Fotoğraf: Ferid Demirel / bianet
24 Haziran seçimlerini gözlemlemek için geldiğim Mardin’de, Süryani halkının temsilcisi olan HDP’nin Mardin 3. Sıra milletvekili adayı Tuma Çelik ile Eski Mardin’de Süryani esnafları ziyaret ediyoruz.
Tuma Çelik uzun yıllar Avrupa’da yaşadıÇelik 1964 yılında Midyat’ın Anhil (Yemişli) köyünde doğdu. 9 yaşında İstanbul’a, 1985 yılında İsviçre’ye göç etti. 1 yıl önce Türkiye’ye geri döndü. 20 yıldır aktif olarak Süryanilerle ilgili çalışmaların içinde yer alan Çelik, bu konuda birçok araştırma yaptı ve bu çalışmalarını değişik seminer ve sempozyumlarda ortaya koydu. "Mezopotamya Uygarlığında Süryani Halkı" adlı tarih kitabının çalışmasında yer aldı. Değişik dergilerde çıkan yazıları "Mızrak Çuvala Sığmıyor" ve "Umudumuz Başka Bahara Kalmasın" adlı kitaplarda toplanıp yayınlandı. Türkiye'de Süryanilerin ilk gazetesi ve 12 Mart 2012 tarihinde yayın hayatına başlayan "Sabro" gazetesinin kurucularından biri. Halen gazetenin Genel Yayın Yönetmeni olarak da görev yapan Çelik ayrıca Avrupa Süryaniler Birliği (ESU) Türkiye Sorumlusu. |
Sıcaklık 35-36 derecelerde. HDP’nin bir başka adayı olan Ebru Günay ile birlikte sayıları çok az olan Süryanilerin işlettiği dükkanlara giriyor Tuma Çelik. Hepsinden kendisine ve HDP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimi adayı Selahattin Demirtaş’a oy vermesini istiyor.
Mardin’in yerleşik halklarından olan Süryanilerin bundan yüz yıl önce nüfusları, yüz binlerle ifade ediliyordu. Ancak 1915 yılında Ermenilere karşı gelişen soykırımların bir benzerini Süryaniler de yaşadı. Süryaniler buna Sayfo yani “Kılıç” olarak adlandırıyorlar. Başlangıç tarihi olarak da 15 Haziran’ı kabul ediyorlar.
TIKLAYIN - Mardin'de Seçim 'Sıcak' Geçiyor
Bu soykırımın yıldönümünde, 14 Haziran günü Mardin’de, HDP’nin Süryani milletvekili adayı Tuma Çelik ile görüşmek için irtibat kuruyorum. Ancak seçim çalışmaları dolayısıyla Avrupa’da olduğunu öğreniyorum. Ramazan Bayramı’nda geleceği söyleniyor.
Bayramın birinci günü Artuklu ilçesinde partisinin bayramlaşma programına katılacak bilgisini veriyor HDP'li yetkililer. Ben de bir fırsatını bulup seçim çalışmalarını gözlemler ve kendisiyle konuşma fırsatı yaratırım diye düşünüyorum.
Mardin’e vardığımda seçim çalışmalarını gözlemlemek için Eski Mardin’e çıkıyorum. Tuma Çelik’in Avrupa’dan dönmüş olma ihtimali düşünerek 14 Haziran günü kendisine mesaj yazıyorum.
Henüz Çelik bana cevap yazmadan, HDP’nin Yenişehir’deki seçim irtibat bürosunda kendisiyle karşılaşıyorum. Bayram’ın birinci günü (15 Haziran) katılacağı programda kendisini izlemek istediğimi söylüyorum. Çelik ise kendisi ile görüştüğüm 14 Haziran günü öğleden sonra Eski Mardin’de Süryani esnafları dolaşacağını, buradaki programı takip edebileceğini söylüyor.
Süryani seçmenin nabzını da bu vesile ile ölçebileceğimi düşünerek kabul ediyorum. Kendisi ile Eski Mardin’de buluşmak üzere vedalaşıp Mardin’in seçim nabzını gözlemlemek üzere oradan ayrılıyorum.
