Haberin İngilizcesi için tıklayın
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 24 Nisan’da yaptıkları açıklamada, "Ermeni soykırımı" ifadesini kullandıkları gerekçesiyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) MYK üyeleri hakkında, TCK’nin uzun yıllar büyük tartışma yaratan 301. madde uyarınca soruşturma yürütebilmek için fezleke hazırladı. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’den soruşturma izni talep edilen fezlekede, BM’nin 1948 tarihli sözleşmesine göre, "bu tarihten önce yaşanan acı olaylar için 'soykırım' ifadesinin kullanılamayacağı, iddianın gerçek dışı olduğu" belirtildi.
t24’ten Gökçer Tahincioğlu’nun haberine göre, 10 sayfalık fezlekede 9 sayfa boyunca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ifade özgürlüğü ile ilgili yorumları sıralandı. Ancak 'bir milleti küçük düşürücü nitelikteki açıklamaların bu kapsama girmeyeceği' kaydedildi. Fezlekede, 'TBMM’de vekilleri yemin eden hiçbir partinin, milletin aleyhinde olacak eylemlerde bulunamayacağı' da savunuldu.
Yasaya göre 301. maddeden açılacak soruşturmalar izne tabi olduğundan Adalet Bakanı’nın izin vermesi halinde, HDP MYK üyesi 26 kişi hakkında Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti devletini alenen aşağıladıkları gerekçesiyle soruşturma yürütülecek.
Adalet Bakanlığı’na gönderilen soruşturma izni konulu fezlekede, HDP MYK’nın “Ermeni soykırımı” ifadesinin kullanıldığı açıklaması anımsatıldı. Fezlekede, AİHM’nin ifade özgürlüğü ile ilgili kararları sıralandıktan sonra Doğu Perinçek’in açtığı davada verdiği, “Ermeni soykırımı yoktur” açıklamasının ifade özgürlüğü kapsamında olduğuna yönelik kararı hatırlatıldı.
Fezlekede, şu ifadeler kullanıldı:
“1948 öncesi yok”
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi'nin sözde Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili olarak görülen Perinçek-İsviçre davasında vermiş olduğu kararında da belirtildiği üzere; soykırım Birleşmiş Milletler 1948 Sözleşmesinde açıkça tanımlanmış bir suçtur. Bu nedenle 1948 yılından önceki herhangi bir tarihte yaşanmış hiçbir acı nedeniyle bir millete ve topluluğa karşı soykırım suçlaması yöneltilemez. Soykırım suçunun varlığının ancak eylemin yapıldığı ülkenin yetkili ceza mahkemesi veya yetkili Uluslararası Ceza Mahkemesi karar verilebilir. 24 Nisan 1915'te meydana gelen söz konusu olaylar hakkında 'soykırım değildir' şeklinde yapılan açıklamalar ifade özgürlüğü kapsamında yer almaktadır.
'Zan altında bırakıyor'
"Somut olayda, anılan bildiride sarf edilen sözler Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini tarih önünde zan altına bırakan açıklamalardır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında milletvekillerinin Türk Milletinin, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin menfaatlerine ve kanunlara uygun olarak görev yapacakları düzenlenmiş olup her milletvekili göreve başlamak için TBMM Genel Kurulunda ettiği yeminde bu hususu açıkça ilan etmektedir. Siyasi partiler de demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları olsa da bu eylemlerini Anayasa ve kanunlar dairesinde yapacakları tartışmasız olup Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türk Milletini alenen aşağılayıcı faaliyet, söz ve davranışlarda bulunulmasını demokratik anayasal düzenin korumayacağı izahtan varestedir."
Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama Suçu Nedir? (TCK 301)Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama Suçu, 5237 sayılı TCK’nın 301. maddesinde “Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar” bölümünde şu şekilde düzenlenmiştir: Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama TCK Madde 301 - (1) Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Devletin askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır. (3) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz. (4) Bu suçtan dolayı soruşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır. Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama Suçunun UnsurlarıMadde gerekçesine göre; maddenin birinci fıkrasında, Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılamak, suç olarak tanımlanmıştır. Maddede geçen Türklük deyiminden maksat, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasınlar Türklere has müşterek kültürün ortaya çıkardığı ortak varlık anlaşılır. Bu varlık Türk Milleti kavramından geniştir ve Türkiye dışında yaşayan ve aynı kültürün iştirakçileri olan toplumları da kapsar. Cumhuriyet deyiminden, Türkiye Cumhuriyeti Devleti anlaşılmalıdır. Suçun maddî unsuru aşağılamaktır. Bu aşağılamanın alenen gerçekleşmesi gerekir. Aşağılamak, suçun konusunu oluşturan değerlere duyulan saygınlığı azaltmaya yönelik davranışlardan ibarettir. Maddenin ikinci fıkrasında, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılamak, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu hüküm karşısında, örneğin iktidarın tahkir ve tezyifi hâlinde fiilin Hükûmete yönelik bulunduğu hususunda duraksanmayacak işaret ve alâmetler varsa, fiilin Hükûmete yönelik olduğu kabul edilecektir. Üçüncü fıkrada bu suçun konusu, işlendiği yer ve faili bakımından daha ağır cezayı gerektiren bir nitelikli hâli kabul edilmiştir. Buna göre, Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, ceza artırılacaktır. Adli Para Cezası, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri BırakılmasıAdli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama Suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 1 yıl veya altında olduğunda adli para cezasına çevrilebilecektir. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama Suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür. Erteleme, mahkeme tarafından belirlenen hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama Suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında cezanın ertelenmesi kararı verilmesi mümkündür. |
TIKLAYIN - 1990'dan bugüne, HEP'ten DTP'ye Kürtlerin zorlu siyaset mücadelesi
TIKLAYIN - HDP'ye kapatma davası, 687 kişiye siyasi yasak talebi
TIKLAYIN - Kapatma davası iddianamesi HDP'ye tebliğ edildi
TIKLAYIN - Sancar: İddianameyi MHP hazırladı, son şekli Saray verdi
TIKLAYIN - Siyasi yasak istenen HDP'lilerin tam listesi
(EMK)