Bir hayvan ölünce, medya hayvanın “telef olduğunu” söyler. Bir hayvan öldürüldüğünde ise “itlaf edildiğini”. Bir orman yanar, “can kaybı yaşanmadı” diye haberler geçer. Oysaki o ormanda yaşayan yüzlerce hayvan dumandan boğularak ya da yanarak ölmüştür.
Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM), medyanın türcü dilinin ve insanmerkezci yaklaşımını değiştirmek için bir video hazırladı.
Videoda, eğer haberin öznesi olan hayvanlar insanlara seslenebilseydi, neler diyeceklerine yer veriliyor:
“Telef olmadım, öldüm, öldürüldüm.”
“İtlaf edilmedim, katledildim.”
“Leşim değil, cesedim bulundu.”
“Yangınlarda, kazalarda, patlamalarda insanlar ölmediği için ‘can kaybı yok’ deniyor ama ben ölüyorum.”
“Hayvanat bahçesinin ‘yeni sakini’ değil, tutsağıyım.”
“Hayvanlı sirkin ‘sevimli oyuncusu’ değilim, kölesiyim.”
“Bu dili görmeye alışınca, hayvan ölümleri normalmiş gibi davranılıyor”
bianet’e konuşan HAKİM koordinatörü Burak Özgüner, “Bu haber dilini her gün gördükçe, hayvanlar ihmaller nedeniyle ölünce ya da öldürülünce sanki normalmiş gibi davranılıyor” diyor.
“Hayvan hakları ihlallerini raporlarken, beni en çok rahatsız haberlerden biri ‘Şu kadar balya saman ile üç küçükbaş hayvan telef oldu’ idi. Samanla koyunu aynı kefede değerlendiriyorlar. Koyun oradan kaçamıyor çünkü özgürlüğü kısıtlanmış durumda. Kaçamadığı için de yangından dolayı ölüyor. Sanki hiçbir acı yaşanmamış gibi hayvanın doğumundan ölümüne kadar çektiği hak ihlalleri görmezden geliniyor. Oysaki hayvanın özgürlüğü kısıtlanmış, yaşam hakkı ihlal edilmiş, ihmal nedeniyle ölmüş. Burada tam üç ihlal söz konusu.”
“Hayvansever değil, hayvan hakları savunucusu”
Özgüner’in dikkat çektiği bir diğer nokta, hayvan hakları savunucularının verdikleri hak mücadelesi.
Özgüner, “Biz hayvansever değiliz” diyor;
“Hayvanları seviyoruz tabii ki ama bir hak mücadelesi yürütüyoruz. Hayvansever olarak tanımlanmak ise işin bu boyutunun görmezden gelinmesine sebep oluyor.
“Hayvanlarla ilişkimiz çok şeker ve sevimli olmaları üzerine kurulu değil, biz hayvanları hakları olan, hissedebilir bireyler olarak değerlendiriyoruz. Kendilerini ifade edemedikleri için, onların hakkını savunmaya çalışıyoruz.
“Feministe nasıl ‘kadınsever’ denilmiyorsa, biz de ‘hayvansever’ olarak tanımlanmak istemiyoruz.” (ÇT)