Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin dava kapsamında hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile bir yıl üç ay hapis cezası verilen tutuklu sanık Yasin Hayal'in avukatı Eda Salman, "bence de bu bir örgüt işi ama yargılama tahminlere göre yapılmıyor" dedi.
Müvekkili ile ilgili herhangi bir şekilde, tahliye başvurusunda bulunmayacaklarını belirtti.
Salman şöyle konuştu:
"Ceza hukukunda gerçekler vardır. Bir de dosyaya yansıyan gerçekler vardır. Hakim kararını, dosyaya yansıyan gerçeklere göre vermek zorundadır. Hakim isabetli bir karar vermiştir örgüt konusunda. Bu karar hukuken doğru bir karardır. Vicdani yönü tartışılır.
''Çünkü Hayal'in avukatı olarak ben bile diyorum ki, 'bu bir örgüt işi' ama yargılama tahminlere göre yapılmıyor. Tartışılacak bir husus varsa o da şu, 'emniyet görevlileri neden dahil edilmedi?' deniyor. Hakim, zaten bu konuda bildirimleri yaptı gerekli yerlere. Soruşturulup soruşturulmaması hakimi bağlamaz. Hakim önündeki verilere göre hareket eder, karar verir.
"Cinayete ilişkin bahsi geçen örgütü Türkiye'de aramak zaten yersiz. Türkiye dışında aramak lazım. Hrant Dink'e sıkılan kurşun, aslında Türkiye Cumhuriyeti'ne sıkılmıştır. Hrant Dink bilerek hedef haline getirilmiş ve Ermeni-Türk kardeşliği bilerek zedelenmek istenmiştir. Ülkenin en vatansever kesimini oluşturan Ermeni vatandaşlarımızın ve tüm aklı başında aydın Türk vatandaşlarımızın bunu göz ardı etmemesini dilerim."
"Tahliye istememizin hukuki ve vicdani boyutu var"
Tahliye başvurusu yapmayacak olmasınnın nedeninin hukuki ve vicdansal yönleri olduğunu söyleyen Salman şöyle konuştu:
* Tahliye başvurusu yapmamızın ilk boyutu hukukidir. Başvurudan önce gerekli araştırmalarımızı yaptık. Bu konuda Yargıtay'ın duruşu önemli bizim için. CMK'nın 102. maddesinde yapılan değişiklikle Hizbullah davası sanıklarının tahliye edilmesi ve kamuoyunda oluşan yoğun tepkilerden sonra Yargıtay'ın bu konuyla ilgili verdiği kararı gördük.
Karar kesinleşmeden de sanık hükümlü sayılacak. Yargıtay, tahliyelerle ilgili içtihat değiştirdi. Hatta yerel mahkemeler de bu yönde kararlar verdi. Bunları tespit ettik. Dolayısıyla artık Yargıtay'ın içtihadı oturmuş durumda. Böyle olmasa elimizdeki sağlam gerekçelerle elbette böyle bir başvuru yapacaktık.
Hatta İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi de özellikle, Yasin Hayal'in tutuklandığı 24 Ocak'tan önce, beş yıl dolmasını beklemeden bu dosyayı karara bağladı. Çünkü Hayal'i tahliye etmek zorunda kalacak ve alınacak tepki daha büyük olacaktı.
* İkinci boyutu da kamu vicdanıyla alakalı. Her ne kadar bu işin günah keçisi Yasin'miş gibi görünse de, hepimizin bu işin örgütlü bir iş olduğuna dair tahminleri var. Dolayısıyla gerçekten örgüt olmadığını düşünsek bile bir an için, en kötü ihtimalle Yasin'in de bu cinayetin azmettiricisi, yahut yardım edeni olması halinde bile alacağı ceza, şu anki tutukluluk süresinden çok daha uzun bir süreci kapsıyor.
Salman, Yasin Hayal'in Dink cinayetindeki konumunu inkar eden bir savunma yapmadıklarını, Hayal'in tahliye hakkını kötüye kullanarak, kamuoyunun daha da tepki vermesine mahal vermek istemediklerini söyledi. "Çünkü bu tepkiden faydalanmak isteyen insanların veya grupların olduğunun farkındayız. Onların ekmeğine yağ sürmek istemedik'' dedi.
Hayal'in ailesinin de "Mc Donalds'ın bombalanmasından dahi, yatacak en az üç senesinin olduğunu bildikleri için" bu tutumla hem fikir olduklarını söyleyen Salman, her zaman bireysel başvuru hakkı olduğunu da belirtti. (ÇT)