Haberin İngilizcesi için tıklayın
HDP Olağanüstü Hal (OHAL) gerekçesiyle Türkiye’nin yurttaşlarına karşı uluslararası sorumluluklarını yerine getirip getirmediğinin komisyon kurularak araştırılmasını istedi.
HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü’nün verdiği Meclis araştırması talebinde 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrasında ilan edilen OHAL kapsamında hükümetin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Birleşmiş Milletler Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin (KSHUS ) bazı maddelerini askıya aldığını açıkladığı hatırlatıldı.
“AİHS’in 15. maddesine göre hükümetler olağanüstü hallerde ve ‘uluslararası hukuktan doğan başka yükümlülüklere ters düşmemek koşuluyla’ sözleşmeyi askıya alabilirler.
“Ancak gene aynı madde uyarınca, sözleşmenin yaşam hakkını düzenleyen 2. maddesi, işkence yasağını düzenleyen 3. maddesi, kölelik ve zorla çalıştırma yasağını düzenleyen 4. maddesi ile “Hiç kimsenin, işlendiği zaman ulusal veya uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu bulunamayacağını, aynı biçimde, suçun işlendiği sırada uygulanabilir olan cezadan daha ağır bir ceza verilemeyeceğini” düzenleyen 7. maddesi hiçbir şekilde ihlal edilemez.
“Ayrıca sözleşme gereği aykırı tedbirler alma hakkını kullanan her yüksek sözleşmeci taraf, alınan tedbirler ve bunları gerektiren nedenler hakkında Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne tam bilgi vermek zorundadır.”
“AİHS’nin tamamı askıya alınamaz”
Araştırma talebinin gerekçesinde Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin (AKPM) 10 Ekim 2016’da başlayan oturumunda konuşan Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjørn Jagland’ın AİHS’nin tamamının askıya alınmasının mümkün olmadı yönündeki görüşüne de yer verildi.
Genel Sekreterin sözleşmenin hangi maddelerinin hangi süreyle ve hangi kapsamda uygulanmayacağının konseye bildirilmesi gerektiğini belirttiği ve ayrıca yurttaşların hak ihlallerini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne şikayet haklarının baki olduğunu vurguladığı ifade edildi.
Uygulamalar
Gerekçede hükümetin 21 Temmuz 2016’da Birleşmiş Milletler’e (BM) gönderdiği mektupta KSHUS’nin on üç maddesini, sözleşmenin 4. maddesine dayanarak askıya aldığını açıkladığı belirtildi.
“Bunlar: Sözleşmeyi ihlal edenlere karşı hukuk yolunu açan 2. maddenin 3. fıkrası, özgürlük ve güvenlik hakkını düzenleyen 9. madde, tutuklanan veya gözaltına alınanların haklarını düzenleyen 10. madde, seyahat özgürlüğünü düzenleyen 12. madde, yabancıların sınırdışı edilmesine karşı usuli düzenleme getiren 13. madde, adil yargılanma hakkını düzenleyen 14. madde, özel yaşamın mahremiyetini düzenleyen 17. madde, ifade özgürlüğünü düzenleyen 19. madde, toplanma özgürlüğünü düzenleyen 21. madde, örgütlenme özgürlüğünü düzenleyen 22. madde, siyasal hakları düzenleyen 25. madde, hukuk önünde eşitliği düzenleyen 26. madde ve azınlıkların korumasını düzenleyen 27. maddedir.
“Ancak 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında OHAL kapsamında alınan tedbir ve uygulamalar yukarıda sayılan hakların tamamen askıya alındığını gösterir niteliktedir.”
Hak ihlalleri
Gerekçede 30 güne çıkarılan gözaltı süreleri, cezaevlerindeki işkence ve tecavüz iddiaları, basın ve iletişim özgürlüğüne getirilen yasaklar, toplantı ve gösterilerin yasaklanmasın, on binlerce kişinin işsiz bırakılmasın, seçilmiş belediye başkan ve meclis üyeleri yerine kayyım atanması gibi hak ihlallerine hatırlatıldı ve ihlallerin “özellikle AKP iktidarına muhalif, hükümet icraatını eleştiren kesimlere yöneldiği” belirtildi.
Hak ihlallerinin 15 Temmuz’un gerçek sorumlularının ayırt edilmesini imkânsızlaştırdığına ve “Kürt siyasal hareketi, Alevi mücadelesi, kadın hareketi, sendikalar ve işçi hareketi, dernekler ve sivil toplum inisiyatiflerinin kamu gücüyle baskı altına alındığına” dikkat çekildi. (YY)