Haberin Kürtçesi için tıklayın
HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Oluç, otomobili Diyarbakır'da terk edilmiş halde bulunan ve dünden beri kendisinden haber alınamayan iş insanı Kamil Acar'ın akıbetini öğrenmek istediklerini söyledi.
Oluç, konuya ilişkin özetle şunları söyledi:
“Dünden bugüne Diyarbakır’da Kamil Acar isimli yurttaşımız ve parti üyemiz kayıptır. Dünden bugüne çeşitli devlet yetkilileri ile bazı görüşmeler yaptık, ancak yetkililerden bize iletilmiş olan tatmin edici bir bilgi yoktur.
“Diyarbakır Terörle Mücadele Şubesi’nde aileler görüşme yapmış, yine bir doyurucu bilgi alınmamıştır.
“Çok fazla soru işaretinin olduğu bir durumla karşı karşıyayız. Aracın bulunduğu saatte plaka takip sistemi başka bir noktada göstermektedir aracı.
“Görgü tanıklarının ilettiğine göre araç Pirinçli Karakolu’na 2 kilometre yakınlıkta bulunmaktadır. Normalde Pirinçli Karakolu yakınlarında kontrol noktası bulunduğu ifade edilmiş, ancak olağan dışı bir kontrol noktası daha bulunmaktadır.
“Bölgedeki idari sorumlulara tekrar sesleniyoruz, Kamil Acar’ın akıbetini öğrenmek istiyoruz, kendisinin kimler tarafından kaçırıldığını öğrenmek istiyoruz.”
Avukat Bilmez: Tüm hastaneler kontrol edildi, tüm karakollara başvuruldu
Acar'ın avukatı İbrahim Bilmez, gelişmelerle ilgili olarak Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.
Acar’ın 17 Temmuz'da bir iş için özel aracıyla Nevşehir'e gittiğini ve bir gece konakladıktan sonra Nevşehir'den ayrıldığını belirten Bilmez, "2 gün önce saat 19.00 civarında telefonla eşini arıyor. Eşine 'Urfa'ya doğru geliyorum. Saat, 21.00 gibi evde olacağım’ demiş. Daha sonra eve gelmiyor ve kendisinden herhangi bir haber de alınamıyor" dedi.
Acar'dan haber alınamaması üzerine Acar'ın eşinin akrabalarına haber verdiğini kaydeden Bilmez, "Akrabaları ile birlikte Urfa'ya doğru yola çıkıyorlar. Yol güzergahındaki tüm hastaneler kontrol ediliyor ve karakollara başvuru yapılıyor. Ancak herhangi bir bilgi edinilemiyor" dedi.
Bilmez sözlerini şöyle sürdürdü:
“Jandarma karakolu var, NATO üssü var”
"Urfa ve Diyarbakır savcılığına başvuru yapıldı. Yol güzergahındaki mobese kameralar incelendi. Aracın saat 20.00 civarında Siverek'e girdiğini ve tekrardan Siverek'ten çıktığı görülüyor.
“Siverek'ten Diyarbakır'ın Pirinçlik Mahallesine kadar herhangi bir ilçe yok. Burada, Pirinçlik Jandarma Karakolu var. Burada NATO'nun askeri üssü var. Burada jandarma kontrol noktası var. Araç bu noktadan geçmemiş.
“Çantası açılmamış”
“Ailenin yaptığı arama sonucu araç Pirinçlik Jandarma Karakolu'na 2 kilometre kala yolun sol tarafında terk edilmiş bir şekilde bulundu. Aracın kapıları açık ve araçtan herhangi bir şey alınmamış.
“Kamil'in çantası duruyor. Herhangi bir şekilde açılmamış. Eşyaları duruyor. Sadece aracın anahtarı, ruhsatı, cep telefonu ve kendisi yok. Onun dışında araca herhangi bir zarar verilmemiş.
“Arama noktasında plaka kontrolü”
“Pirinçlik Jandarma Karakolu'nda arama noktası bulunuyor. O gün bu arama noktasına gelmeden 3-4 kilometre önce bir geçici kontrol noktası kurulduğu söyleniyor. Bunu gören şahitler de var.
“Acar'ın kaybolduğu gün, akşam saatlerinde bir avukat arkadaşımız buradan geçiyor. Meslektaşımız, 'Bu kurulan noktada elinde uzun namlulu silahlı ve yüzlerinde kar maskesi olan 3-4 sivil giyimli kişiler, yoldan geçen araçları durduruyor ve plakalarını kontrol ediyor. Yapılan kontrolden sonra araçların geçişlerine izin veriyorlar' dedi.
“Orada kimlik kontrolü falan yapılmıyor, belli ki bir aracı bekliyorlar. Çünkü plakalara bakıp geçişine izin veriliyormuş. Muhtemelen aranan araç, Kamil Acar'ın aracıydı.
"Haberler çıkınca, bir kamyon şoförü daha aradı. Şoför, 'O saatlerde, o bölgeden geçtiğini ve kurulan arama noktasında araçların kontrol edilip, sonra geçişine izin veriliyordu' bilgisini paylaştı. Biz de telefon görüşmesinin kaydı da var.
“Bir başka kişi de o saatlerde oradan geçtiğini ve o arama noktasını gördüğünü söyledi. Bu arama noktasının kurulduğuna dair üç şahidimiz var.
“İşin püf noktası arama noktası”
“Dün Pirinçlik Jandarma Karakolu komutanı ile görüştük. Karakola 3-4 kilometre kala kurulan arama noktasını yetkililere söyledik.
"Resmi yetkililer, ne yazık ki bu durumu kabul etmiyorlar. Askeri ve adli makamlar, orada bir arama noktasının kurulduğunu kabul etmiyor. Asıl çözülmesi gereken bu arama noktası. İşin püf noktası bu.
“Yani bu işi yapan devletin içerisinde çöreklenmiş karanlık odaklar da olabilir. Devletin bir bilgisi olmayabilir de. Daha korkutucu ve tehlikeli olan, 90'lara dönüşün bir işareti de olabilir. Yeni bir konseptin başlangıcı da olabilir. Dolayısıyla çok kaygılıyız.
"(…) Resmi makamlar, şu ana kadar herhangi bir gözaltı durumunu kabul etmiyor.
“Tehdit, yasal sorun, husumet yok”
“Acar'ın ne iş hayatında ne de normal hayatında herhangi kimseyle bir husumeti yoktu.
“Şimdiye kadar herhangi bir yerden tehdit almamış. Tehdit durumu olmuş olsaydı kesinlikle haberdar olurduk. Eşine de sorduk. Herhangi bir tehdit olayının olmadığını söyledi.
“Yasal olarak da herhangi bir sorunu yok. Kendisi daha önce Şırnak KCK davasından yargılanmıştı ve serbest bırakılmıştı. Tutuksuz yargılanıyordu. Adli kontrol çerçevesinde imza atıyordu, o imza da kaldırılmıştı.
“Hiçbir problemi yoktu. Kendi halinde bir iş insanıydı. Diyarbakır'da yaşıyordu. Bir borç meselesi, alacak-verecek meselesi de yoktu.” (EKN)