İlk ziyaret Kırklar Kilisesi’ne
Öğleden sonra Tuma Çelik ile Eski Mardin’nin 1. Cadde denilen ana caddesinde buluşuyoruz. Yanında HDP’nin Mardin 4. Sıra adayı Avukat Ebru Günay ve Mardin İl yönetiminden yöneticiler var. Bayram arefesi olmasına rağmen çarşı çok kalabalık değil. Çünkü hava çok sıcak ve ramazan orucu insanların evlerinde kalmalarına neden oluyor.
Önce Kırklar Kilisesi’ne uğruyor HDPliler. Burada Kilise’nin Papazı Gabriel Akyüz karşılıyor Tuma Çelik ve beraberindekileri. Akyüz ile kısa bir sohbetin ardından, Kilise’de mum yakıyor ve esnaf ziyaretlerine devam ediyorlar.
Süryani esnaflar çoğunlukla 1. Cadde üzerindeki dükkanlarda kuyumculuk yapıyor. Ara sokaklarda da Süryani esnaflar var. Ancak Tuma Çelik'in programı ana caddedeki esnafları kapsıyor. Sayıları o kadar az kalmış ki Süryanilerin, hangi dükkanın onlara ait olduğunu biliyor Tuma Çelik. Girdiği her dükkanda kendisini tanıyanlarla kucaklaşıp hal hatır soruyor, tanımayanlara ise kim olduğunu anlattıktan sonra, HDP’den aday olduğunu, Süryani halkının temsilcisi olarak “Bir oy HDP’ye, bir oy Demirtaş’a” istediğini söylüyor.
Süryanice konuşamıyorlar
Kimisi ile Süryanice konuşuyor. Ancak bir kısmı dillerini unuttuğunu söyleyip Türkçe cevap veriyor Çelik’e. Büyük bir kısmı ayrıca Kürtçe de biliyor. Bu arada bir dükkandan diğerine geçinceye kadar ben de sorularımı soruyorum.
“Ben Süryani temsiliyeti ile HDP’de yer alıyorum. HDP’nin Süryani ve diğer bütün halklara yaklaşımını anlatmaya çalışıyorum. Geçmişte benzer çalışmaları Süryani köylerinde dolaşarak yaptık ve bunu tek başıma yapmıyorum. Birlikte, bütün partili arkadaşlarla yapıyoruz bunu” diyen Çelik, Süryaniler’in HDP’yi tanıdığını belirtiyor:
“Türkiye’de birlikte yaşamanın tek adresi olarak HDP’yi görüyorlar. Dolayısıyla desteklerini, sevgilerini bizden eksik etmiyorlar. Aslında olumlu bir hava var.”
Çelik ve HDP heyeti, ziyaret ettikleri dükkanlarda esnafın çay ve kahve ikramını, ramazan orucu dolayısıyla geri çeviriyor. “Seçimden sonra gelip içeriz” diyor HDP adayları Tuma Çelik ve Ebru Günay.
“Her koldan yardıma ihtiyacımız var”
Esnafın HDP’nin Süryanilerden bir temsilciyi aday göstermesine dair görüşünü merak edip Tuma Çelik’in ziyaret ettiği telkari ustası Metin Ezilmez’e soruyorum. Ezilmez "Her koldan yardıma ihtiyacımız var" diyor:
“Diğer partilerde de temsilcilerimiz var. Süryanilerin ortak çıkar ve menfaati için de çalışmaları başlatanlar var. Bunun dışında da olmayanlar var. Kendi ulusal ve manevi zararlarımız var. Bunların iyileştirmesi için her koldan yardıma ihtiyacımız var. A veya b partilerinin hangisi olursa olsun her uçta da temsilcilerimiz var. Yılların vermiş olduğu tahribatların bir açıdan düzene sokulması ve mağduriyetin giderilmesi için vekillerimizin çıkması gayet sevindirici. Sadece çizecekleri siyasetin ülkenin çıkar ve menfaatleri doğrultusunda olmasını talep ediyoruz.”
