Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, İmralı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın tutukluluk koşullarına dair yazılı açıklama yaptı.
Öcalan’ın 15 Şubat 1999’dan beri tek kişilik hücrede tutulduğunu, bugün itibariyle de 4 yıldır avukat ziyareti gerçekleştiremediğini belirttiler: “27 Temmuz 2011 tarihinden bugüne kadar sadece 2 Mayıs - 7 Ağustos 2019 arasında 5 avukat görüşmesi yapılabildi. Bu beş görüşmenin sonuncusu 7 Ağustos 2019’daydı.”
Açıklamada, diğer mahpuslar Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’ın ise İmralı’ya getirildikleri 16-17 Mart 2015 tarihinden bu yana tek bir kez dahi avukatlarıyla görüşemediği bilgisini verdiler.
Avukatların Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına ve İmralı Cezaevi İdaresine yaptıkları yazılı başvurular yanıtsız kaldı.
BM ve CPT’den tavsiye kararları
Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) 5 Ağustos 2020’de kamuoyu ile paylaştığı raporunda, İmralı’dan hiçbir şekilde haber alamama halini “incommunicado” yani mutlak iletişimsizlik olarak tanımlamış, bu durumun kabul edilemez olduğunu belirterek son verilmesini tavsiye etmişti.
HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, CPT’nin 20-29 Eylül 2022’deki Türkiye ziyaretinde İmralı’yı ziyaret ettiğini açıkladığını, ancak hapishanedekilerin durumlarına ilişkin herhangi bir açıklama yapmadığını hatırlattı.
Ayrıca, Öcalan ve diğer üç mahpusun avukatları, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesine mutlak iletişimsizlik halinin sona erdirilmesi amacıyla tedbir talepli başvuruda bulundu. Tedbir talebi kabul edildi, 6 Eylül 2022 tarihli karar ile “Başvurucuların maruz kaldıkları incommunicado tutukluluk haline son verilmesi ve başvurucuların kendi seçecekleri bir avukatla derhal ve herhangi bir kısıtlama olmaksızın erişim sağlanması” kararı hükümete bildirildi.
Mevzuata aykırı, keyfi ve ayrımcı
Komisyon, ne CPT’nin raporlarının gereğinin yerine getirildiğini ne de BM’nin kararlarının tanındaığını açıkladı:
“Öcalan’dan, 25 Mart 2021’de yapılan ve aniden kesilen telefon görüşmesinden sonra hiçbir biçimde haber alınamadı.
İmralı’da 24 yıldır devam eden tecrit sistemi, ulusal mevzuat ve uluslararası sözleşmelere aykırı, keyfi ve ayrımcıdır.
Tecrit sistemi, devletin Kürt sorununda çözümsüzlük, güvenlikçi bakış açısı ve Ortadoğu’da izlediği savaş politikalarıyla açıklanabilir. Kürt sorununun çözümünde Sayın Öcalan’ın tarihsel toplumsal rolü ve misyonu bu tecridin esas sebebidir.
İmralı tecridiyle Kürt sorunundaki çözümsüzlük derinleştirilmekte, halklar için demokratik siyaset ve barış umudu ortadan kaldırılmaktadır.”
HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, tecridin kaldırılması ve başta avukatların ziyaretleri olmak üzere temel hukuki hakların tesisinin sağlanması gerektiğini belirtti. (AS)