İstanbul Arel Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Atilla Şentürk sosyal medya hesabında “Bu iş böyle olmaz. Her şehidimize karşılık bir HDP milletvekili indirilmeli” mesajını paylaştı.
Paylaşımına ilişkin sosyal medyadaki tepkilere de benzer bir dille cevap verdi. Üniversite rektörlüğü, Şentürk’ün hakkında disiplin soruşturması açıldığını ve soruşturma sonuçlanıncaya kadar üniversiteden uzaklaştırılmasına karar verdiğini duyurdu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, Atilla Şentürk hakkında, tehdit, halkı kin ve düşmanlığa tahrik gerekçeleriyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Prof. Dr. Eser Köker ile "Irkçı Değilim Ama… Yazılı Basında Irkçı-Ayrımcı Söylemler" adlı kitabın yazarı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ülkü Doğanay ile nefret söylemi, nefret suçu, ifade özgürlüğü, sosyal medya paylaşımlarına ilişkin iş yerlerinin soruşturma açmasını, paylaşımı yapan kişinin üniversitede akademisyen olmasının etkisini konuştuk.
Doğanay, ifade özgürlüğünün eleştiri hakkını koruması gerektiğini ancak bu örnekte suça teşvik olduğunu ve ifade özgürlüğünden söz edilemeyeceğini belirtti.
Söz konusu paylaşımın bir akademisyence yapılmasının rol model olması açısından etkisinin daha yüksek olacağına dikkat çekti.
“Sevmeyebilirsin ama hedef göstermek başka”
Doğanay nefret söyleminin belli bir toplumsal kesimin, etnik, dinsel, kültürel özellikleri, inancı, yaşama biçimi, siyasi düşüncesinden dolayı olumsuz özelliklerle damgalanması ve nefret suçları açısından hedef haline gelmesi olduğunu belirtti.
“Birini sevmek ve birinden nefret etmekte özgürüz. Ahmet’i sevmeyebiliriz. Ancak hedef göstermeye başladığımızda problem doğuyor.”
"Kastedilen öldürme"
Nefret söylemi ve nefret suçu arasında ince bir ayrım olduğunu belirten Doğanay, bu örnekte ciddi bir suç unsuru olduğunu söyledi.
“HDP’li milletvekili indirilmeli’ gibi bir lafın telaffuzu suç. Kendisinin indirmekten milletvekilliğini düşürmeyi kastettiğini söylemesine karşın kastedilende öldürme anlamı olduğu aşikar. Kaldı ki milletvekilinin vekilliğini düşürmenin yolu bu cümlede öngörüldüğü şekilde değil."
"Suça teşvikte ifade özgürlüğü yok"
“Herkese açık bir sayfa ancak kimlerin takip ettiğini, görüşlerine değer verdiğini, sözünü emir telakki eden olup olmadığını bilmiyoruz. Nefret suçu diyebileceğimiz bir çizgide.
"Suçun henüz oluşmadığı düşünülebilir ama birilerini bu suçu işlemeye davet ediyor. Suça teşvik konusunda ifade özgürlüğünde bahsedemeyiz. Başka bir toplumsal kesimi, her kim olursa olsun, açık biçimde hedef gösteremez ve başkalarını suç işlemeye teşvik edemez.”
"Öğretim üyesi olması etkiyi arttırır"
Doğanay, böyle bir paylaşım yapan kişinin öğretim üyesi olmasının etkiyi arttırdığını söyledi. Üniversitenin sosyal medya paylaşımına ilişkin soruşturma açması nasıl yorumlanmalı?
Doğanay, Ankara Üniversitesi’nde altı akademisyen hakkında Twitter’daki paylaşımları nedeniyle soruşturma açıldığını hatırlattı. İlkinde eleştirinin ifade özgürlüğü olarak kabul edilmesi gerektiğini, son örnekte ise suça teşvik olduğu ayrımına dikkat çekti.
"Bu örnekte soruşturma doğru"
“Sosyal medya paylaşımı nedeniyle insanlara davalar açılıyor, en küçük eleştiri hakaret diye kabul edilebiliyor. İfade özgürlüğünün ve eleştiri hakkının korunması gerekiyor. Üniversitelerin eleştiriyi ifade özgürlüğü olarak kabul etmesi gerekir.
“Ancak bu örnekte ciddi bir suç unsuru var. Suça teşvik etmek, öğretim üyesi kimliğine yakışmayacak bir şey. Bu noktada üniversitenin soruşturma açmasını doğru buluyorum. Diğer soruşturmalar için ise ne yazık ki öyle değil.”
"Damgalama başka sonuçlara yol açar"
Doğanay, mevcut konjonktürde söz konusu paylaşımdaki gibi damgalamaların başka sonuçlara yol açabileceğine dikkat çekti.
“Siyasi kutuplaşmanın ve savaş ortamının içindeyiz. Her gün gencecik insanların öldüğüne dair haberler geliyor. Daha da kışkırtıp ölümlerden politik nemalanma çabasının sonucu gibi görünüyor.”
"Ahmet Atilla Şentürk tek örnek değil"
HDP’nin illegalize edilmeye çalışıldığını, PKK ile birlikte anıldığını ve Kürt siyasi hareketinin bununla daha önce de karşılaştığını belirten Doğanay, bunun ciddi bir problem olduğunu belirtti.
“Anaakım medya ve kendilerini HDP’ye rakip gören siyasi partiler kadar akademik çevrelerde de binlerce insan çok çeşitli platformlarda açık biçimde nefret suçunu teşvik eden ifadeler dile getiriyorlar. Ahmet Atilla Şentürk tek değil. Bunlara karşı ne yapıldığına dair bilgimiz de yok.” (BK)