Başka bir esnaf şöyle diyor:
“Süryani halkının beklentisi çok güzel bir olay olacak. Hele ki ikinci adayımız olan Tuma Çelik milletvekili seçilirse bizi güzel günlerin bekleyeceğine inanıyoruz.”
“Barış ortamının sağlanması için çaba sarfedeceğiz”
Yine bir dükkandan başka bir dükkana geçerken soruyorum Çelik’e, “Seçilmesi durumunda Meclis’te Süryanilerle ilgili gündeme getireceği ilk konu ne olacak” diye.
Süryanilerin Türkiye’de yaşayan halklardan biri olduğunu belirttikten sonra “Türkiye’nin genel sorunları var. İkincisi Türkiye’de bir kimlik sorunu var. Üçüncüsü özel olarak Süryanilerin sorunları var. Bütün bunları belirli bir sıralama çerçevesinde yerine getirmeye çalışacağız. Türkiye’de barış ortamının sağlanması için çaba sarfedeceğiz. Türkiye’de kimliklerin kabulü konusunda çaba sarfedeceğiz” diyor Tuma Çelik.
“Süryaniler’in el konulan varlıkları sorunu çözülmedi”
Esnaf ziyaretini bitirmeye doğru son sorularımı sormak için yeniden yanına gidiyorum Çelik’in. Süryaniler’in el konulan varlıklarına dair sorunun çözülüp çözülmediğini soruyorum:
Süryani temsilcilerMart 2014 yerel seçimlerinde Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), Mardin’de Süryani halkından Februniye Akyol’u Büyükşehir Belediyesi’nin Eşbaşkan adayı olarak göstermiş ve Akyol, Ahmet Türk ile birlikte seçilmişti. Kasım 2016 tarihinde İçişleri Bakanlığı tarafından DBP’li birçok belediyeye kayyum atanmıştı. Bunlardan bir tanesi de Mardin Büyükşehir Belediyesi idi. Ahmet Türk ve Februniye Akyol da bu karar sonrasında görevden uzaklaştırılmıştı. Yine 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 Genel Seçimlerinde HDP Mardin’de yine Süryani halkının temsilcilerinden Erol Dora’ya listesinde yer vermiş, Dora her iki seçimde de milletvekili seçilerek Meclis’e girmişti. |
“Henüz çözülmedi o. her seferinde elimizden beş alınıyor iki veriliyor. Bizi kandırmaya çalışıyorlar. Ve propaganda yapılıyor Süryanilerin malları iade edildi diye.
"Mor Gabriel Manastırı’nın 30 parçasına el konuldu, sadece 12 parçadır iade edilen. Dolayısıyla 18 parçası halen gasp edilmiş durumdadır.
"Aynı şekilde, büyükşehir kanunu çıktıktan sonra el konulan 110 parçanın sadece 56 tanesi iade edildi. Bize verilmiş bir şey yok. Bizden alınmış şeyler var. Bizim olanı alıyor bir kısmını iade ediyorlar. Bizi kandırmaya çalışıyorlar kaba tabirle.”
Çelik “Bir de kimlik sorunu var” diyerek anadilde eğitim hakkının herkes için eşit ve bedelsiz olması gerektiğini söyledi:
“Ben herkes gibi devlete vergi veriyorum. O zaman herkes gibi kendi anadilimde eğitim görmem gerekiyor. Lozan antlaşması çerçevesinde var olan azınlık hakları bize bu hakkı vermiyor. Bize kendi imkanlarımızla, kendi paramızla ekstra ödemeler yaparak okul imkanı sunuyor. Benim ödediğim vergilerle imam hatip lisesi finanse ediliyor ama bir Süryani kendi anadilinde eğitim göremiyor. Sadece bizim değil Türkiye’de yaşayan bütün halkların kendi anadilinde eğitim görmesi gerekiyor.” (FD/HK)
* Fotoğraflar: Ferid Demirel / bianet