Fotoğraf: AA/ Arşiv
Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Alican Önlü, Ayşe Sürücü, Dersim Dağ, Dilan Dirayet Taşdemir, Ebru Günay, Erdal Aydemir, Hasan Özgüneş, Hişyar Özsoy, Hüseyin Kaçmaz, İmam Taşçıer, Meral Danış Beştaş, Muazzez Orhan, Murat Sarısaç, Nuran İmir, Nusrettin Maçin, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Ömer Öcalan, Pero Dündar, Remziye Tosun, Şevin Coşkun, Tuma Çelik ve Tülay Hatimoğulları, 21 Dünya Anadili Günü sebebiyle anadili hakkı ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan dillere ilişkin Meclis’e Arapça, Kurmancî, Türkçe, Süryanice ve Zazakî önergeler verdiler.
Önergelerden Türkçe olanlar kabul edilirken, Arapça, Kurmancî, Süryanice, Zazakî ve Türkçe ile birlikte hazırlanan iki dilli önergeler Meclis Başkanlığınca işleme alınmayarak iade edildi.
Ayşe Sürücü, Dersim Dağ, Nuran İmir, Pero Dündar, Remziye Tosun, Şevin Çoşkun, Hüseyin Kaçmaz, Hasan Özgüneş, İmam Taşçıer, Nusrettin Maçin’in Kurmancî; Alican Önlü, Ebru Günay, Erdal Aydemir’in Türkçe ve Zazaca, Ömer Öcalan’ın ise sadece Zazaca; Tülay Hatimoğluları’nın Arapça ve Tuma Çelik’in de Süryanice verdiği önerge işleme konulmadı.
Dilan Dirayet Taşdemir, Hişyar Özsoy, Muazzez Orhan, Ömer Gergerlioğlu, Meral Danış Beştaş ve Murat Sarısaç’ın ise Türkçe verdiği önergeler kabul edildi.
Çelik: Tekçilik dayatmak demektir
Verdiği Süryanice önergede Türkiye’de 15 dilin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirten Tuma Çelik, Meclis’in önergeleri işleme koymamasını bianet’e yorumladı. Çelik, Meclis’in Türkiye’nin çoğulcu yapısını yok saydığını belirterek şöyle konuştu:
“Türkiye farklılıklardan oluşan bir ülke ve önergelerimizin reddedilmesi farklıkları reddetmek anlamına geliyor. Tekçilik dayatmak demektir ve Türkiye’ye yakışmıyor. Yetki sahibi olanlar kabul etse de etmese de farklı diller var.
Lozan Anlaşması da Ermenice, Süryanice ve Rumca eğitimin verilmesini ifade ediyor. Ama Meclis bu dilleri görmezden geliyor. Bu açıkça bizleri inkar anlamına geliyor. Türkiye çoğulcu bir yapıya sahip fakat bu çoğulculuk inkar ediliyor. Biz bu çoğulculuğun yaşamsallaşması için mücadeleye etmeye devam edeceğiz.”
Hatimoğulları: Bütün dillere ambargo var
Arapça önerge veren ve önergesi işleme konulmayan Tülay Hatimoğulları da “Dünya Anadil Günü dolayısıyla HDP milletvekilleri olarak kendi anadillerimizde, Türkiye’de var olan yaşayan halkların dillerinde önergeler verdik. Önergelerin yok sayılması bizlerin reddi demektir. Zaten Türkiye’de Kürtçe başta olmak üzere bütün dillere bir ambargo var. Bizler halkların kendi dillerinde kendini ifade etmesini istiyoruz. Anadilde yaşamak haktır, anadilde yaşayabilmek için anadilin kamusallaşması gerekiyor bunun için de anadilde eğitim gerekiyor. Tek dil dayatılıyor ama biz anadillerin kamusallaşmasını istiyoruz. Arapça da bu ülkede konuşulan diller arasında fakat diğer bütün diller gibi Arapça da yok sayılıyor" dedi.
Çoşkun: İnkar gerçeği değiştirmiyor
Kırmancî önerge veren Şevin Çoşkun ise bianet’e şunları söyledi: “Meclis’in bu inkarcı-retçi tutumu vicdani ve ahlaki değil. Kürtçe Meclis’te konuşulduğu zaman da 'bilinmeyen dil' olarak tutanaklara geçiyor. Fakat unutuyorlar yok saymakla yok olunmuyor. Türkiye'nin en çok konuşulan ikinci dili Kürtçeyi yok sayıp görmezden geldiğinizde 20 milyon Kürt yok mu oluyor? Hayır olmuyor. İnkar etmek bugüne kadar bu ülkenin halklarına bir şey kazandırmadı, bundan sonra da kazandırmaz. Kürtler tarihleriyle, dilleriyle, kültürleriyle varlar, inkar edilmesi bu gerçeği değiştirmiyor.” (RT)