Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Oya Ersoy İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı çekilme kararı sonrasında artan erkek şiddetine dikkat çekti, gerekli tedbirlerin alınması amacı ile Meclis’te bir araştırma komisyonunun kurulmasını istedi.
TIKLAYIN - Fesih hukuka aykırı, gerekçesi meçhul
TIKLAYIN - Danıştay İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeyi iptal etmeli
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi'nin tüm maddeleri
TIKLAYIN - Türkiye kadınlarla açıkça savaşan bir ülke haline geldi
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi feshi sonrası neler yaşanıyor?
“Yüzlerce kadın yaralı”
İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı çekilme kararının ardından 3 ay geçtiğini ve Türkiye’de 26 Mayıs- 25 Haziran tarihleri arasında sadece basına yansıyan 29 kadının öldürüldüğünü söyleyen Ersoy, İstanbul Sözleşmesinden tek taraflı çekilme kararı alındığı günden itibaren yine sadece basına yansıyan 83 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü, yüzlerce kadının şiddet ve istismara uğrayıp, sakat kaldığını söyledi.
“LGBT+lar hedef haline getiriliyor”
Ersoy, şöyle dedi:
“Ülkemizde bugün, koruma tedbirleri uygulanmadığı için kadınlar öldürülmekte, LGBT+’lar hedef haline getirilmekte ve şiddete uğramaktadır. Kadın cinayetlerinde cezasızlığın işletilmesi durumu, erkekler lehine cezalarda yapılan indirimler, her geçen gün kadın cinayetlerinin daha da artmasına yol açmaktadır.”
‘Çocuğun beyanı esastır’
“İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı çekilme kararının ardından toplumda yaşanan diğer bir sorun ise çocuğa yönelik istismar vakalarında yaşanan artışlardır. Çocuklar hem aile içinde hem de dışarda istimara uğradıklarında, istismarcıların cezalandırılmaması sonrasında bir diğer istismar vakasının yaşanmasına zemin hazırlamaktadır.
“Özellikle çocuklara yönelik istismar vakalarında istismar eden kişilerin haklarında herhangi bir yasal işlemin başlatılmıyor olması, istismar vakasına ilişkin mahkemelerin maddi delil araması, tutuksuz yargılamaların yapılması çocuğa yönelik istismarın giderek yaygınlaşmasına neden olmaktadır.”
Ne olmuştu?
Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 20 Mart 2021 Cumartesi İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı olarak feshedildiğini duyurdu. Fesih kararı 23 Mart 2021 Pazartesi günü Avrupa Konseyi’ne de bildirdi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada “Fesih kararının” nedeni olarak “Sözleşme’nin eşcinselliği meşrulaştırıyor olması” iddia edildi.
Kadınlar, 20 Mart’tan beri Türkiye’nin birçok ilinde İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya devam ediyor.
İstanbul Sözleşmesi hakkında
Tam adı “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açıldı ve ilk imzalayan ülke Türkiye oldu. Sözleşme 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girdi.
Sözleşme, ''kadına yönelik şiddet'', ''aile içi şiddet'', ''kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet'', ''kadın'' kavramlarını tanımlıyor.
Uluslararası alanda kadına yönelik ve aile içi şiddetle ilgili ilk bağlayıcı belge olma özelliğini taşıyan sözleşme şunları içeriyor:
İstanbul Sözleşmesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini kapsıyor.
Sözleşme çerçevesinde eviçi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde kadının korunmasını esas alıyor.
Kadınları konumlandırırken "aile" olmayı, evlilik birliği içinde bulunmayı ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmayı gerektirmiyor.
Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yönelik. Devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi'nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorunda.
Devletlerin sorumluluğu bununla sınırlı değil. Şiddeti gerçekleştiren ister kadının sevgilisi, ister kocası, ister babası, ister patronu olsun, yani kim olursa olsun şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü de devlete ait.
(EMK)