* Fotoğraf: Yasin Bülbül / AA
Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki başvurularına olumsuz yanıt verilmesi üzerine Yüksek Seçim Kurulu’na dördüncü kez başvurdu. Bugün yapılan başvuruda yine, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Anayasadaki yetkilerini aşarak bir parti lehine seçim çalışması yürüttüğü” ifade edildi.
Başvuru dilekçesinde “298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Yasa hükümlerine aykırı olarak yürütülen seçim propagandasının serbestlik kapsamında olmayacağı” belirtildi.
“YSK’dan cesaret aldı”
Dilekçede, “seçimlerin dürüstlüğüne gölge düştüğü” ifade edildi:
“Bundan önce üç kez Yüksek Seçim Kurulu’na başvurmuş, Cumhurbaşkanının uzunca bir süredir Anayasal tarafsızlığına ve tarafsızlık yeminine aykırı olarak iktidar partisi yöneticisi gibi davrandığını, devletin ve dolayısıyla halklarımızın olanaklarını kullanarak açılışlara katıldığını, mitingler düzenlediğini, partimiz ve Eş Genel Başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş ile diğer muhalefet ve ana muhalefet partileri ve genel başkanlarının (adlarını ve programlarının içeriğini de anarak) aleyhine açıklamalarda bulunduğunu, kutsal dini duyguları istismar edecek biçimde dini semboller kullandığını, dolayısıyla 7 Haziran 2015 tarihinde gerçekleştirilecek 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinin dürüstlük içerisinde yürütülmesini engellediğini belirtmiş, bu nedenle Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığına gölge düşürülmeyecek biçimde uyarılmasını ve gerekli önlemlerin alınmasını istemiştik.”
“Yüksek Seçim Kurulu bugüne kadar istemlerimizin reddine karar verdi. Ancak Cumhurbaşkanı, kurulunuzun kararlarından cesaret alarak, seçim propaganda ilkelerine aykırı hareket etmekte, seçimlerin dürüstlüğüne gölge düşürmektedir. Bu başvurulardan sonra 11 Mayıs 2015 günü Rize ve Trabzon’da ‘Toplu Açılış Töreni ve Halka Hitap’ adı altında miting düzenledi.”
“Bu mitingdeki açıklamaları, Cumhurbaşkanının yansızlık ilkesine aykırı hareket ettiğini, 298 sayılı yasanın 49. ve devamı maddeleri ile seçim yasaklarına aykırı davrandığını gösteriyor. YSK’nın seçimin düzen içinde ve dürüstlük ilkelerine uygun olarak yapılmasının sağlanması amacıyla, gerekli önlemleri almasını ve sonucu hakkında partimizin bilgilendirilmesini umuyoruz.” (AS)
Ne olmuştu? |
Daha önce de CHP üç kez, Halkların Demokratik Partisi de bir kez Anayasa Mahkemesine Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili başvuru yaptı. HDP ayrıca YSK’ya da üç ayrı başvuru yaptı. HDP 5 Mayıs’ta YSK’ya başvurmuş, başvuruları aynı gün içinde, “Cumhurbaşkanının seçim yasalarını açıkça ihlali” gerekçesiyle YSK’ya yaptığı ikinci başvuru da “Cumhurbaşkanını denetleme yetkimiz yok” denilerek reddedilmişti. HDP, “seçim güvenliğinin ihlal edildiği ve Cumhurbaşkanı'nın Anayasadaki yetkilerini aşarak bir parti lehine seçim çalışması yürüttüğü” gerekçesiyle YSK’ya yaptığı başvuruların reddi üzerine 9 Mayıs’ta Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili Anayasa Mahkemesine 7 Mayıs’ta üçüncü başvuruyu yaptı. Kart bu dilekçesinde de “haksız oy teminiyle” ilgili başvurusunun seçim geçmeden acilen sonuçlanmasını istedi. Kart Anayasa Mahkemesine ilk olarak 3 Nisan’da başvurdu. Kart o talep hakkında hiçbir açıklama yapılmadığı için 29 Nisan’da ikinci başvurusunu yaptı. Bu başvuruyla ilgili 6 Mayıs’ta da konunun raportörlerin incelemesinde olduğu bilgisini aldı. Ancak hiçbir sonuç çıkmayınca, konunun seçimden önce karara başlanması için üçüncü başvuruyu yaptı. Dün de CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) için seçim destek kampanyası yürüttüğünü” ifade etti ve acilen anayasal tedbir kararı alınmasını istedi. |