Halkların Demokratik Partisi (HDP) 2. Olağan Kongresi Ankara'daki Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda yapılıyor.
Kongreye 1049 delege ve binlerce partili katıldı.
Demirtaş ve Yüksekdağ aday
Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'ndaki kongrede konuşmaların ardından, yapılan oylamalarla faaliyet ve mali raporlar kabul edildi. Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın dışında eş genel başkan adayının çıkmadığı kongrede seçime geçildi.
Tek liste ile gidilen seçimde eş genel başkanların yanı sıra Parti Meclisi (PM), Merkez Disiplin Kurulu ve Uzlaşma Kurulu'nun asil ve yedek üyeleri de belirlenecek.
Divan kurulu eş başkanları Hamzaoğlu ve Güven
Kongrenin divan kurulu eş başkanlığına barış bildirisine imza attığı gerekçesiyle gözaltına alınan akademisyen Onur Hamzaoğlu, Leyla Güven divan kurulu üyeliğine de Seher Akçınar Bayar, Feleknas Uca, Ali Kenanoğlu, İrem Güven ve Musa Alkan seçildi.
Hamzaoğlu açılış konuşmasında, “Özerk yönetim talepleri üzerinden karşı koyuşlara bir saldırıya tanıklık ediyoruz. Şu an açılan hendekler saldırılara karşı basit bir savunma aracı ama arkasındaki direniş yolumuzu aydınlatıyor" dedi.
HDP bayraklarıyla süslenen salonunun giriş kısmına üzerinde "Demokratik siyaset, demokratik özerklik, demokratik cumhuriyet" yazılı büyük pankart asıldı.
Salonun çeşitli yerlerine de "Katıl harekete geç, değiştir", "Em berxwadanaxweseriya demokratik slavdıkın", "Zindanlar boşalsın siyasi tutsaklara özgürlük", "Hasta tutsaklar insanlık ayıbıdır", "Vicdani ret hakkı tanınsın", "Jin jiyan azadi" ve "Sosyal güvence, sendika ve grev her emekçinin hakkıdır" yazılı pankartlar yer aldı.
Paris'te öldürülen üç Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan ile geçtiğimiz günlerde Silopi'de öldürülen Sevê Demir, Pakize Nayır ile Fatma Uyar ve Varto'da cenazesine işkence edilerek teşhir edilen HPG'li Ekin Wan'ın fotoğrafları da salonda yer aldı.
Kongreye, Rojava’da ve Suruç, Ankara, Diyarbakır katliamlarında yaşamını yitirenlerin aileleri ve yakınları katıldı. Ayrıca, HTKP Genel Başkanı Erkan Baş, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, ÖSP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, EMEP, ESP, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, SYKP gibi siyasi partilerin temsilcilerinin yanı sıra MAZLUMDER, İHD, MEYADER; YAKADER, TUHAD-FED gibi sendika ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda, aydın, gazeteci, yazar, sanatçı ve barış bildirisine imza attıkları için haklarında soruşturma başlatılan çok sayıda akademisyen de kongreye katıldı.
Yüksekdağ: Direndik, direneceğiz
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Fırat Haber Ajansında yer alan habere göre şunları söyledi:
“HDP'nin 7 Haziran başarısı Türkiye ve Kürdistan halklarının demokratik siyaseti kurma enerjisini ortaya koydu.
AKP kurucu enerjiye sahip değildir. Türkiye'de aylardan bu yana ülkeyi yıkıcı bir rejim yönetiyor. Kendisinin dışında bütün kesimlere teslimiyet dayatan bir iktidara karşı direnmek meşrudur. Bizler de direndik direnmeye devam edeceğiz.
Hakikatin bu kadar saldırıya uğradığı koşullar içerisinde bu hakikat için direnmek, söz söylemekten ve yeni cümleler yeni bir yaşama açılmaktan başka bir seçeneğimiz yok. Bizler yeni yaşamın gücünü yeni sözler söyleyerek ve yeni cümleler kurarak bir güce dönüştürmeye yöneldik.
Nefretin sözü karşısında bütün Türkiye halklarının kucaklaşmasının sözünü söyleyeceğiz, hareketini örgütleyeceğiz. Bugün Sur'da, Cizre'de, Silopi'de bizim bu sözümü ve irademiz vardır. İşte bu sözün hareketi vardır.
Artık geldiğimiz tarihsel kavşakta bir şeylerin değişmesi gerekiyor. Bu değişimin HDP'nin temel ekseni olan radikal demokrasidir.
Bizler Gever'den Bizler, Taksim'den Bizler Ege'den Akdeniz'den Karadeniz'den, Bizler yaşamın her alanında yeniyi yaratma gücüne sahip olanlar olarak geliyoruz.
Ağır tecrit altında olan Sayın Öcalan kongremize mesaj gönderemedi çünkü aylardır çok yoğun bir tecrit altında tutuluyor. Siyasi iktidarın sorumsuz yaklaşımından dolayı barış ve müzakere sürecinin geliştirilmesi için bu fırsat önemli oranda ortadan kaldırıldı. Ben bugün o sürecin olanaklarını yeniden hatırlamanın ve Dolmabahçe Mutabakatı ile gelinen düzeye yeniden dönülerek, sürecin yeniden başlamasının önemine dikkat çekmek istiyorum.”
Demirtaş: Diyalogla sorunları çözmek çok kolaydır
“Herkesin beklentisi çözüm sürecinden kalıcı bir barış çıkmasıydı. O dönemde de bizi ‘vatan hainliğiyle’ suçlayanlar oldu. Özellikle Türkiye’de ırkçı çevreler ‘devleti parça parça ettiğimizi’ iddia ederek saldırıyorlardı. Ülkemizde bütün vücudumuzu taşın altına koyduğumuzda da bizi ‘vatana hainliğiyle’ suçladılar. Bugün de çözüm sürecini bitirenler bizi ‘vatan hainliğiyle’ suçluyorlar.
“Türkiye’nin tek Türkiye partisi biziz. Israrla ‘siz bölücüsünüz’ diyenlerin tuzağına düşmeden ülkede yeni bir birlik kurmaya çalıştığımızı anlatmak zorundayız.
“Biz özyönetimi savunduğumuz için yine ‘vatan haini’ ilan ediliyoruz. Ama Türkiye’nin, toplumun bölünmesini engelleyecek bir modelden bahsediyoruz. ‘Madem özerkliği savunuyorsunuz neden şehir savaşları var’ eleştirisi yapılıyor. Özyönetimin barikatla alakası yok doğru, doğal bir şey değil. Bizim savunduğumuz modelde her yerde hendek olacak diye bir şey yok. Biz hendek ve barikat anlayışına yol açan ana soruna bakmamız gerekir. Eğer onu anlarsak diyalog ve müzakere ile bu sorunları çözmek çok kolaydır. Hükümet ise ‘Ben ev ev temizlik yapacağım. Gerekirse sivil katliamları da göze alacağım’ diyerek, bu meseleyi çözmeye çalışıyor. Bizler mevcut durumu kamu güvenliğinin bozulduğu bir durum olarak görüyorsak gelin o zaman bunu çözecek ortak diyalog yolunu kullanalım.
“2016 Türkiye’sinde siyasetçiler bakanları devreye sokmaya çalışıyor, kavga yürütüyor, yaralıları aldıramıyoruz. Halen Cizre’de bir bodrumda yaralılar." (AS)