Halkların Demokratik Kongresi (HDK), HDK’ye yönelik davada verilen mahkûmiyet kararlarına yazılı bir açıklamayla karşı çıktı.
HDK, yargılamanın hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını ve sürecin baştan sona suç üretme mantığıyla ilerlediğini vurguladı.
HDK, 12 yıl önceki telefon görüşmelerini gerekçe alan yargılamada sosyolog Berfin Azdal’a 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmesine dikkat çekti.
Açıklamada, suç tarihi ile karar tarihi arasında geçen uzun sürenin, yargılamanın gerçek bir adalet arayışı taşımadığını gösterdiği kaydedildi.
Aynı dosya kapsamında yargılanan bazı sanıklar beraat ederken, üç kişi hakkında mahkûmiyet kararı çıktı. HDK, bu tabloyu mahkûmiyet verilen isimlerin suçsuzluğunu ortaya koyan bir durum olarak değerlendirdi.
“Yasal faaliyetleri geriye dönük suç saydılar”
HDK, suç isnatlarını 2011, 2013 ve 2014 yıllarına ait yasal ve aleni faaliyetler üzerine kuran savcılık yaklaşımına tepki gösterdi. Açıklamada, demokratik ve siyasal faaliyetlerin geriye dönük şekilde kriminalize edildiği, ceza hukukunun temel ilkelerinin bilinçli biçimde devre dışı bırakıldığı vurgulandı. HDK, bu sürecin hukuk devletinden çok siyasal ihtiyaçlara göre şekillenen bir istisna rejimini yansıttığını belirtti.
Pınar Aydınlar, Berfin Azdal ve Ahmet Saymadi hakkında verilen kararların fiil, fail, suç ve zaman arasındaki nedensellik bağını kopardığını savunan HDK, yargılamanın sonucunu baştan belirleyen bir anlayışla hareket edildiğini dile getirdi.
“Aynı fiilleri yeniden yargıladılar”
HDK, bazı sanıkların 2013 yılında katıldıkları miting ve etkinlikler nedeniyle daha önce beraat ettiğini ya da haklarında kovuşturmaya yer olmadığı kararı bulunduğunu hatırlattı. Buna rağmen yargı makamları, aynı fiilleri bu kez “örgüt faaliyeti” başlığı altında yeniden dava konusu yaptı. HDK, bu durumu ne bis in idem ilkesine, hukuki kesinliğe ve adil yargılanma hakkına aykırı buldu.
“Ceza hukuku korku üretir hale geldi”
HDK, mahkûmiyet kararlarının somut delillere değil, niyet okumaya ve siyasal kriminalizasyona dayandığını savundu. Açıklamada, hukuken geçerli bir gerekçeli karar yerine HDK’yi hedef alan bir metnin ortaya çıktığı dile getirildi. Ceza hukukunun siyasal muhalefeti tasfiye aracına dönüştüğünü belirten HDK, bu yaklaşımın adalet değil korku ürettiğini söyledi.
HDK, verilen kararların mücadelelerini durdurmayacağını ve adaletin sağlanacağı günlere olan inançlarını koruduklarını açıkladı.

HDK davasında reddi hakim talebi
(EMK)








