Tüketiciler için binlerce seçenek var. Ama İtalyanlar bu yıl kendilerini frenliyor. Ekonomik kriz nedeniyle yalnızca vitrinlere bakmakla yetiniyor, para harcamaktan kaçınıyorlar. Ünlü mağazalardan çok etnik yılbaşı pazarlarını tercih ediyorlar.
Çünkü bu pazarlarda Vietnam'dan Çin'e Afrika ülkelerinden Güney Amerika' ya kadar farklı kültürler ve ülkelerden getirilen özgün ve ekonomik hediyeler bulmak mümkün.
Klasik yılbaşı kutlamalarının dışında alternatif bir yeni yıl kutlaması da gündemde. Bu kutlamaların özneleri vejetaryen mönüler, hayvanlar üzerinde test edilmeyen kozmetik ürünler, doğaya saygılı koton giysiler...
Bu yıl Nobel ödülüne değer görülen J. M. Coetzee, "Elizabeth Costello" adlı kitabında roman kahramanını şöyle konuşturuyor, "Hayvanların kasaplık amaçlarla kesimi Yahudi soykırımından çok da farklı değil!.."
Güney Afrikalı yazar gibi düşünmesek de gündelik tercihlerimizin felsefesini biraz olsun değiştirebiliriz belki.
Batıda bu yeni felsefi akımın adı "cruelty free". (İşkence özgürlüğü) Hayvanlara elimizden geldiğince az acı çektirelim diye hareket ediyor bu akımı savunanlar.
Türkiye'de olduğu gibi pek çok Avrupa ülkelerinde yılbaşı sofralarının vazgeçilmez yemeği olan "hindi"nin yerini şimdi vejetaryen mönüler alıyor.
ABD'de Tarım Bakanlığı'nın verilerine göre her yıl 300 milyon adet hindinin yapay ortamlarda hiç günışığı görmeden ve dışarıdaki havayı solumadan yetiştirildiği dikkate alındığında bu alternatif vejetaryen mönünün önemi daha da anlam kazanıyor.
Hayvansal bir gıdanın yerini bitkisel bir besinin alması, etik ve ekolojik açılardan hayvanların sömürülmesini önlediği gibi alternatif çözüm yollarını da getiriyor.
İtalya'da ise "Vivere Vegan-Vejetaryen yaşamak" adlı bir sivil hareket bu yönde rehber olmaya çalışıyor. Bu hareketin sözcülüğünü Floransalı Helena Deza Linares yürütüyor. Vivere Vegan adlı sitede "cruelty free"nin felsefesini bu konuya duyarlı olanlara anlatıyor Linares.
Vegan Italia adlı bir başka vejetaryen sitenin içeriğini hazırlayan Stefano Momente ise günde 500 bin kişinin sitelerini ziyaret ettiğine dikkat çekiyor.
Geçtiğimiz eylül ayında Torino'da düzenlenen Vejetaryen Festivali'nde sebze-meyve ağırlıklı mönülerin hiç de yoksul olmadığına dikkat çekildi. Patlıcan püresinden acı çikolata ile hazırlana meyvelere, soyadan Akdeniz'in geleneksel sebze yemeklerine, sebzeli kuskus ve pilav gibi nice çeşitli tabaklara kadar onlarca farklı seçenek mevcut.
Floransa'da yeni açılan Balla coi Lupi adlı restoranın işletmecileri Elena Storai ve Fabio Baracani de müşterileri için sebze ağırlıklı ve sağlıklı yemeklerden oluşan alternatif bir mönü hazırladıklarını anlatıyor.
"Cruelty Free" yalnız yemekle sınırlı bir hareket değil. Giysilerin üretiminde de hayvanlara acı çektirmeyen malzemelerin seçilebileceğini savunuyor. İpek, yün reddedilen malzemelerin başında geliyor. Yün elde etmek için her yıl Avustralya ve Yeni Zelanda'da 1 milyonu aşkın koyunun ölüme terk edildiğine dikkat çekiliyor. 0ysa koton, kadife, hi-tech dokumalar bunlara alternatif olabilir görüşündeler.
Milano'da Progetto Gaia'nın mimarı Manlio Massi sentetik maddeler arasında dönüştürülmüş plastikten elde edilen bir malzeme öneriyor. www.progettogaia.org adlı sitede Massi'nin daha duyarlı bir tüketim anlayışı hakkında daha ayrıntılı bir bilgiye ulaşmak mümkün.
İngiltere'de "vegetarian shoes" ise hayvanlar ve çevreye saygı ilkesinden hareket ederek 1990'dan bu yana özel ayakkabılar üretiyor. Robin Webb'in kurduğu vegetarian shoes'un faaliyetlerini İnternet'teki sitelerinden takip edebilirsiniz.
Elbette doğal çevre ve hayvanlara saygıyı ön plana çıkaran ürün yelpazesinde kullanılan malzemeler kürklerden takılara, deri ve dekoratif ürünlere kadar uzanıyor.
Bu konulara ilgi duyanlar açısından bir başka ilginç adreste de hayvanlar üzerinde test edilen her türden ürünün imalatını yapan şirketleri engellemeyi amaçlayanların felsefesini bulabilirsiniz... (AK/NM)