Kaldı ki, deprem sonrası en hızlı organize olan kesimin de kadınlar olması tesadüf değil. Kadın Dayanışma Vakfı'ndan (KADAV) Şükran Şakir, binaet'e "Hayatı yeniden yaratanlar kadınlardı" derken, adeta buna vurgu yapıyor.
Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı'ndan (KEDV) Berrin Yenice'yse, kadınların deprem sonrası yaşama daha hızlı katıldığını söyledi.
"Kadın çadır kentleri kurmak için gittik. Kadınların birbirleriyle konuşabileceği, danışabileceği mekanlar olarak tasarlandı çadır kentler projesi" diyor Şakir. Yaşanılan süreçte, KADAV'ın yardımların öznesi olmadığına da işaret ediyor.
"Yardımlar sürüyordu. Çadırlar, çadır kentler kurulmuş, yerleşimler oturmuştu ama, kadınların ekonomik gelire ihtiyaçları vardı. En çok didinenler kadınlardı. Yardım kuyruklarında bekleyen, travmalarıyla baş etmeye çalışan onlardı."
Kadınlar için gelir getirici projeler
Çadır kentlerden prefabriklere geçildiğinde, kadınların ihtiyaçları üzerinden projeler üretilmeye başlanır. KADAV'ın, "daha kalıcı ve örgütlü" bir şekilde sürdürebilmek adına İzmit Köseköy'de başlattığı "Yeni Adım Sitesi" bu projelerden biridir.
Şakir, "Deprem sonrası bölgede, hem gelir getirici atölyeler kurduk, hem de sosyal merkezler. Atölyeler zamanla kooperatifleşti. Sosyal merkezlerdeyse her türlü kadın danışmanlık hizmeti verildi" diyor.
2000 yılında, depremden bir yıl kadar sonra, "Kadın Köyü Projesi"nin gündeme geldiğini söyleyen Şakir, çadır ve prefabrik deneyimlerinden sonra, kadın merkezleri projesinin daha da olgunlaştığını söylüyor.
"2002 yılında İzmit Köseköy'de kadın merkezinin temelini attık. Tamamen kadınlara yönelik, çok amaçlı salona, dersliklere sahip bir kompleks yapı. 2003 ve 2004 döneminde faaliyette bulunuldu. Bölgedeki kamu kurumlarıyla işbirliğini geliştirdik."
İzmit Köseköy "Yeni Adımlar Sitesi" projesi, bölgede kadın gruplarının oluşturulmasının ilk ayağı olur.
"Proje hayata geçince, kendi gönüllülerimiz devreden çıktı. Biz kadın merkezinde meslek edindirme okuma yazma kurslarının yanında, kadın bilinci ve kadın bakış açısını yerleştiren seminerler, eğitimler verdik. TCK üzerine, medeni kanun üzerine. Kadınların kendi işlerini kendilerinin yapabilmesini sağlamaya çalıştık. Şu anda bölgedeki faaliyetimiz bu kadın merkezi. Kocaeli yöresinde tüm kadınların ulaşabildiği, kadınların yararlandığı bir merkez."
KADAV, ayrıca İzmit Köseköy'deki merkezde, kadın hareketinin deneyimlerini de aktararak, kadınlara kadın bilinci ve bakışı kazandırdığını söylüyor.
Şakir, yaz döneminde de bölgedeki araştırmaların sürdüğünü belirtti. Kadınların istihdamına yönelik araştırma birimlerinin çalıştığı ve bölgedeki işgücü analizlerinin yapıldığını söyledi.
Araştırmalardan çıkan ilk sonuçlara göre kadınların istihdamına katkıda bulunulduğunu söyleyen Şakir, kadınların bölgedeki yeri olanaklar, avantajları ve dezavantajları üzerine yapılan bu çalışma ve kursların, kadınlar adına önemli bir bilgi ve belgelendirme olduğu kanısında.
"Kurslarımızdan çıkan kadınların bir kısmı işe girdi. Bir de bu Köseköy kadın merkezi. Muhafazakar ve tutucu bölgeydi. Kadın merkezi, bölgedeki tutuculuğun geriletilmesinde ve kadınların yaşam alanlarının genişletilmesinde katkı sağladı."
