahkemesi Başkanı Ivan Rincon'la görüşerek Sumate davasının durdurulmasını istemişti.
USAID tarafından NED aracılığıya finanse edilen Sumate, 2004 Ağustosundaki referandumda da Chavez'in yenilgiye uğratılması için yoğun çaba harcamıştı.
Dava sürecinde Sumate'i savunanlar arasında, son ABD başkanlık seçimlerinde kaybeden Demokratik Parti adayı John Kerry, ABD Kongre üyeleri Christopher Cox ve Gregory Meeks (NED Yönetim Kurulu üyeleri), senatör John McCain ile ABD eski dışişleri bakanı Madeline Albright da bulunuyor.
(2) 12 Nisan 2002 darbesi sırasında Venezüela Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı olan Pedro Carmona, darbenin başarısızlığa uğramasının ardından Kolombiya'ya iltica etti.
(3) F4 Komandoları ("Commandos F4"), Küba yönetimini devirmeyi amaçlayan Kübalı göçmenlerden kurulu, Florida (ABD) merkezli paramiliter bir örgüt.