Asliye Ceza'ya Sulh Hukuk
Davanın görüldüğü Eyüp 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin yargıcı Fikret Ulaş'ın 3 gün önce izine ayrılması üzerine yerine atanan Fatma Can Tekin de hastalandığını öne sürerek duruşmaya girmedi. Davaya bakacak yargıç ancak 3 saat sonra bulunabildi. Saat 10.00'da başlaması gereken dava, hakim Erdal Gözüaçık başkanlığında saat 13.00'de başladı.
Sanık avukatları ise Gözüaçık'ın hukuk hakimi olduğunu belirterek, "Bu davaya ceza usul kanunu konusunda uzman bir hakimin atanması gerekirdi" dedi.
3. Asliye Ceza Mahkemesi Salonu'nun küçük olması nedeniyle 1. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu'nda görülen duruşmaya ise bu salonun da küçüklüğü gerekçe gösterilerek, görüntü alınmaması koşuluyla sadece 4 gazeteci alındı.
Diri diri yakıldık
Yine salonun küçük olduğu gerekçesiyle tutuksuz bir erkek ile tutuklu 18 kadının katıldığı duruşmada, sanıklar 3 grup halinde mahkeme salonuna alındı. 155 kişi hakkında açılan davanın diğer sanıkları ise süren ölüm oruçları nedeniyle sağlık durumlarının elverişsiz olması yüzünden mahkemeye gelmedi. Savunma yapmayan sanıklar ifadelerinde davanın mağduru ve katliamın tanıkları olduklarını öne sürerek, "19 Aralık günü Bayrampaşa Cezaevi C koğuşu 21. yüzyılın nazi kampları gibiydi. Arkadaşlarımız diri diri yakıldı" dedi.
İşimiz çok savunma yapma
Eyüp 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 3 oturum halinde görülen davaya tutuklu kadın sanıklar Münevver Kök, Songül İnce, Hülya Gülcan, Arzu Özdemir, Fatma Yıldırım, Mesude Pehlivan, Gülderen Hasçısan, Nursel Demirdöğücü, Sakine Altan, Ayfer Ercan, Sadegül Özdemir, Funda Davran, Gülizar Kesici, Hamide Öztürk, Gamze Bayran, Filiz Gencer, Münire Demirel ve Birsen Kars ile tutuksuz erkek sanık Hasan Demir katıldı. Sanıkların tümü kendilerine iddianame tebliğ edilmediğini belirterek savunma yapmayacaklarını söyledikten sonra olayların nasıl geliştiğini anlattı. Operasyonda kırılan ve halen yaralı olan koluyla duruşmaya katılan Songül İnce, 13 kadın adına verdiği yazılı ifadeyi okumak isteyince mahkeme başkanı Gözüaçık, "Yapacak başka işlerimiz de var. Savunmayı okuma" dedi.
Gaz odalarını anlatayım
Bunun üzerine İnce, "Hitler'in gaz odalarında nasıl yakıldığımızı anlatmak istiyorum" diye karşılık verdi. İnce, ifadesinde 19 Aralık günü sabaha karşı uykuda oldukları sırada bomba ve kurşun sesleriyle uyandıklarını belirterek, "O gün Bayrampaşa Cezaevi C koğuşu 21. yüzyılın Nazi kampları gibiydi. Arkadaşlarımız diri diri yakıldı. 'Teslim olun yoksa gebertiriz' diye bağıran askerler kahkahalarla üzerimize çok sayıda gaz bombası atıp ateş ettiler. 6 arkadaşımız diri diri yandı" dedi.
Tavanı deldiler bomba attılar
Operasyondan yaralı kurtulan ve 19 Aralık günü getirildiği hastanede kameralara, "6 kadını diri diri yaktılar" diye bağıran Birsen Kars ile Münire Demirel ise, koğuş kapılarına mazgal ve çatılardan ateş edildiğini belirterek, "Kurşun yağmuru altında istesek de dışarı çıkamazdık. Sonra tavana delikler açıldı. Ve oradan gaz bombaları ile alev topları içeri atıldı. Üzerimize atılan bombalardan derilerimiz kavruluyor, etimiz ateşe atılan plastik gibi eriyor, saçlarımız yanıyordu. Ama elbiselerimiz yanmadı. Kimyasal silah kullanıldı. Hepimiz yanıyorduk. Bir süre sonra koğuşun tamamını ateşe verdiler. Koğuş Hitler'in fırını gibiydi. Diri diri yanacağımızı anladık. Avluya kaçmaya çalıştık. Birkaç dakika içinde kaçabilenler kurtuldu, ama 6 arkadaşımız diri diri yandı" dedi.
Dava 3 Ekim'e kaldı
Tutuksuz erkek sanık Hasan Demir ise, operasyon boyunca üzerlerine kurşun ve bomba yağdırıldığını, birçok arkadaşının kurşunlanarak öldürüldüğünü belirterek, "Murat Ördekçi havalandırma ana maltada yaralanıp yere düştü. Diğer arkadaşlarımız onu içeriye almak istedi. Ama çatılardaki askerler ateş açarak bunu engelledi. Eğer müdahale edilmiş olsaydı yaralı arkadaşlarımız kurtulabilirdi" dedi.
Davanın daha uygun koşullarda bir mahkeme salonunda tüm sanıkların katılımıyla yapılmasını talep eden sanıkların ifadelerini tamamlamasının ardından duruşma 3 Ekim 2001 tarihine ertelendi.
(NA)