Yenice: Bölgedeki kadınların bilinçlenme süreci depremden sonra başladı
"Depremin bölgedeki izler ve etkisi de hala sürüyor ve görülüyor. Kadınlar açısından bakınca, deprem felaketine rağmen, kadınlar hayatı devam ettirmeyi üstleniyorlar. Kurban durumundan çıkıp, hayatı dönüştürmeyi başarıyorlar. Sonuçta biçim verdiklerimizi alan kadınlar, örgütlenerek, güç haline geldiler."
Kadın dayanışmasının geliştirilen çözümlerin önemli bir ayağı olduğuna işaret eden Yenice'ye göre, kadınların deprem sonrası kazanımlarının en önemli ayağını, "görünür olmak" oluşturuyor.
Yenice, bölgedeki kadınların, ciddi anlamda bilinçlenme sürecinin depremden sonra başladığı kanısında.
1999 yılındaki Yalova ve Düzce depremlerinden sonra kadınların yaşam kalitelerini ve ekonomik durumlarını iyileştirmek adına bölgeye gittiklerini söyleyen Yenice, "Çalışmalarımıza katılan kadınların çoğu ilkokul mezunuydu. Depremden önce aktif olanlar var ama, yine de katılımcıların çoğu ev kadınıydı. Depremden sonra bir kimlik edindiler ve evlerinden çıktılar. Bu kadınlar için ciddi bir şeydi. Tabi olma durumundan sıyrılıp, aktif yaşama geçmeleri adına."
Değiştirmek için örgütlenen kadınlar
Kurban durumundan, depremin yol açtığı durumu değiştirmek adına örgütlenir kadınlar. Birlikte çözüm geliştirmek onlara iyi gelir. Kiracı sorunları, hak sahibi olamayanların sorunlarını çözmek adına yetkililerle konuşmaya başlarlar.
Yenice, "Kadınlar edindikleri her bilgiyi çevrelerine yaydılar. Sorunun öznesi olarak değil, çözümü için etkin hale geldiler. Hayat normalleşmeye başladıkça da, depremin travmaları öne çıktı. Bu bilinçlilik haliyle, psikolojik destek alarak sorunlarını çözdüler" diyor.
Kadınlar, kurdukları 6 kooperatifi kendileri işletiyor
Ekonomik hayatta "tamam oldu" demeleri kolay bir süreç değildir. Kadınlar, kurdukları bir takım işlerle gelir elde etseler de, pazarlama şansları olmadığından elleri kolları bağlanır kimi kez.
Bu zorluklar onların sosyalleşmesine katkıda bulunur. Kendilerini bir noktaya yerleştirip, güçlenirler. Ciddi anlamda bilinçlenme, "görünür olma" kazanımı bu sürecin getirisi olur.
Yenice, kadınlara sağlanan sürecin hemen deprem sonrası başladığına işaret ediyor:
"Depremin ardından çadır kentlerde kadın ve çocuk çadırları oluşturduk. Bu çadırlarda 0-6 yaş arasındaki çocuklara ve kadınlara yönelik rehabilitasyon çalışmaları ve üretim faaliyetleri başlattık. Çadır kentlerden sonra, prefabrik yerleşimlerin kurulmasıyla birlikte, İzmit, Adapazarı, Gölcük, Düzce'deki 8 yerde, prefabrik kadın ve çocuk merkezleri açtık."
Kadın ve Çocuk Merkezleri'ndeki kadınlar 2001'den itibaren kooperatifleşmeye başlıyor.
"Kadınlar, yerel örgütlenmelerini oluşturdular. Bunun sonucunda da, kadın ve çocuk merkezlerini onlara devrettik. O zamandan beri kadınlar, kurdukları 6 kooperatifi kendileri işletiyor."
Son olarak KEDV'nin sosyal riski azaltma projesinden söz ediyor Yenice. "Deprem bölgesinde örgütlediğimiz bu kadınlar, kendi projelerini de aldılar ve çalışmaya başladılar. Konut kooperatiflerini kurdular, arsa tahsisi aldılar" diyor.(AD)