Elazığ Geçiçi Bakımevi'nde yaşanan hayvan hakkı ihlalleriyle açılan davanın ilk duruşması (21 Ekim) gerçekleşti.
Elazığ 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, mahkeme heyeti davaya müdahil olmak isteyen baroların ve hayvan hakları örgütlerinin müdahillik talebini doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddetti ve davayı 25 Ocak 2022 tarihine bıraktı.
Hayvan hakları savunucularının yakından takip ettiği davanın görüldüğü Elazığ Adliyesi önüne ve duruşma salonuna çok sayıda çevik kuvvet polisi getirilmesi dikkat çekti.
Gönüllülerin hukuk mücadelesi
Elazığ Geçici Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi ile ilgili olarak burayı ziyaret eden gönüllüler, hayvanlara kötü muamelede bulunulduğu, çiftlikte yaşayan hayvanlara uygun ilaçların kedi ve köpeklere kullandırıldığı, yaralı kedilerin bir oda içinde ve toplu halde tutulduğu, kafes içindeki parazitlerin temizlenmediği, dışkıların hayvan kafeslerinde bırakıldığı, mama kaplarının olmadığı ve kafeslerin pis ve bakımsız olduğunu tespit ederek Elazığ Belediyesi Geçici Bakımevi müdürü ve veteriner hekimler hakkında suç duyurusunda bulunulmuştu.
Savcı olay yeri inceleme gerçekleştirerek, iddia edilen hususları doğrular nitelikte tespitlerin olduğu bir tutanak düzenlendi ancak Elazığ valiliği soruşturmaya izin vermedi. Bunun üzerine gönüllüler davayı bölge idare mahkemesine taşıdı.
Üst mahkeme, hayvanların sağlıklı şartlarda barınmasından sorumlu olanların görevlerini kötüye kullandıkları yönünde kuvvetli şüphe hali bulunduğundan soruşturma izninin verilmesi gerektiğine hükmederek Elazığ Valiliği'nin kararını kaldırdı, bakımevi müdürü ve veteriner hekimlerinin de dahil olduğu 4 sanık hakkında kamu davası açıldı.
Sanık ifadeleri bilirkişi raporuyla çelişiyor
Ankara Barosu adına davaya katılan avukat Burcu Yağcı, keşfin çok erken yapıldığını bu yüzden personelin henüz temizlik yapmadığını, temizlik ve tıbbı bakım ile ilgili hiçbir ihtiyaçlarının olmadığını söyleyen sanıkların bu ifadelerinin bilirkişi raporu ile tamamen çeliştiğine dikkat çekti.
Sanıkların kendi ifadeleri ile de çeliştiğini belirten Yağcı, "Sanıklar bir yandan ameliyathanedeki görüntülerin ameliyat sırasında yada sonrasında çekilmiş olabileceğini söyleyerek kendini savunuyor diğer yandan ise keşfin çok erken bir saatte yapıldığını, sabah 9'a kadar bakımevinde kimsenin olmadığını söylüyor. Keşif sabah 7'de yapıldığı için o saatte ameliyat yapılması mümkün değil" dedi.
Hayvanların birbirini yediği iddiası için de sanıkların sorumluluk almadığını söyleyen Yağcı, sanık veterinerlerden birinin hayvanların kaldığı yer ile çatı arasında bulunan 30 cm'lik açıklıktan giren yaban hayvanlarının kedileri yemiş olabileceği savunmasının mantıklı olmadığını belirtti.
Yağcı, sanıkların, bakımevinde bulunan tarihi geçmiş ilaçlar ile ilgili ilaçları imha etmek için tuttukları bahanesini öne sürdüklerini; sağlıklı hayvanlarla hasta hayvanların aynı bölmelerde tutulduğunu kabul ettiklerini; ölen hayvanların çöpe atılmadığını, gömüldüğünü iddia ettiklerini ama hiçbirinin bu işleme katılmadığını belirttiğini söyledi.
Yağcı son olarak "kedilerin kaldıkları bölümü kalabalık sebebi ile ikiye ayırdıklarını söyleyen sanıklar daha sonra bu bölmenin bir tarafının ısınmadığını belirtti böylece hayvanları soğukta tuttuklarını kabul etmiş oldular" dedi.
Hukuk sadece insanlar için değil
Davaya İzmir Barosu adına katılan avukat Tuğçe Berber Baroların Avukatlık Kanunu gereği hukukun üstünlüğünü sağlamakla yükümlü olduğunu ve hukukun sadece insanlar için olmadığını hatırlattı.
Katılma taleplerinin reddedilmesi davaların takipçisi olmayı bırakacakları anlamına gelmediğini, hayvanlar için adalet mücadelesi vermeye devam edeceklerini söyleyen Berber, bu davanın kazanılmasının, Türkiye'de bir ilk olması sebebiyle, tüm barınaklarda gerçekleşen ihlalleri azaltabileceği yönünde bir umut olduğunu belirtti.
STK'ların ve gönüllülerin katılma taleplerinin ret edilse bile celselere gelmesinin önemli olduğunu söyleyen Berber, 25 Ocak'taki celsede daha kalabalık olma çağrısı yaptı.
Müdahillik talebinde bulunan ve talepleri reddedilen kurumlar ise şöyle: "Hayvan Hakları ve Etiği Derneği, HAYKURDER, İzmir Barosu, Ankara Barosu, Diyarbakır Barosu". (KÖ)