Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan, 2017 bütçe görüşmelerinde Adalet Bakanlığı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, “Yeni cezaevleri için değil çocuklar için kaynak ayırın” dedi.
“Dünya tutukluluk halini bir infaz rejimi olmaktan çıkarmayı tartışırken biz hala çocukların tutuklu olmasını konuşuyoruz.
“Bu konu herkes için can yakıcı olmalıdır. Çünkü Pozantı’da çocuk mahpuslar tecavüze uğrarken, Sincan’da çocuklar kamera önünde işkence görürken bu iktidar adaletten de çocuk haklarından da bahsedemez.
TIKLAYIN - HAPİS CEZASI ALAN ÇOCUK SAYISI 10 YILDA 34 KAT ARTTI
“Çocukları ve gençleri cezalandırmak yerine, onları koruyacak bir adalet sisteminin inşası elzemdir.
“Örneğin bu sene 64 yeni cezaevi yapmak yerine beğenmediğiniz herkesi tutuklamaktan vazgeçerek çocuklar için kaynak ayırın.
TIKLAYIN - SORUŞTURMALAR ÇOCUK MAHPUSLAR İÇİN ADALET Mİ, CEZASIZLIK MI?
Cezaevlerinde işkence
Özgökçe Ertan konuşmasında anahatlarıyla şu noktalara değindi.
“Uzun süredir Türkiye’de cezaevleri yönetimi insan odaklı değildir. Herkesin, üzerinde ortak akılla uzlaştığı, insan onurunu koruyan, ceza adaletini sağlayan bir program da bulunmamaktadır. Aksine her idarenin kendi cumhuriyetini ilan ettiği cezaevleri artık tüm dünyanın lanetlediği işkence uygulamalarıyla yönetilmektedir.
“Hali hazırda cezaevlerinin kapasitesi 183 binken, içeride tam 198 bin insan tutuklu veya hükümlü olarak tutulmaktadır. Doluluk oranının kapasitenin üzerine çıkmasının kendisi işkencedir.
“Cezaevlerinden sürekli şüpheli intihar veya ölüm haberleri almaktayız. Adalet Bakanlığı bu hususa ilişkin 2016’ya kadar veri sunarken artık veri sunamaz hale gelmiştir. Fakat biliyoruz ki 2016’da en az 367 mahpus yaşamını yitirdi.
TIKLAYIN - 2015'TE 303 BİN 213 ÇOCUK KARAKOLA GÖTÜRÜLDÜ
“Cezaevleri şeffaflıktan uzak”
“Özellikle darbe girişimi sonrasında cezaevleri işkencehanelere dönüştü. Bunu herkes biliyor. İşkenceye sıfır tolerans politikasından işkenceyi kabul eden, itiraf eden üst düzey bürokratların olduğu günlere geldik.
“OHAL süreciyle beraber cezaevleri, kimsenin sağlıklı haber alamadığı kapalı birer kutu haline geldiler. Şeffaflıktan uzak, işkence had safhada.
“Sivil kurumların denetim yapmalarına izin verilmiyor, her gün ölüm haberleri geliyor. Hatta bırakın sivil denetime izin verilmesini, bunu dillendiren kişiler tutuklanıyor, dernekler kapatılıyor.
“Hatta bizzat bakanlığa bağlı cezaevleri denetim kurulu dahi gece yarısı KHK ile kapatıldı. Kendi güdümünüzdeki denetime bile tahammülünüz yok.
“Adalet bakanı engelliyor”
HDPli milletvekillerinin yasama faaliyeti kapsamında gerçekleştirmek istedikleri ziyaretler bizzat Adalet Bakanı tarafından engelleniyor ve Adalet Bakanı ısrarla “cezaevlerinde işkence yoktur” diyor. Çıplak arama, tecrit, hasta tutsakların hücrelerde tutulması, haberleşmeyi engelleme, savunma hakkını engelleme, avukat görüşünü kayda alma… Bunlar işkence değildir de nedir?
TIKLAYIN - ÇÖZÜM BAĞIMSIZ İZLEME KURULLARINDA
“Tek çözüm var: Barış”
“Bir yılı aşkın bir süredir iktidarın elinde tuttuğu yetkileri kullanış biçimi ve özü bakımından izlediği yanlış politika sebebiyle gelinen aşama tam bir kriz ve yönetememezlik halidir.
“7 Haziran gecesinde tek başına iktidar olamayan AKP hükümeti ülkeyi kaosla tehdit etti ve o günden beri de bizzat ülke AKP iktidarının tercih ettiği kaosla yönetiliyor. Bu sebeple AKP iktidarının demokratik değerleri savunabilecek hiçbir tarafı kalmamıştır.
“Söylenebilecek tek söz, tek çözüm var aslında; Barış, sadece barış!
“Çözüm sürecini buzdolabına kaldırdığınızdan beri her gün 20-30 genç insan hayatını kaybediyor. Oysa ölümleri durduracak yol var.
“Sayın Öcalan son gönderdiği mesajında 6 ayda çözüm mümkün dedi. Bu mesajı hükümet duymadı. Çünkü aynı gün seçilmiş halk belediyelerine eş zamanlı kayyum ataması yaparak karşı bir mesaj verdi. Halk da bizler de hükümetin mesajını böyle anladık. Ama bu mesajla öncelikle ilgilenen milyonlarca asker, polis, gerilla ailesi var. Devlet böyle bir çözüm imkanını neden öncelemiyor? (YY)