Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç, kadın örgütlerinin mücadelesi ve kamuoyu tepkisiyle üç yıl önce geri çekilen "çocuk istismarcısına evlilik affı" düzenlemesini Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'a sordu.
Kamuoyunda "çocuk istismarcısına evlilik affı" olarak anılan düzenlemenin, yerel seçime iki buçuk ay kala yeniden gündeme getirildiğini belirten Milletvekili Hatimoğulları Oruç, şöyle devam etti:
"Kimi medya kuruluşları tarafından cinsel istismar ve tecavüz sanıklarına af niteliğindeki yasal düzenleme, 'parçalanmış aileleri kurtarma' amacı ile birlikte verilmiştir.
"Söz konusu affın cebir, şiddet ve tecavüz durumunu kapsamayacağı aktarılmış olsa da Türk Ceza Kanunu'na göre 15 yaş ve altında rıza aranmadığından her türlü cinsel davranış cebir ve şiddet sayılarak 'cinsel istismar suçu' kapsamına girmektedir. Dolayısıyla bu tanım gereği; affedileceklerin cebir ve şiddet uygulamamış olması mümkün değildir.
"Cinsel istismara uğrayan çocukların istismar edenle evlenmesi halinde, ceza verilmemesi şeklindeki düzenleme; 2004 yılında TCK Reformu sürecinde TCK Kadın Platformu tarafından değiştirilmesi talep edilen ve kadın örgütlerinin verdiği mücadele ile değiştirilen 'mağdurun tecavüzcü ile evlendirilmesi durumunda failin affedilmesi' maddesinin geri gelmesi demektir. Bu ise kadın ve kız çocuklarının kazanılmış yasal haklarında büyük bir geriye gidiş anlamına gelmektedir."
"Çocukların hür iradesinden söz etmek mümkün mü?"
HDP Milletvekili, bu belirtilen gerekçelerle Bakan Selçuk'a şu soruları yöneltti:
- Üç yıl önce haklı toplumsal tepkiler nedeniyle geri çekilen "evlilik affı" düzenlemesi neden tekrar gündeme getirilmiştir?
- Çocuk evlilikleri hak ihlali ve çocuğa yönelik cinsel şiddet iken; bahsi geçen afla, bu ihlali gerçekleştirenler cezasız kalacak ve yeni failler için de özendirici olacaktır. Böylesi bir düzenleme çocuk evliliklerinin meşrulaştırılması anlamına gelmez midir?
- Çocuk Hakları Sözleşmesi, Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi, İstanbul Anlaşması olmak üzere uluslararası anlaşmalar ışığında; kız çocuklarının erken yaşta evliliğini engellemek üzere Bakanlığınızın çalışmaları var mıdır?
- Son beş yılda basında iddia edilen nedenle kaç "aile parçalanmıştır"? Bu konuda veri tabanınız ve araştırmanız var mıdır?
- Erken yaşta evlenen/evlendirilen bu çocukların tam ve hür iradesinden bahsetmek mümkün müdür? "Olan olmuş, zaten birlikteler, çocuk da olmuş" şeklinde aileyi koruma adına yapılan bu düzenleme, henüz okul çağındaki kız çocuklarını evlilik oyunu oynamaya mahkum etmek değil midir? (AÖ)