Haberin İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, Leyla Güven'in açlık grevinin 100'üncü günü ve Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişinin 20'inci yılı dolayısıyla Taksim Hill Otel'de basın açıklaması düzenledi.
Açıklamaya Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yöneticileri de destek verdi. HDK Eşsözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sedat Şenoğlu, DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Aslan ve DTK Eşbaşkanlık Divan Üyesi Selim Sadak da basın açıklamasına katıldı.
Sadak: Devlet Kürtlerin iradesini anlamıyor
Toplantıda ilk olarak DTK Divan üyesi Selim Sadak söz aldı. Türkiye'nin kendi sorunlarını kendisinin çözeceğini söyleyen Sadak, "Türkiye'yi yönetenler Öcalan'ı anlasaydı Türkiye bambaşka bir ülke olacaktı" diye konuştu.
Öcalan üzerindeki tecridin Türkiye'ye yansımalarının her geçen gün daha da kötüleştiğini belirten Sadak şöyle konuştu:
"Demokratik bir şekilde sorunun çözümünü istiyoruz. Ancak devlet bunu kabul etmiyor. Leyla Güven 100 gündür açlık grevinde. Devlet Kürtlerin demokratik iradesini tanımıyor. Bu Kürtlere değil, devlete kaybettiriyor. Biz sadece Öcalan'ın tecridin kaldırılmasını değil, Türkiye'de bir arada yaşamı mümkün kılacak Öcalan'ın fikirlerini uygulamak gerektiğini söylüyoruz"
Biran önce Barış Süreci'ne geri dönülmesi gerektiğini belirten Sadak "Savaşı durdurursak Türkiye'yi düze çıkartabiliriz" dedi.
Buldan: Öcalan'ın fikirleri Türkiye'nin geleceği açısından önemli
Açıklamada konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan 15 Şubat'ın Türkiye halkları için ayrı bir önemi olduğunu belirterek Abdullah Öcalan'ın 1999 yılının bugününde Türkiye'ye getirildiğini hatırlattı.
5 Şubat Uluslararası Komplo günü olarak nitelendirilen bugün için Buldan Öcalan'ın 20 yıldır İmralı Cezaevi'nde olmasına rağmen Türkiye'nin ve Ortadoğu'nun demokratikleşmesi için ifade ettiklerinin barış, özgürlük ve Türkiye'nin geleceği açısından çok önemli olduğunu söyledi.
"2011-2015 yılları arasında siyasi heyetlerin, devletin bilgisi ve onayı dahilinde Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmeler sonucunda çatışmasızlık süreci ile başlayan ve demokratikleşme sürecine kadar gitmesi mümkün olan, Dolmabahçe Mutabakatı ile garanti altına alınması planlanan bu süreç, 5 Nisan 2015'teki ağırlaştırılmış tecrit süreciyle kesintiye uğradı.
"Barış süreci haba edildi"
"Bu süreç Türkiye halkları ve toplumu açısından önemli bir süreçti fakat ne yazık ki heba edildi. O süreç, özellikle çatışmaların olmadığı, Türkiye toplumunun geleceğe umut ve güvenle baktığı ve insanların yaşamını yitirmediği, annelerin ağlamadığı bir dönemi beraberinde getirdi.
"Son görüşmede Öcalan, 'Eğer müzakere süreci gözlemci heyetler şahitliğinde yapılmazsa bu süreç tuzla buz olur ve bir daha buraya gelemezsiniz' diye uyarmıştı.
"O tarihten itibaren gözlemci heyetlerin kurulmasına izin vermeyen ve bu süreci bitirmek için Öcalan üzerindeki tecridi mutlak kılan ve oraya gidiş-gelişleri engelleyen bir süreçle karşı karşıya kaldık.
"Bu süreç başarıya ulaşsaydı kimsenin evine cenaze gitmeyecekti"
"O tarihten itibaren Türkiye'de tüm halkların etkilendiği sürece tanıklık ettik. İnsanların yaşamını yitirdiği, her evin önüne cenaze ve tabutların gittiği bir sürece tanıklık ettik.
"Oysa yapılan görüşmeler çok önemliydi ve bu görüşmelerde Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümü ile birlikte bu ülkede hiç kimsenin yaşamını yitirmemesine ve annelerin ağlamamasına dair önemli perspektifler sunuluyordu.
Tecrit meselesine değinen Buldan bu meseleyi sadece Kürtlerin meselesi olarak görmediğini ifade etti. Buldan bu meselenin Türkiye halkları ve toplumunu yakından ilgilendiren bir mesele olduğunu söyledi.
"Açlık grevi yapanlar sadece yasaların uygulanmasını istiyor"
Açlık grevlerine de değinen Buldan bugünün "Leyla Güven'in bedenini açlığa yatırmasının 100'üncü günü" dedi. Açlık grevi yapanların sayısının 300'ün üzerinde olduğunu belirten Buldan açlık grevi yapanların "Türkiye'nin kendi hukukunun, Adalet Bakanlığı'nın içtihatlarının ya da çıkarılmış yasaların yürürlüğe girmesini istiyorlar" diye konuştu
Buldan açlık grevleriyle alakalı olarak "Arkadaşlarımızın telaffuz etmekte zorlandığımız bir durumla karşı karşıya kalmamaları için bir an önce Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması, aile ve avukat görüşü önündeki engellerin kaldırılması talebini buradan yeniliyoruz" diye konuştu.
"Hükümetin bir an önce devreye girmesi gerekiyor"
Bir gazetecinin "Meclis veya hükümet nezdinde Leyla Güven'inin durumu ve açlık grevilerine ilişkin bir görüşme yapılıp yapılmadığına dair sorusu üzerine Buldan şu cevabı verdi:
"Meclis'le ya da hükümetle herhangi bir görüşme yapma ihtiyacı duymuyoruz. Çünkü olanlar ortada. Bizim görüşme yapmamızdan ziyade onların bir an önce devreye girmesi gerekiyor. Milletvekillerimiz bu konuda her gün açıklamalar yapıyorlar. Herhangi bir görüşme olmadığını ifade etmek istiyorum." (HA)