Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili Meral Danış-Beştaş, çocuk kayıplarına dair Meclis Araştırması açılmasını istedi.
Milletvekili, Meclis’e sunduğu araştırma önergesinde Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Adli İstatistik verilerine göre 2008-2016 yılları arasında resmi olarak kayıp müracaatı yapılan çocuk sayısının 104 bin 531 olduğunu belirtti.
Danış-Beştaş, çocuk kayıplarına dair etkin bir çalışma yürütülmesi, çocuk kayıplarının sebeplerinin araştırılması ve bu durumun engellenmesine için çözüm önerilerinin tespiti için Meclis Araştırması açılmasını talep etti.
"En fazla çocuk Antep'te kayboldu"
Araştırma önergesinde TÜİK verilerine göre en fazla çocuğun Antep’te kaybolduğu, kayıp kız çocukların kayıp oğlan çocuklarından fazla olduğu bilgileri yer aldı:
“2008 yılında 4 bin 517, 2009 yılında 5 bin 81, 2010 yılında ise 8 bin 81 çocuk kayboldu. Kayıp çocuk sayısının çift hanelere çıktığı 2011 yılında 10 bin 67, 2012 yılında 12 bin 474, 2013 yılında 16 bin 218, 2014 yılında 18 bin 696, 2015 yılında 17 bin 706 ve 2016 yılında ise 11 bin 691 çocuk kayıp olarak bildirildi.
“TÜİK raporunda en fazla çocuğun Antep’te kaybolduğu belirtilirken geçtiğimiz yıl 691’i Antep’te olmak üzere toplam 11 bin 700 aile çocuklarının kaybolduğuna dair emniyete başvurmuştu.”
“Kayıp çocukların 59 bin 435’i ise kız çocuklarından oluşuyor.
“TUİK verilerinde yer alan en fazla kayıp çocuk vakasının Antep ili olduğuna dönük veri Suriye’den kaçan savaş mağduru çocukların artışına ilişkin olup bu konuda da çözüm üretilmesi ve bu çocukların savaştan kaynaklanan travmalarının da giderilmesi amacı ile destek çalışmaları yürütülmesi elzemdir.”
"Parlamento çözüm üretmeli"
Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin tarafı olduğunu hatırlatan Danış-Beştaş “Devletin, çocuklara dair sorumluluğu gereği kayıp olan çocuklara ilişkin çözüm üretmesi ve çocukların çocukluktan gelen haklarını hayata geçirmelerinin de öncüsü olması gerekmektedir” dedi.
“Kaybolan pek çok çocuğun şiddete, tacize, tecavüze, istismara maruz kaldığı gerçeği ile birlikte düşünüldüğünde gerekli yasal düzenlemelerin buna göre şekillendirilmesi ve uygulayıcıların bu bakış açısı çerçevesinde mevzuata yaklaşmasına dönük olanaklar sağlanması da meselenin bir diğer boyutudur.
“Şüphesiz kayıp çocuklar mevzunun ekonomik ve sosyal boyutu da göz ardı edilmemesi gereken bir diğer husustur. Ekonomik yoksunluk halleri yahut içinde bulunulan sosyal koşullar da bazı durumlarda etken olabilmektedir. Ancak tüm bunlar çözümsüz meseleler değildir. Çocukların sağlıklı gelişimine dönük koşulların sağlanması devletin sorumluluğunda olup buna ilişkin çalışmalar başlatılması gereklidir.
“Netice itibariyle kayıp çocuklar mevzu sadece can yakan bir çocuk kaybı ile gündeme gelmemeli, parlamento bu konuya dair çözüm üretmelidir." (BK)