Balıkesir'in Bandırma İlçesi'nde gazeteci Cihan Hayırsevener'in öldürülmesinin üzerinden 24 gün geçti. Bandırma Savcılığı, cinayet soruşturmasını gizlilik içerisinde yürütürken gazeteciyle ilgili Adli Tıp raporunun önümüzdeki günlerde çıkması bekleniyor.
Saldırganın arkadan silah kabzasıyla başına vurduğu ve yere düşürdüğü Hayırsevener, kurşunların bacağındaki atardamarı parçalaması üzerine aşırı kan kaybından Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hayatını kaybetmişti. Sağlık ekipleri yolda kalbi duran gazeteciye üç kez kalp masajı uygulamışlardı.
Yolsuzluk operasyonunu yazınca hedef haline geldi
Hayırsevener'in kurucusu olduğu Güney Marmara Yaşam gazetesinin Ekim 2009'da yapılan bir yolsuzluk operasyonunu gündeme getirilmesi iki gazete arasında gerginliğe neden olmuştu.
Başbakanlığa bağlı üç mülkiye görevlisinin yaptığı incelemeler sonunda Kaçakçılık ve Organize Suçlar Müdürlüğü'nün giriştiği operasyonda, aralarında İlk Haber gazetesi sahibi İhsan Kuruoğlu, kardeşi Osman Kuruoğlu, oğlu İlbey Kuruoğlu, Adalet ve Kalkınma Partisi'nden (AKP) eski belediye başkan yardımcısı Talip Yıldız ve diğer bazı memurlar tutuklanmıştı.
Hayırsevener'in 2 Kasım 2009 tarihinde kaleme aldığı "Keser Döner, Sap Döner" başlıklı yazı bu belediye ihalelerinde yolsuzluk iddialarını işliyordu.
İhaleler, termik santral itilaf konusu...
Yaşam gazetesi ve Marmara TV (MARTAS) ile Kuruoğlu Ailesi'nin etkindeki İlk Haber ve Son Kurşun gazeteleri arasında, eski bakan Kemal Unakıtan'ın oğlunun ilçede yapmayı planladığı termik santral konusunda da görüş ayrılıkları vardı.
Hayırsevener cinayeti, bu yönüyle Türkiye'nin birçok bölgesinde işaretleri görülen mafya-medya-siyaset ilişkilerine işaret ediyor.
Hayırsevener, Bandırma'da termik santral karşıtı afişler asan Kent Konseyi'nin yürütme kurulu üyesiyken, Bandırma Çevre Platformu (BANÇEP) başkanlığını da İlk Haber gazetesi spor yazarı Ümit Atılganer yapıyordu.
Ayrıca, Marmara TV yayın yönetmeni Ümit Babacan, Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti ikinci başkanı iken, İlk Haber gazetesi genel koordinatörü Engin Arıcan, Güney Marmara Gazeteciler Derneği başkanlığını yürütüyor.
Cinayet öncesi gazete önünde şüpheli şahıslar
Polisin cinayetten beş gün sonra Edincik Beldesi'nde gözaltına alınan Serkan Erakkuş (29) cinayet suçlamasıyla Bandırma M Tipi Kapalı Cezaevi'ne gönderilirken, Balıkesir'in Burhaniye İlçesi'nde gözaltına alınan Tolga Ö. ve Ali T. ise tutuksuz yargılamak üzere serbest bırakıldı.
Hayırsvener ile ilgili "Tek derdi Bandırma'ya sahip çıkmaktı" diyen Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti ikinci başkanı ve Marmara TV yayın yönetmeni Ümit Babacan, olayı azmettirenlerin bulunması ve cezalandırılmasını istiyor.
Babacan: Akşamüzeri olmadı, güpegündüz vurdular
Bianet'i bilgilendiren Babacan, Hayırsevener'in yolsuzluk yazılarının yazdıktan kısa süre sonra tehditler almaya başladığını, ilk kez 2 Aralık'ta gazetenin bulunduğu sokakta şüpheli şahısları fark ettiklerini, Emniyete bildirmeleri üzerine özellikle bürodan çıkış saatlerinde polisin önlemler aldığını ifade etti.
Babacan, "Polis önlemleri nedeniyle akşamüzeri bunu yapamayınca onu güpegündüz vurdular" dedi.
Dadan: Bana bir Öztaylan dosyasından söz etti
Bandırma'da Yeşiller ve Sol İnisiyatifi'nden Doktor Kadir Dadan, 25 Kasım'da gerçekleşen Emek Mitingi sırasında gazeteci Hayırsevener'in kendisine, "Öztaylan ile ilgili elimde önemli bir dosya var. Onun üzerinde çalışıyorum. Yayımlayacağım dosya çok ses getirecek" dediğini söyledi.
Öztaylan, AKP'den eski Bandırma belediye başkanıyken şu an Balıkesir milletvekili olarak görev yapıyor. Öztaylan döneminde İhsan Kuruoğlu'nun çok sayıda ihale aldığı ifade ediliyor.
Dadan'ın dile getirdiği bu iddialara Babacan, "İster Öztaylan ister İhsan Kuruoğlu, bizim için fark etmez. Onların geçmişte çok sayıda iş ilişkisi oldu. Belki bu ilişkileri ortaya koyacaktı" diyerek yanıt verdi.
Yaşam: Cinayet şahsi mesele olarak görülemez
Kuruoğlu ise, 9 Aralık'ta cezaevinden gönderdiği bir mektupla, Babacan ve Hayırsevener'i hedef aldı. Hayırsevener ortadan kaldırıldıktan sonra da, cinayetin sorumlusu olarak gösterenlere tepki gösterdi.
Şimdi Güney Marmara Yaşam gazetesi çalışanlarının endişesi, cinayetin "şahsi bir meseleymiş gibi" algılanması ve bu şekilde işlem görmesi. (EÖ)